Bir Hikaye, Şiir, Hüzün Ve Mutluluk!.. Zeytin..

Konu : Gastronomi

Ağaçların bilgesi zeytindir kuşkusuz.. Nice öyküye, romana, şiire konu olmuştur zeytin.

Ağaçların bilgesi zeytindir kuşkusuz.. Nice öyküye, romana, şiire konu olmuştur zeytin. Zamanlar geçmiş, sahipler değişmiş ama onların ölümsüzlükleri değişmemiştir. Efsanelerde de yerini almıştır, dini kitaplarda da. Tarihin en ücra köşelerinde ona rastlarız. Kimi zaman tanrı-Ra’nın aydınlanma simgesi, Tanrıça Athena’nın bilgelik anahtarı, kimi zamanda Kuran’ı Kerimde yer alan şifa kaynağı olmuştur. Bir hikaye, şiir, hüzün ve mutluluktur...zeytin!

Kış soğuğunda, esen rüzgarın keskin dokunuşlarında toplanır zeytinler tek tek.. Zeytin ağaçlarının gölgesinde yine hayaller umutlar yeşerir. Ağaçların tepelerine çıkılır, silkelenir. Hayallerin üzerine yağmur tanesi gibi tek tek dökülen siyah ve yeşil inciler bir araya getirilir. Kasalar, sepetler doldurulur. Ucuz pahalı denilmeden satılır mecburiyetten, yağlıklar ayrılır. Çuvallarda bekletilir, biriktirilir yağhaneye götürmek için. Yılın son hasadı, köylüler için önemli ekmek kapısı.. Kimi bütün yıl ondan ekmek yer, kimi çocuğunun mürüvvetini görür. Vefalıdır zeytin, ilgisi eksik olsa da mahcup etmez verir ürününü.. zeytin şifa kaynağıdır da.. anne sütündeki yağa eşdeğer yapısıyla,  insan sağlığı için mucizevi bir besindir…

Son yıllarda zeytin yetiştiriciliğinin giderek artan bir tarımsal faaliyet olduğunu düşünüyorum. Her insan psikolojisinde olduğu gibi yeni yöntem ve metotların önce başkaları tarafından denenmesi gerekiyor, işe yararsa uygulanıyor. Bu düşünce ile hocamla birlikte yüksek lisans tezimi bu konuda yapmaya karar veriyoruz. Ayvalık zeytin çeşidine uygulanan tarımsal yöntemlerin geliştirilmesi, zeytin ağaçlarının beslenme durumunun belirlenmesi, meyve kalite parametreleri açısından en uygun derim (hasat) zamanının belirlenmesi ve yörede hızla yayılan Ayvalık zeytin çeşidi ile kapama bahçe yetiştiriciliği ile ilgili sorunların çözümüne yönelik çalışmayı amaçlıyorum. 

 

Çalıştığım bölge Manisa diyarı.. Manisa’nın Ahmetli ilçesinin Mandallı köyü… Mandallı’ya ilk gittiğimde köyün tarihe ev sahipliği yapmış olduğunu binaların yapısından hemen anlıyorum, 50-100 yaşlarında zeytin ağaçları karşılıyor beni… Köy sakinleri oldukça uysal, şehrin keşmekeşliğinden uzak, sakin , sessiz 50 hanelik bir köy… köyün gençleri sanayinin olduğu bölgelere yerleşmiş, babadan , atadan kalan dekarlarca zeytin arazi kalmış bir tek.. köylüler beni görünce şaşırıyor, bayan bir ziraat mühendisine alışık olmadıklarını anlıyorum.. Hemen tanışıp, işe koyuluyorum..

Araştırmayı anket çalışması, zeytin ağaçlarının beslenme durumu ve farklı hasat zamanlarına bağlı olarak meyve-yağ kalitesinin belirlenmesi olmak üzere 3 ayrı bölüm olarak planlıyorum. 

Önce anket çalışması ile başlıyorum. Anket yapılan üreticilerinden % 66,7’sinin zeytin bahçesi dağlık bölgede yer alırken % 33,3’ü kır-tabanda bulunduğu ortaya çıkıyor.  Üreticiler arasında % 58,3’ü herhangi bir girdi kullanmadığı (gübre-sulama) halde % 41,6’sı girdi kullanılarak (gübre-sulama) yetiştiricilik yaptığı ve dağlık bölgede girdi kullanılan bahçeler, kır taban arazideki bahçelere göre daha fazla olduğunu tespit ediyorum. Yapmış olduğum araştırmada girdi kullanan çiftçilerin eğitim düzeyleri düşük olmakla birlikte, mali durumları iyi, yeniliklere açık, önder çiftçiler olduğunu tespit ediyorum.

 Herhangi bir girdi kullanmayan üreticiler, girdi kullananlara göre eğitim düzeyinin yüksek olmasına rağmen geleneksel düşük girdili yetiştirme yöntemlerini kullandığı, sonuç olarak üreticinin mali durumu ve yeniliklere açık olmasının girdi kullanımı etkilediği görüyorum.

Araştırmaya göre, çiftçilerin, istenen düzeyde kültürel ve bakım işlemlerini yapmadığı, bununla beraber, yapılan toprak ve yaprak analizleri sonucunda bitki besin elementleri yetersiz bulunmasına rağmen, üreticilerin herhangi bir girdi kullanımı olmadan zeytin yetiştiriciliği yaptıklarını gözlemliyorum. 

İkinci aşamada ise, kendime ağaçların yaşları birbirine yakın, 2 kır (taban) arazi, 2 dağlık bölgede bulunan 4 arazi seçiyorum. Dağlık bölgede bulunan ve kır (taban) arazide bulunan zeytin bahçelerinin birer tanesine yıl boyunca sulama ve gübreleme uygulamıyorum, hemen yan arazide bulunan seçtiğim diğer bahçelere ise önce doğru bir budama, sonra toprak analizi yaptırıp, uygun ve önerilen dozda gübreleme uyguluyorum. Ardından yıl boyunca en az damlama yoluyla 6 sulama…

Bahçe No

Bulunduğu Yer

Gübreleme, Sulama 

Var/Yok

Denizden Yükseklik

 

 

 

 

1

Dağ

Var

195 m

2

Kır Taban

Var

155 m

3

Dağ

Yok

185 m

4

Kır Taban

Yok

134 m

Ayvalık zeytin çeşidi meyvelerinin 10 gün arayla ekim ortalarında başlama üzere 4 farklı dönemde hasat ediyorum. 

Yapılan analizler sonunda, kıyaslama yapıldığında girdi uygulanmayan bahçeler ile girdi uygulanan bahçeler arasında yaklaşık 2 kata yakın verim ve kalite farklılığı gözleniyor. Bu durumda zeytin yetiştiriciliği yaparken, toprak analizlerine bağlı gübreleme programı ve sulama tercih edildiğinde verimin girdi uygulanmayan bahçelere göre belirgin düzeyde arttığını görüyorum. Özellikle temmuz ayında, yapraktan çinko uygulamalarının verimde önemli ölçüde etki ettiğini tespit ediyorum.

Bir diğer sonuçta, zeytin tarımının genelde dağlık bölgede yapıldığı, yüksekliğin etkisi nedeniyle verim ve kalite açısından, kır taban araziye göre daha iyi sonuç aldıkları görüyorum. Özellikle dağlık bölgede zeytin yetiştiriciliği yaparken, girdi uygulandığında önemli düzeyde verim ve kalite artışını tespit ediyorum. 

Elde edilen sonuçlarda özellikle kır-taban bölgedeki bahçelerde hasadın Aralık ayına kaydırılması, dağlık bölgelerde ise bu farkın belirgin olmaması ve en yüksek oleik asit miktarına ilk hasatta rastlanması nedeni ile erken hasadın dağlık bölgelerde, kır-taban arazisine göre uygun olacağını görüyorum.

Sonuç olarak, Ayvalık zeytin çeşidinin meyve özellikleri, yağ miktarı ve yağ asitleri kompozisyonu açısından Ege Bölgesi ortalamaları içinde yer aldığı, hasat zamanının bahçenin konumuna göre dağlık bölgelerde daha erken, kır-tabanda ise Aralık ayında yapılmasının, zeytinliklerin farklı özellikteki yörelerde bulunması nedeni ile toprak ve yaprak analizlerine dayalı gübre uygulamaları, özellikte temmuz ayında yapraktan uygulanan çinko’nun verim ve kaliteyi yaklaşık 2 kat değerinde arttırdığını, hastalık-zararlı kontrolu ve sulama uygulamalarının uzman önerileri doğrultusunda yapılmasının kaliteyi olumlu etkileyeceği ve kaliteyi arttıracağı tespit ediyorum.

İşte yaptığım bu araştırmada atalarımızın dediği gibi bakarsan bağ, bakmazsan dağ olur sözü geliyor aklıma…İster zeytin ağacı, ister iş yeri, isterse bir eşya olsun, ona gerekli bakımı gösterirsek beklediğimiz faydaya kavuşuruz.  

Yazının devamı