Küresel Isın'ma?

Bu hoca da hep aykırı şeyler yazar geçen sefer de “Yaprak Sar Ma”idi konumuz hatırlarsanız, hadi bakalım bu sefer neler çıkacak demiş olmalısınız, tabi ki beni takip ediyorsanız.

Bu hoca da hep aykırı şeyler yazar geçen sefer de “Yaprak Sar Ma”idi konumuz hatırlarsanız, hadi bakalım bu sefer neler çıkacak demiş olmalısınız, tabi ki beni takip ediyorsanız. Şimdi hepinizin nasıl şartlandırıldığını yazarak işe başlayalım. Öncelikle benim de kabullendiğim bir gerçek ortada. Atmosferdeki sera gazlarından karbon dioksitin seviyesi geçen 800 000 seneden bu yana hiç olmadığı kadar çoğaldı. Bu bir gerçek, iyi de neden? Hemen aklınıza size bana zorla kabul ettirilen sera gazları geliyor değil mi? Öyle şeyler yerleştirilmiş ki aklımıza bazı gerçekleri kabullenmek neredeyse imkansız oluyor. Mesela size desem ki; Alp Dağlarındaki kar birikimi ne zaman olur diye sorsam ne dersiniz? Hoca da başka soru bulamadı buna çocuklar bile cevap verir dersiniz değil mi? Cevap otomatik olarak kış mevsimi olur değil mi? Yanıldınız, dersem ne dersiniz? Yok hemen diğer sayfaya geçmeyin devam edin lütfen. Cevap; Alp dağlarına biriken karın ilkbahar sonu ve yaz başında olduğunu, sonbahar ve kış’ın sadece ve sadece kar birikiminin %20’sini sağladığı gerçeğine ne dersiniz?  Ben %20 ile yetiniyorum derseniz ne ala ama ben %80 peşindeyim ve de nedenini de buldum. Biraz daha küreselleşelim. Global dünyaya biraz da alt taraftan bakalım. Sanki dünyanın altı üstü var gibi. Hani küresel ısınma var ve buzullar eriyor kutuplardaki buzlar eridi yok oldu falan ya, bakalım öyle mi? 2014 yılında Antarktika kıtasındaki buz tabakası bilinen geçmişin en üst alanına ulaştı dersem ne dersiniz?

 

 

On Sept. 19, 2014, the five-day average of Antarctic sea ice extent exceeded 20 million square kilometers for the first time since 1979, according to the National Snow and Ice Data Center. The red line shows the average maximum extent from 1979-2014.

Credits: NASA's Scientific Visualization Studio/Cindy Starr

 

Hocam bu geçen sene bu sene nasıl derseniz işte orijinal yazıdan alıntı;

 

NSIDC data shows average sea ice extent around Antarctica reached 12.10 sq.km. in May 2015 some 12 % above the long term average for the period from 1981 to 2010 of 10.79 million sq.km.  May sea ice extent in Antarctica is growing at a rate of 2.9 % per decade, according to NSIDC data. 

İşte tüm sorun da burada başlıyor. Neden kuzeyde erime varken güneyde buz sınırı genişliyor? Ne oluyor nasıl oluyor, dünya bunun peşinde. Şimdilik konumuz bunun nedenleri değil ben size bu yazımda bize aşılanan ama doğa ile ters düşen bazı konuları paylaşmak istedim. Alp Dağlarındaki kar birikimi misali.  Birde ağaç halkaları var bilirsiniz. 

 

Halka halka gelişirler. Bol yağış geniş halka kurak yıl dar halka. Bir bilim dalı da bunlara bakar ve geçmişin izlerini böylece takip eder. Bu da elbette daha büyük ağaçlara gereksinim duyar ki gövdesinde daha uzun zamanın izlerini taşısın. Tabi bu uğraşı için ağaçlar kesilmiyor sadece ince bir delikle örnek alınıyor. İşte bu denli bir uğraş Anadolu’da da yapılmış. Akdeniz bölgesinde 1400-2000 senesi aralığında Mayıs Ağustos dönemi yağışlara bakmışlar. 600 yıllık bu zaman dilimi eğer var ise bize en azından sanayi devrimi sonrası yağışlardaki değişimi yansıtacağı için güzel bir zaman dilimi. Elbette Osmanlı’nın da yakın tarihini yansıtıyor bizlere. Ağaç halkaları verisini ile son 600 seneyi 200 senelik dilimler halinde gözlerinizin önüne koydum.

 

 

There is an upward, though not significant, trend from approximately 1490–1520 followed by high variation in extreme wet and dry events until the late sixteenth century. Two periods of high variability are evident from approximately 1650–1670 and from the 1850s to the 1930s. There is no significant trend detectable in the twentieth century. The longest dry period during the past six centuries lasted 5 years (1591–1595) and occurred only once during the last 600 years. The longest wet period during the past 600 years also lasted 5 years (1601–1605 and 1751–1755).

 

 

Bu ne baksana hocam epeyce değişim var demiş olmalısınız. Biz bilim dünyası elimizde böyle veriler olunca ortalamalar almaya başlarız. 600 yıllık bu veriyi 10-30-50 senelik ortalamalara bakarız. İngilizce metinden de göreceğiniz gibi değişen hiç bir şey yok. Yani yalan söylemeyi bilmeyen ağaçlar bize değişen hiç bir şey yok demeye başladı. Olur mu hocam demeye başladınız değil mi? Biz sadece doğayı elimizdeki veriler ile konuşturmayı becerme başarısı gösteren insanlarız. İşte ağaç halkalarını alır biri inceler ben de o verilere başka açıdan bakarım ve size derim ki. Son altı yüz seneden bu yana iklimsel açıdan bölgemizde değişen hiç bir şey yok.  Var diyen bana bu verideki uzun dönemli kısa dönemli sapmaları göstermek durumunda.

 

Olmamış mı elbette yağışlarda değişimler olmuş. Mesela 1591-95 yılları arasında Osmanlı Devleti 5 sene üst üste kuraklık yaşamış ve diğer nedenlerin yanı sıra kuraklık nedeni ile sonunda Celali isyanları çıkmış. 3 Mehmed’ten sonra tahta geçen  1 Ahmed zamanı ise bereketin doruk noktası olmuş. Yağmış ta yağmış. Ama sonra her şey yine mevsimsel salınımlar içerisinde normal gitmiş.

 

Olur mu hocam falan demeyin eğer aklınıza bir şey gelirse tekrar verilere dönün bakın. 1935 yılı neredeyse hiç yağış almayan Anadolu, 1936 yılında rekor kırmış.

 

1936 da Anadolu’ya yağmış ta yağmış. Akdeniz bölgesine yağmış ise mutlaka Karadeniz’e de yağmıştır belki de daha da fazlası. 1937 de ne olmuş dersiniz. Hamsi bolluğu yaşanmış hamsi karaya vurmuş tenekesi beş para etmiş. Keşke  daha önceden de 1826-27 yıllarında veya 1565 yılındaki yağışlardan sonra 1566 yılında Karadeniz’deki hamsi avı ile ilgili kayıtlara da ulaşabilsek. Belki okuyucularımızdan bu tarihlerdeki arşivlere ulaşan ve bana bu kıymetli bilgiyi aktarmak isteyenler çıkabilir. Peki 1980’lerin sonundaki yağışlardaki azalma ve bu önemde hamside yaşanan yok yılları da dikkatinizi çekti mi acaba. 

 

Doğa hala gizemini koruyor. Küresel ısınma derken bakıyorsunuz bir yandan da Antarktika’da buzlu alanlar genişliyor. Küresel ısınma taraftarları pek bundan bahsetmiyor, bahsetmek istemiyor. Nedeni basit aslında. Ne diyecekler? Cevapları yok ki. Ben de o veya bu tarafta değilim ama doğanın tarafındayım ve biliyorum ki o sırlarını saklıyor, kendini hemen ele vermiyor. Sırlarını saklıyor ama ben çözdüm. Size her sene bol bol hamsi de yedirebilirim ağaç halkalarını her sene daha da genişletebilirim. İstediğiniz yere de istediğiniz kadar kar depolayabilirim.

 

Nasıla yer yetmedi ben ne yapayım. Onu da gelecek aylara saklayalım ne dersiniz.