Geleceğimiz için Kamu Yararının Yeniden İnşası

Konu : Tarım

Toprak, yaşamın ve gıda üretiminin başladığı yerdir.

Toprak, yaşamın ve gıda üretiminin başladığı yerdir. En iyi dostumuz, sadık yarimiz olarak nitelediğimiz, sonsuzmuş gibi düşündüğümüz ve öyle davrandığımız bu canlı varlık, yaşanan gelişmelerle artık geleceğimiz için tehlikelerle doludur. En önemli gelişme toprakların ekonomik değer olması nedeniyle rant aracı olarak görülmesidir. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de erozyon, amaç dışı kullanım, kirlenme ve çoraklaşma gibi sorunlarla bu kadim dostumuzu kaybetmek üzereyiz.

Yaptığımız faaliyetlerle, bir taraftan tarım topraklarının yok olma sürecine katkı sağlarken, diğer taraftan da amacına ve potansiyeline uygun kullanımı, korunması ve iyileştirilmesi konusunda çırpınıyoruz.

Ülkemizde tarım arazilerinin korunması, iyileştirilmesi için önemli adımlar atılmaya çalışılmışsa da amacı dışında kullanıma açılma yarışında kazanan, ama aslında kaybeden taraf hep tarım toprakları, verimli ovalar olmuştur. TÜİK verilerine göre; ülkemizde 1994 yılında yaklaşık 28 milyon hektar olan tarım arazisi, son 20 yılda yaklaşık 4 milyon hektar azalarak 24 milyon hektara gerilemiştir. Başka bir deyişle, toplam tarım arazilerinin yüzde 15’i tarımsal üretim dışına çıkmıştır.

Ülkemizde tarım topraklarının amacına uygun kullanımı, toprakların korunması ve iyileştirilmesine yönelik çalışmaları incelediğimizde; Cumhuriyetin ilk yıllarından bu yana konuya önem verildiğini ve çeşitli yasal düzenlemelerle önlemler alınmaya çalışıldığını görüyoruz. Tarım topraklarını korumaya yönelik yasal düzenlemeler 1937 yılında başlamıştır. Zaman içinde anayasa maddesi olarak yer almış, yönetmeliklerle koruma amaçlanmıştır. Günümüzde ise 2005 yılında yürürlüğe giren 5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanun’u ile koruma altına alınmıştır. Kanun ile “toprağın korunması, geliştirilmesi, tarım arazilerinin sınıflandırılması, asgari tarımsal arazi ve yeter gelirli tarımsal arazi büyüklüklerinin belirlenmesi ve bölünmelerin önlenmesi, tarımsal arazi ve yeter gelirli tarımsal arazilerin çevre öncelikli sürdürülebilir kalkınma ilkesine uygun olarak planlı kullanımını sağlayacak usul ve esasları belirlemek” amaçlanmıştır. Toprakların korunması konusunda ise “Arazi kullanımını gerektiren her türlü girişim ve yatırım sürecinde toprakların korunması, doğal ve yapay olaylar sonucu meydana gelen toprak kayıplarının önlenmesi; arazi kullanım planları, tarımsal amaçlı arazi kullanım plan ve projeleri ile toprak koruma projelerinin uygulamaya konulması ile sağlanır” yer almaktadır.

Yazının devamı