Bitkisel Hazine: Genetik Kaynaklar

Konu : Tarım

Tarımsal üretimde amaç, bitkinin verim potansiyeline ulaşabilmesi için gerekli girdileri sağlayarak en üstün verimi elde etmektedir.

Tarımsal üretimde amaç, bitkinin verim potansiyeline ulaşabilmesi için gerekli girdileri sağlayarak en üstün verimi elde etmektedir. Ancak, tüm gelişmiş tekniklerin uygulanmasına hızla artan dünya nüfusunun gereksinimlerini karşılayacak, tarımsal üretim artışını sağlayacak yeni çeşitlerin geliştirilmesi zorunludur. Bu yönden yapılacak çalışmalarda ıslahçının en büyük yardımcısı “Bitkisel Gen Kaynakları”’dır (Şehirali ve Özgen, 1987).

 

Kaynakların aşırı kullanımı (aşırı otlatma, doğadan üretmeden yapılan söküşler, bitkilerin yaşam ortamlarının bozulması veya parçalanmasına yönelik uygulamalar), kirlilik, iklimsel değişiklikler, gelişme baskısı gibi çevresel tahripler ve genetik erozyon gibi nedenlerle bu kaynaklar hızla azalmakta ya da kaybolmaktadır. Bu kaynakların, günümüzde ve gelecekteki bitkisel araştırmaların kullanımına hazır bir şekilde saklanması çok önemlidir. Yüksek verimli, kuraklığa, dona, aşırı soğuklara, hastalık ve zararlılara dayanıklı çeşitler geliştirmek ıslah çalışmalarında mevcut genetik çeşitliliğin kullanılması ile mümkündür (Tan, 2009). 

 

Ülkemiz, dünyada belirlenen sekiz gen merkezinden ikisini oluşturan Akdeniz ve Yakındoğu gen merkezlerinin kesiştiği bir yerde bulunmaktadır. Bu nedenle Anadolu zengin bir bitki tür ve çeşitliliğine sahip bulunmaktadır (Gazioğlu şensoy vd., 2009; Eser ve Geçit, 2010).

 

Türkiye bitki genetik çeşitliliği bakımından çok özel bir konumda bulunmaktadır. Avrupa ve Asya anakaralarına yayılmış toplam 78 milyon ha alanda 4.080’i endemik olmak üzere toplam 12.476 takson barındırmaktadır. Bitkisel genetik çeşitliliğin zenginliği temel olarak, topografya, iklim ve diğer çevre koşullarının kısa mesafeler içinde değişen büyük bir çeşitlilik göstermesinden kaynaklanmaktadır(Karagöz ve ark., 2010). 

 

Kültür asması (Vitis vinifera L.) Vitaceae familyasının Vitis cinsinde yer alan en önemli türdür. Dünyada halen yetiştirilmekte olan üzüm çeşitlerinin % 90’ından fazlası bu türe ait çeşitler veya bu çeşitlerin melezlerinden oluşmaktadır. Kültür asması (Vitis vinifera L.)’nın Anadolu ve Avrupa’da yabani formlarının bulunduğu, ilk defa kültüre alındığı yerin Hazar denizi ile Karadeniz arasındaki bölge olduğu ve buradan Anadolu üzerinden güneye ve batıya yayıldığı kabul edilmektedir (Çelik vd., 1998).

 

Bağcılık için yerkürenin en elverişli iklim kuşağı üzerinde bulunan ülkemiz, asmanın gen merkezi olmasının yanı sıra, son derece eski ve köklü bir bağcılık kültürüne de sahiptir. Anadolu’da bağcılık kültürünün tarihi oldukça eskidir. Yapılan arkeolojik kazılardan, Anadolu’da bağcılık kültürünün M.Ö. 3500 yılına kadar dayandığı saptanmıştır. Günümüzde de yurdumuzun hemen her yanında yapılan bağcılık içinde zamanla çeşit zenginliği oluşmuş, iklim, beğeni ve tüketim yerlerine göre değişik çeşitler ayrılmıştır. İklim farklılıklarına bağlı olarak uygun yetiştirme teknikleri gelişmiş, tüketim ve değerlendirme çeşitlenerek artmıştır(Çelik, 1998). 

 

Genetik kaynakların azalması ve ya yok olması tehlikesi şüphesiz asma için de geçerlidir. Ülkemizde bilimsel metotlarla asma genetik kaynaklarının korunması çalışmaları ampelografi (tanımlama) çalışmaları ile başlamıştır. İlk kez 1937 yılında Nail Oraman Ankara vilayeti bağcılığı ve Ankara’da yetişen başlıca üzüm çeşitlerinin ampelografilerini etüd etmiştir. Kısakürek ve Pamir 1956 yılında iki aynı tanımlama çalışması yapmışlardır. Asmada ampelografik çalışmalar halen devam etmektedir. (Cangi (1999), Diri ve Ağaoğlu (1999), Türkkan ve Ağaoğlu (1999))

Ampelografi (tanımlama) çalışmaları

1965 yılında ise Tekirdağ Bağcılık Araştırma Enstitüsü tarafından “Türkiye Asma Genetik Kaynakları Projesi” uygulamaya konulmuş ve Ülkemizin tamamında yapılan survey (alan tarama) çalışmaları ile genetik kaynak niteliğinde üzüm çeşit ve tipleri toplanmaya başlamıştır. Bu çalışma ile 1600 üzüm çeşidi tespit edilmiş, bunların 1250 kadarı toplanmış 1000 üzüm çeşidi de koleksiyona aktarılmıştır. Bu koleksiyon çeşitleri üzerinde ampelografi çalışmaları tamamlanmıştır. Çeşit ve tiplerin katalog bilgileri saptanmıştır (İNAN, 2014). 

Alan Tarama Çalışmaları

“Milli Koleksiyon Bağı” olarak adlandırılan bu parsellerdeki çeşit sayısı günümüzde 1500 e ulaşmıştır. Aynı zamanda çeşitlerin kaybolmasını önlemek için Milli Koleksiyon Bağının bir eşi Manisa Bağcılık Araştırma Enstitüsü’ ne kurulmaktadır. Ayrıca Manisa Bağcılık Araştırma Enstitüsü arazisinde yaklaşık 180 çeşidin bulunduğu Ege Bölgesi Asma Genetik Kaynakları Parseli bulunmaktadır.

Survey (Alan Tarama) Çalışmaları ile Tespit Edilen Bazı Çeşitler

Alan tarama çalışmaları ile tespit edilip kayıt altına alınan, ampelografik ve moleküler tanımlamaları yapılan çeşit ve tipler aynı zamanda yeni çeşit elde edilmesi amacıyla melezleme çalışmalarında da kullanılmaktadır. 

Ülkemizde araştırma kuruşlarının melezleme çalışmaları 1973 yılında Tekirdağ Bağcılık Araştırma Enstitüsü ve Yalova Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsünde başlatılmış, ardından Manisa Bağcılık Araştırma Enstitüsü de melezleme çalışmalarına katılmıştır. İşte bu çalışmalarda kullanılan bazı yerel üzüm çeşitleri ve elde edilen yeni üzüm çeşitleri.

Efem: Manisa Bağcılık Araştırma Enstitüsü tarafından geliştirilmiştir. Melezleme çalışmalarında Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin önemli yerel çeşitlerinden Mahrabaşı kullanılmıştır.

Lidya: Manisa Bağcılık Araştırma Enstitüsü tarafından geliştirilmiştir. Melezleme çalışmalarında Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin önemli yerel çeşitlerinden Tahannebi kullanılmıştır.

Özer karası: Tekirdağ Bağcılık Araştırma Enstitüsü tarafından geliştirilmiştir. Melezleme çalışmalarında Karadeniz Bölgesi’nin yerel çeşitlerinden Favli kullanılmıştır. Favlinin küllemeye dayanıklılık özelliği Özer Karası çeşidine de geçmiştir.

 

Kaynaklar:

Çelik, S., 1998. Çelik, S., 1998. Bağcılık (Ampeloji), Trakya Üniversitesi Tekirdağ Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü, Tekirdağ.

İNAN ve ark. Asma Genetik Kaynakları Projesi Ara Sonuç Raporu 2010-2014 

Karagöz, A.,  Zencirci, N., Tan, A.,  Taşkın, T., Köksel, H., Sürek, M., Toker, C., Özbek, K., 2010. Bitki Genetik Kaynaklarının Korunması ve Kullanımı, Türkiye Ziraat Mühendisliği VII. Teknik Kongresi, Ankara.

Şehirali, S. ve Özgen, M. 1987. Bitki genetik kaynakları. Ankara Üniv. Ziraat Fak. Yayınları No: 1020. Ders Kitabı: 294, Ankara.)

TAN, A., Bitki Genetik Kaynaklarının Önemi Ve Korunması, Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü Teknik Broşür:1, 2009)