Batı, Şarabın Adını Anadolu’dan Almış

Yazar : Nejat KUTUP

Vin, vini, vino, vinho, vijn, wein, wine kelimelerinin kökeninin Hitit’lerden geldiğini biliyor muydunuz?

“Vin, vini, vino, vinho, vijn, wein, wine” kelimelerinin kökeninin Hitit’lerden geldiğini biliyor muydunuz?

 

Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hayat Erkanal bu konuda bakın neler diyor:

 

“Hitit’lerin en etkili olduğu dönemde,

Hitit metinlerinden anladığımız kadarıyla şarap,

Anadolu'da çok kullanılan bir içki.

Hitit döneminde aşağı yukarı 8 çeşit şarap üretiliyormuş.”

 

Hitit metinlerinde şarabın adının ''Viyana'' olarak geçtiğini, ancak bunun Hititçe bir kelime olmadığını ifade eden Prof. Dr. Erkanal, şunları ilave ediyor:

 

''Hitit’lerin Anadolu'da buldukları bir kelime.

Anlaşılıyor ki Hititler gelmeden önce şarap,

Anadolu'da çok eski bir geleneğe sahipti ve adı da “Viyana'ydı”.

 

Başta belirttiğim gibi Batı lisanlarından şarap kelimesinin karşılığı olan tüm kelimeler etimolojik olarak “Viyana'dan türetilmiş kelimelerdir. 

 

Anadolu'nun şarap konusunda hiç şüphesiz çok geniş bir geçmişi, geleneği var. Şunu bile söylemek mümkün:  

 

Batılılar, şarap üretimi ile birlikte ismini de

Hitit’lerden veya Anadolu topraklarından almışlardır.

 

 

İvriz Kaya Anıtı (Hitit Kabartması) Konya'nın Ereğli ilçesinin 17 km. uzağındaki İvriz Köyü'nde bulunmaktadır. Kaya üzerine kabartma olarak (M.Ö.1180) Geç Hitit Çağı’nda yapılmıştır. Tuvana ülkesinin en görkemli krallarından Varpalawas tarafından yaptırılmıştır. Geç Hitit sanatının en önemli yapıtlarından biri olan İvriz Kaya Anıtı 4.20 - 4.20 m. ölçülerindedir ve dünya yüzündeki tarım ile ilgili ilk kaya anıtıdır.

 

Yaklaşık 3000 yıllık bu anıtta Kral, Fırtına Tanrısı Tarhundas ile birlikte görülüyor. Tarhundas krala göre daha büyük ölçekte, ellerinde üzüm salkımı ve buğday başaklarını tutuyor. Böylece, Tarhundas, aynı zamanda bolluk ve bereket tanrısı olarak da değerlendiriliyor. Tanrının karşısındaki kral ise, daha küçük ve dua eder durumda tasvir edilmiş. Her iki figürün arasında bulunan hiyeroglif yazıda: “Ben hakim ve kahraman Tuvana Kralı Varpalawa, sarayda bir prens iken, bu asmaları diktim; Tarhundas onlara bereket ve bolluk versin, suyundan içecek yapsın” yazılıdır.

 

Peki ya bize nasıl gelmiş: 

 

Sözlerin Soyağacı: Çağdaş Türkçenin Etimolojik Sözlüğü, Sevan Nişanyan kitabında tespit edilen en eski Türkçe kaynak olarak "alkollü içecek" 1300 yılından öncesini gösteriyor.
Kökeni, Arapça şrb kökünden gelen şarāb شراب  "her türlü içecek, özellikle sarhoş edici içki" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük  şurb veya maşrab شرب/مشرب  "içme" sözcüğünün mastarıdır. İlgili sözcükler; maşrapa, meşrep, meşrubat, şerbet, şurup  

 

İ. Zeki Eyuboğlu’nun ‘Türk Dilinin Etimoloji Sözlüğü’nün 1998 yılında genişletilmiş ve gözden geçirilmiş ikinci baskısında, şarabın şurub (susamak, içmek) kökünden geldiği ve Arapçadan dilimize geçtiği belirtilir.

 

Adı nereden gelirse gelsin, her şişe şarap şişelenmiş bir tarih yaprağı, her şişe şarap bir coğrafyanın üç boyutlu, beş duyulu haritası aslında.

 

Nejat Kutup

İzmir Ekonomi Üniversitesi

Mutfak Sanatları ve Yönetimi Bölümü