Teknoloji Bağımlılığı

Yazar : Mehtap YILMAZ
Konu : Yaşam

Teknoloji insanı sanal bir gerçekliğin içine çektikçe, onu gerçekten çevresinde olup bitenlere karşı duyarsızlaştırıyor.

“Teknoloji insanı sanal bir gerçekliğin içine çektikçe, onu gerçekten çevresinde olup bitenlere karşı duyarsızlaştırıyor."

Daniel Goleman [1]

Hepimizin başına gelmiştir. Siz konuşurken çocuğunuz ya da arkadaşınız telefonda bir şeylerle uğraşmakta, sizi dinlememektedir. Ya da yolda karşıdan gelen biri telefona bakmaktan sizi görmez. Size çarpacağını siz 10 metre öteden anlarsınız ve yolundan çekilirsiniz. İşyerinde odasına sohbet için gittiğiniz bir arkadaşınız, bilgisayarıyla o kadar meşguldür ki, sanki bir an önce kalkıp gitmenizi istediğini sezersiniz. Çocuğunuz tablette ya da bilgisayarda oyun oynamak için sürekli ısrar eder.

Bu örnekler günlük hayatta karşılaştığımız, artık neredeyse normal gelmeye başlayan davranışlardır. Gerçekten normal midir? Her ne kadar kabul etmek istemesek de, bu davranışlar yavaş yavaş hepimizi etkisi altına almaktadır. Uzmanların paylaştıkları verilere göre, günlük ortalama 4,7 saatimizi telefonlarımıza bakarak geçiriyoruz. Buna bilgisayar başında çalışma, tv izleme gibi eylemler de eklenince 11 saat gibi dev bir zaman dilimi karşımıza çıkıyor [2]. Yani çoğumuz teknoloji bağımlısı olduk, bir o kadarımız bağımlılık yolunda ilerliyor.

Nedir bu teknoloji bağımlılığı dediğimiz kavram?

Mesela, tüm zamanınızı alışveriş sitelerinde geçiriyorsanız ve internetten bir şeyler satın almak sizde bir tutku haline gelmişse ya da bu zamanı sosyal medyada geçiriyorsanız, arkadaşlarınızın neler yaptığını buralardan takip etmeden duramıyorsanız, tersine tüm yaptıklarınızı, yaşadıklarınızı resimlerle bu gruplarda belgeliyorsanız, beğenen insanların sayısı sizin için önemliyse, arkadaşlarınızla sosyalleşmeniz buradan ibaret ise, bilgisayar başında saatlerce oyun oynuyorsanız, yemek yemeyi dahi unutuyorsanız, sürekli video, film izliyorsanız, bahis sitelerinde şans oyunları oynuyorsanız, bu eylemleri yapmadığınızda yoksunluk hissediyorsanız siz de teknoloji bağımlısı olmuşsunuz demektir.

Genel istatistik verilerine göre ABD’de her 8 vatandaştan 1’i teknoloji bağımlısıdır. Ülkemizde 2015 yılı raporlarında ülke nüfusunun yüzde 55.9’u internet kullandığı için henüz teknoloji bağımlılığı raporu hazırlanmamıştır. Ancak bizim de bu yolda ilerlediğimiz algısı yüksektir [3].

Günümüzde özellikle okul çağındaki çocuklar ve gençler, sürekli arkadaşlarına kendilerini ispatlamak zorunda hissetmekteler. Arkadaşlar insan hayatında çok önemli bir role sahiptir. Herhangi bir bilgisayar oyununu en iyi oynayan olmak onlar için çok prestijli bir durumdur. Ayrıca popülerite sosyal medya gruplarındaki arkadaş sayısıyla doğru orantılıdır. Dolayısıyla insan günümüzde sosyal medya gruplarında varsa sosyal olarak var olduğunu düşündüğü için vaktinin çoğunu oyunları iyi oynamak için çalışmakla ya da gruplarda arkadaşlarıyla sohbet ederek geçirmektedir.

İnsanların bazıları çekingendir. Herhangi bir toplulukta konuşmada, kendini ifade etmede zorlanır. Bu çocuklarda ve gençlerde daha çok görülse de yetişkin insanlarda da çokça görülür. Bunun nedeni kendine güven eksikliğidir. “Rezil olurum.” korkusuyla konuşmaktan, kendilerini ifade etmekten kaçınırlar. Bu tarz insanlar için internet, güvenli bir yerdir. İnsanlarla yüz yüze konuşmalarına gerek kalmadan özgürce kendilerini ifade edebilecekleri bir ortamdır. Burada, kendilerini çok daha güvenli, güçlü ve iyi hissederler.

İnsanların kişilikleri de teknoloji bağımlılığına yatkınlığı belirler. Gerçek hayatta da bazı eylemleri bir kaçış olarak gören insanlar, sanal ortamda da bu alışkanlıklarını sürdürmektedirler. Örneğin alışveriş yaparak, hayatındaki bir takım ruhsal boşlukları dolduran bir insan, bu tavrına sanal ortamda da devam etmekte, alışveriş sitelerinde vaktini geçirmektedir.

Son 1 yıldır yaşadığımız pandemi de teknoloji bağımlılığını tetikleyen bir başka neden.  Okulların kapalı olması nedeniyle uzaktan eğitimin internet üzerinden verilmesi, uzaktan çalışmaya müsait işi olanların evden çalışması, toplantıların, seminerlerin çeşitli toplantı programlarıyla internet üzerinden yapılması, iş ve okul ile ilgili iletişimin akıllı telefonlardaki gruplar aracılığıyla olması,  ister istemez bilgisayar ve telefon başında geçirdiğimiz vakti kat kat arttırmaktadır.

Teknoloji bağımlılığı, her bağımlılık gibi insanı olumsuz etkileyen bir durumdur. Arkadaşlık ilişkilerinde bozulma, korku ve yalnızlık hissi, depresyon, işten kaçıp görevlerini yerine getirmeme, suçluluk duygusu, çabuk sıkılma, dikkat dağınıklığı gibi pek çok olumsuz ruhsal sorunlara, baş ve sırt ağrıları, uykusuzluk, göz sorunları, yeme sorunları gibi fiziksel problemlere yol açabilmektedir. Yeşilay, Türkiye Bağımlılıkla Mücadele Eğitim Programına, teknoloji bağımlılığını da dahil etmiştir [4). Yeşilay verilerine göre, yoksunluk durumu; bağımlı öğrencilerin %74,5’inde saptanırken bağımlı olmayanların % 10,5’inde saptanmıştır. İnternette geçirdiği zamanı gizlemek için yalan söyleme; bağımlı öğrencilerin % 38’inde saptanırken, bağımlı olmayanların % 4’ünde saptanmıştır. İnternette geçirdiği zamandan suçluluk duyma, bağımlı öğrencilerin %33’ünde saptanırken, bağımlı olmayanların %4,3’ünde saptanmıştır [5].

Özellikle bu dönemde çocukların ve gençlerin ruh sağlığı bizim için ilk sırada yer almalı. Okul arkadaşlarını ve öğretmenlerini bile bilgisayar başında gören çocuklardaki kavram karmaşasını ortadan kaldırmaya çalışmalıyız. Normal zamanda olduğu gibi okul zamanı, ev zamanı, hafta sonu gibi kavramları birbirinden ayırmaya özen göstermeliyiz. Derslerini vaktinde yapmasını sağlamalı, akşamları aynı saatlerde yatırıp, sabah aynı saatlerde uyanmasına dikkat etmeliyiz. Ders dışında, bilgisayar, tablet ve telefon başında geçirdiği zamandan haberdar olmalı ve bir sınır koymalıyız. Özellikle çocuklar, her istedikleri zaman bu cihazları kullanamayacaklarını çok net bilmeliler. Tabi bu alışkanlıkları kazandırmak için öncelikle anne – babaların bu konudaki davranışlarına dikkat etmesi gerekir. Kendimizin yapmadığı bir davranışı çocuktan göstermesini beklemek, çocukta karmaşaya sebep olacaktır.

Teknoloji dışında da bir hayat olduğunu onlara hatırlatmalıyız. Sosyal mesafeye dikkat ederek arkadaşlarıyla vakit geçirmesini sağlayabilir, birlikte doğa yürüyüşlerine çıkabilirsiniz. Çocuğunuzu bu dönemde bireysel sporlara yönlendirebilir, hatta siz de onunla birlikte bu sporları yapabilirsiniz. Resim, bir müzik aleti çalma, çeşitli hobiler, kitap okuma gibi etkinlikleri hatırlatabilirsiniz. Bunlar emek isteyen çabalardır ve çocuklarımız bu çabaya değer.

Gösterilen tüm çabaya rağmen, bağımlılık geçmiyorsa uzmanlardan yardım almaktan çekinmeyelim. Hiçbir şey insanın fiziksel ve ruhsal sağlığından daha önemli değildir.

Kaynaklar:

Görseller: