Şimdi de Krema Krizi Patladı

Küreselleşen dünyada bütün sektörler gibi süt sektörü de; ekonomik krizler, gelişen pazar ekonomilerindeki döviz çıkışları, dış müdahaleler, savaşlar ve bunun içe yansımalarından oldukça etkileniyor.

Küreselleşen dünyada bütün sektörler gibi süt sektörü de; ekonomik krizler, gelişen pazar ekonomilerindeki döviz çıkışları, dış müdahaleler, savaşlar ve bunun içe yansımalarından oldukça etkileniyor. 

Bu sene Türkiye’de yaşanan et krizi-süt krizi gibi örneğin. Et krizi etlik hayvan arzının düşüklüğü nedeniyle yüksek et fiyatlarından oluştu. Kasaplık bir hayvanın başında onu satın almak için üç kişi beklerse, karkas et fiyatları da artar tabiatıyla. Bu da tarım ülkesi olan Türkiye’nin karkas et ve kasaplık hayvan ithal etmesine yol açtı. Yaklaşık 8 yıldır da Türkiye bu sorunu aşamadı. 

Sütteki kriz ise arzın fazla olmasından kaynaklandı. İç tüketimi arttırmadan, çiğ süt miktarının arttırılması, bu sonucu doğurdu. Halbuki miktar yerine öncelikle kalitenin arttırılması, miktarın ise talebe göre arttırılması gerekiyordu. Arz fazlalaşınca da çiğ süt fiyatı 80 kuruşlara kadar düştü. 

Sonradan Et ve Süt Kurumu üzerinden müdahale ile fiyat az çok dengelense de uzun vadede bu reçete geçerli olmayacak gibi görünüyor. Çünkü bu sefer de depolar ağzına kadar yağsız süttozu ve tereyağlık krema ile doldu. 

Ve sonuçta krema krizi belirdi. Krema miktarı talebin üzerine çıktı ve şu sıralar arayan soran yok. Çünkü krema ağırlıklı olarak tereyağı üretiminde kullanılıyor. Tereyağı tüketimi de artmadığına göre bu krema nerede değerlendirilecek? 

Krema ucuzlarken buna paralel olarak tereyağı fiyatının düşmesi beklenirken piyasada böyle bir durum şimdilik görülmüyor. Halbuki düşerse tüketim bir miktar da olsa artacak.

Bu durumda alternatif olarak aklınıza doğal olarak ihracat geliyor. Ancak kremayı veya bundan üretilen tereyağını dünya piyasalarına bu maliyetlerle satmak mümkün değil. Çünkü AB’de 2015 yılının 1 Nisan’ı itibariyle çiğ süt üretim kotasının kalkması ile tereyağı ve süttozu dağları oluşmuş durumda.  Onlarda ellerindeki stokları tüketmeye çalışıyorlar. Bunun için dünya piyasalarına saldırıyorlar. Üstelik de daha kalitelisini Türkiye’nin neredeyse yarı fiyatına satmayı teklif ediyorlar. 

Sanayici de yurt içinden gereksinimi olan kremayı almak istese maliyeti yüksek olacak. Bu durumda rekabet etme şansı kalmayacak. Halbuki Dahilde İşleme Rejimi (DİR) marifetiyle daha ucuza krema ithal edebiliyor. İç piyasadan gereksinimi karşılaması yönünde destekleme yapılması gerekiyor. 

Krema fiyatlarına paralel olarak bu yıl patates fiyatı da yerlerde sürünüyor.  Bunu neden söylüyorum? Birçok yerde krema patates püresi ile karıştırılarak tereyağı benzeri bir ürün yapılıp tereyağı diye satılıyor. Patates fiyatları yüksek olsaydı hiç olmazsa katılan patates püresi oranı düşerdi.  

Bu durumda da tüketici patatesle karışımını tereyağı diye yemeye devam edecek demektir.