Öğrenilmiş Çaresizliklerimiz Engelimiz Olmasın

Yazar : S. Sinan ULUSOY
Konu : Yaşam

19. yüzyılda çoğu insan yüksek atlamada 2.00 metre üstü bir atlayışı başarmanın olanaksız olduğuna inanıyordu.

19. yüzyılda çoğu insan yüksek atlamada 2.00 metre üstü bir atlayışı başarmanın olanaksız olduğuna inanıyordu. Ancak 19. Yüzyıldan başlayıp bugüne gelinceye kadar tecrübe ettiklerimiz bu inanışın yanlış olduğunu kanıtladı. 

 

Yüksek atlama ilginç bir evrim geçirdi. İlk başta sporcular düz olarak çıtanın üzerinden atlıyordu. Bu şekilde en fazla 1,5 metrelik yükseklik geçilebildi. Daha sonra yeni bir teknik bulundu. Çıtaya çarpraz olarak yaklaşan sporcular, iç dış bacak sırasıyla atlayarak 1 metre 97 santimetreye kadar ulaşmayı başardı.

İnsanoğlu tabii ki pes etmedi. Bu kez çıtaya yine çarpraz yaklaşıp iç bacağın gücüyle zıplarken dış bacağın arkadan atılmasıyla 2.03 metrelik yükseklik aşıldı.

 

Daha yukarı atlanabilir mi diye yapılan çalışmalar sonuç verdi. Çıtaya çarpraz olarak yaklaşma tekniği sabit tutulmakla birlikte vücut yan olarak çıtanın üzerinden geçirilerek 2 metre 28 santimetreye ulaşıldı.

 

Şu an kullanılan teknikte ise çıtanın üzerinden önce baş ve omuzlar geçirilirken en son ayaklar geçirildi. Bu şekilde 2 metre 45 santimetre yükseklik atlanabilir hale geldi. 1993 yılında aşılan bu yükselik şu an ki dünya rekoru olma özelliğini koruyor ve en uzun süredir kırılamayan rekor olarakda tarihte yerini almış durumda.

 

Tüm bu gelişmelerin sonucu bize tüm açıklığı ile gösteriyor ki iş yaşamında olduğu gibi sporda da inanç ve düşüncelerimiz engellimiz veya tam tersi itici gücümüz olabilir. İmkansız gibi gözükenleri başarmanın önündeki en önemli bariyer sahip olduğumuz bakış açısı. O zaman özetle; 

 

 

Çalışma arkadaşlarımız ve kendimizin fiziksel, duygusal, zihinsel ve ruhsal kapasiteni en üst seviyede tutmamıza imkan verecek ortamlar yaratmamız düşüncelerimizin engellerimiz olmasının önüne geçecektir. Haydi kendimizi sorgulayalım ve yapılması gerekeni yapmak üzere harekete geçelim.  

 

Satırlarımın sonunda bu haftanın “Engelliler Haftası” olması nedeniyle bu konuştuklarımıza harika örnek teşkil eden mücadele gücü, sabır, disiplin ve azimleriyle hepimize rol model olma özelliği taşıyan Paralimpik takımımız sporcularından doğuştan iki kolu olmayan ve kalçası çıkık olan Sümeyye Boyacı yüzmeye balıklardan esinlenerek başlamaya karar vermiş, “balıklara bakıp onlarında kolları yok  demek ki yüzmek için kollara ihtiyaç yok" deyip 2008 yılında başladığı yüzmede şu anda Avrupa Şampiyonumuz.  

İyi ki varsınız Sümeyye ve Paralimpik takımızın tüm değerli sporcuları siz bizelere azmetmenin, denemenin, tekrar denemenin, gerçekten istemenin, sınır tanımamanın, kazanmanın tek amaç olmadığının, fedakarlık göstermenin, gelişimin, mücadelenin, ter ve bazen göz yaşının, hayallerini takip etmenin önemini gösterme ve anlamamız yolunda muhteşem rol modellerimizsiniz.

 

Ülkemizin en hassas meselelerinden biri olan engelli vatandaşlarımızla ilgili duyarlılığın artmasına vesile olması dileğiyle, Engelliler Haftası’nı kutluyor, engelli kardeşlerimizin toplumun etkin, özel ve değerli üyeleri olduklarını anımsatıyor, yaşamın onların varlıkları ve katılımlarıyla daha da güzelleştiğine yürekten inanarak, tüm engelli vatandaşlarımızı, ailelerini sevgiyle ve saygıyla selamlıyor, kendilerine mutlu ve huzurlu bir ömür diliyorum.

 

Kalın sağlıcakla