Tarımsal Kuraklıkta Su Yönetiminin Önemi

Su, her ne kadar yerel bir kaynak gibi algılansa da yerel su kullanarak üretilen birçok ürün ithal ve ihraç edilmektedir.

1. Giriş

Su, her ne kadar yerel bir kaynak gibi algılansa da yerel su kullanarak üretilen birçok ürün ithal ve ihraç edilmektedir. Bu nedenle bazı durumlarda su, yerel ya da bölgesel bir kaynak olmaktan çıkıp, küresel bir kaynak haline gelmiştir. Su sıkıntısı arttıkça, özellikle tarımsal ürün fiyatlarının artması, bu tür ürünleri ithal eden ülkeler için siyasi, ekonomik, sosyal tehditler oluşturacaktır. Birçok ülkede gıda güvenliğine ilişkin kaygılar artacaktır. Brezilya ve Hindistan’da yaşanan su sıkıntısı, 2009 yılında dünya şeker fi yatlarının artmasına neden olarak tüketicilerin mağdur olmasına yol açmıştır. Aynı şekilde, 2010 yılında yaşanan kuraklık sonrasında Rusya’nın buğday ihracatını durdurması, küresel buğday fiyatlarında ani bir yükselmeye yol açmıştır. Bu örnekler, dünyanın bir yerinde yaşanan su sıkıntısının başka yerleri de etkileyeceğini çarpıcı bir şekilde göstermektedir (WWF, 2014).

Tarımsal kuraklık, bir mevsim boyunca üretim için toprakta bitkilerin yararlanabileceği düzeyde yeterli suyun olmaması, diğer bir ifade ile yağmurla beslenememesidir. Tarımsal üretimde bitkinin normal gelişimini sağlayabilmesi için ihtiyaç duyduğu suyun yağışlarla karşılanamaması nedeniyle üretimde ve beslenme ihtiyacının karşılanmasında ortaya çıkacak sorunlar, ekonomisi tarıma dayalı ülkelerde çok daha tehlikeli boyutlara ulaşır. Yağışa dayalı üretime yönelik uygun tarım tekniklerinin kullanılması, destek sulama ve normal sulama faaliyetleri ile tarımsal kuraklığın etkileri en aza indirilebilir veya giderilebilir. Tarımsal kuraklığa karşı en etkili yol su kaynaklarının iyi korunması ve işletmeciliğidir. 

Tarımda gerek iklim değişikliklerinin etkisinin daha fazla hissedilmesi gerekse mevcut su kaynaklarının kullanımının istenilen seviyede etkin kullanılmaması gelecekte hem üreticilerin hem de devletlerin ciddi sorunlarla karşı karşıya kalmasına sebep olacağı öngörülmektedir. Bu durumun karşısında mevcut su kullanım alışkanlıklarının değiştirilmesi, tarımda kullanılan su kaynaklarının bir disiplin içerisinde dağıtılması ve buna uygun politikaların geliştirilmesi önemlidir. 

Yazının devamı