Yeni Oyuncak: Yerel Tohumlar

Yerel tohumları kullanarak agro-ekolojik uygulamaları kullanan başta kadınlar olmak üzere bir çok üretici bulunuyor.

Yerel tohumları kullanarak agro-ekolojik uygulamaları kullanan başta kadınlar olmak üzere bir çok üretici bulunuyor. Bu üreticileri destekleyen belediyeler, çeşitli sivil toplum kuruluşları (STK), gıda grupları ve bilim insanlarının sayısı da her geçen gün artıyor.

Yerel tohumların üretimi, kullanımı ve korunumu özellikle küçük çiftçilerin ekonomik durumu açısından yaşamsal önem taşımaktadır. Yerel tohumların korunması ve kaybolmasının önüne geçilmesi için hem üreticilerde hem de tüketicilerde bilinç yaratmak üzere düzenlenen yedi yıllık geçmişe sahip olan tohum takas etkinlikleri günümüzde 50’ye ulaştı. Tohum takas etkinlikleri hakkında bir takım eleştiriler bulunuyor. Bunların bazılarında gerçeklik payı var. Ve bu olumsuzlukların giderilmesi için çaba sarf ediliyor. Bu yazının konusu bu eleştirilerden haksızlık içerenler ve yürütülen çalışmaların derinliğini anlatmaya yönelik…

Öncelikle tohum takaslarının başından bu yana toplumda bilinç yaratmak ve unutulan önemini yeniden hatırlatarak kullanımının yaygınlaşmasını sağlamak gibi önemli bir amacı bulunmaktadır.

Yerel tohumlar konusunda bilinç yaratmaya çalışan, uzmanların desteği ile agro-ekolojik yöntemleri çiftçilere öğretmek ve uygulamalarını sağlamak için kısacası yerel tohumların kullanımını yaygınlaştırırken sağlıklı gıdalar üretilmesine ve küçük üreticilerin ekonomik olarak gelişmesine destek olmaya çalışanlar hakkındaki eleştiriler yazık ki bu yazının konusunu oluşturuyor.

Yerel tohumlara yönelik çalışmaları yürüten STK’ları oluşturanlar toplumda genellikle takdir edilirken bazılarına göre de bir avuç entel, emekli, işi olmayan ve boş vaktini doldurma uğraşısı içinde olanlar olarak eleştiriliyor. Bu kişilerin ‘oyuncak’ olarak da kendilerine yerel tohumları seçmiş olmaları ve tohum takası düzenlemekle ‘oyun’ oynadıkları yönündeki söylemler ise hayli üzücü…

Öncelikle ‘oyun’ ve ‘oyuncak’ kelimelerinin sözlük anlamını hatırlamakta fayda var…

Oyun; uzak bir amacı ya da ileriye dönük bir memnunluk duygusu ile ilişkisi olmayan, eğlenceli herhangi bir etkinlik olarak; Oyuncak ise; oyun aracı, önemsiz ve kolay iş olarak tanımlanmaktadır (1).

Bu açıklamalara baktığımızda içinde yaşamı barındıran ve geleceğimiz olan yerel tohumların ‘oyuncak’ olmadığını; düzenlenen takas etkinlikleriyle de ‘oyun’ oynanmadığını anlamış olmamız gerekiyor. Çünkü tüm çalışmaların, yerel tohumu ve tarımsal biyoçeşitliliği korumak dolayısıyla ülke olarak gıda güvencemizi sağlamak ve yurttaşlarımızın en temel hakkı olan sağlıklı gıdalara ulaşmasını sağlamak için bu konuda toplumsal bilinç yaratmak gibi yüce bir amacı bulunmaktadır. Yine tanımdan hareketle, yürütülen çalışmalar tam tersine ileriye dönük memnunluk duygusu ile ilişkisi olan bir çabalardır. Tüm bu çalışmalar; kırdan kente göçün önüne geçmeyi sağlayabilme, tarımsal yapımıza uygun, kendine yeterli, her türlü bağımlılığı azaltma potansiyeline sahiptir.

Başka bir deyişle; ülke olarak kendine yeten, tüm yurttaşlarının refahının, gıda güvenliği ve güvencesinin sağlanacak olmasından memnun olacakların sayısının çok olduğunu düşünüyorum.

Yerel tohumlardan ve sentetik kimyasallar kullanılmadan üretilen ürünler değişik yollarla tüketicilere ulaştırılıyor. Tükettiği gıdaların yerel tohumlardan üretilmiş ve sağlıklı olmasının peşine düşen kişiler, bu gıdalara gıda toplulukları, çeşitli tüketim kooperatifleri, üretici, köylü ya da organik pazarlar, sanal ortam ya da doğrudan kişisel olarak üreticilerle iletişim gibi kanalları kullanarak ulaşıyor.

Sevindirici olan şu ki bu tüketicilerin sayısı giderek artıyor! Bununla beraber bu kanalların herhangi birisine dahil olamayan, dahil olmamak için çeşitli kaygıları, önyargıları olan kişilerin sayısı da çoktur. Bu kişiler üreticilere ya da bu ürünlerin dağıtımını yapan kişi ve gruplara şöyle bir soru sormaktadırlar.

Yazının devamı