Günlük Bir Cinnet Hikayesi ...

Konu : Felsefe

Ortaköy’den Beşiktaş’a yürürken siyah beyaz ama mavinin seçildiği Atatürk Fotoğrafları arasından geçip gidiyorum.

Kulağımda Serol Teber’in dingin ve bilge sesi ... Ortaköy’den Beşiktaş’a yürürken siyah beyaz ama mavinin seçildiği Atatürk Fotoğrafları arasından geçip gidiyorum. 

Freud’u anlatıyor Serol Teber; “ İlerisini hiç görememiş. Çocuksu bir nahiflikle, şaşırtıcı bir nahiflikle Nazilerin adım adım Viyana’ya gelişlerini, yani neredeyse annesinin elinden tutup, pencereden bakan bir çocuk saflığıyla izlemiştir.

Beşiktaş İskele’ye doğru son kalan yeşillerin arasından bu kez renkli dev bir Atatürk Portresi sarkmış, o kendinden emin, Mareşal Üniformalı Kalpaklı hali ile ... Dilime dolanıyor Norah Jones; “ Sunrise sunrise, Looks like morning in your eyes ... ” 

Kokular seçilmez oldu artık dünyada. Açık havada bayat insan kokusu var, kentlerin ve mekanların duygusuna gelince Sartre misali “Oysa şimdi çevremde, şurada masanın üzerinde duran bira bardağı gibi bir yığın nesne var. Gözüme çarpınca, “Yeter artık, bıktım!” demek geliyor içimden.” ile başlayan hezeyanlar bir an aksatılmaz oluyor.

Beşiktaş’taki Üsküdar İskelesi’ne yaklaştıkça oraların müdavimi kediler köpeklere selam çakıyorum. Kabalık ve ruhsuzluğun yükseldiği insan yığınında “ bir kedi köpek katili var mıdır” diye kendime sorarak.

Kadıköy’deyim;

Ben 399 no lu hasta

Teşhis:Plak kompleksi

Marka: Sahibinin sesi

Bir iğne görmez miyim

Fırıl fırıl dönerim

Yolunuz buraya düşerse

Bana plak fırçası getirin

Kristal iğne getirin

Ben insanları çok severdim

Çok severim”*

Belki bir bardak bira iyi gelir. Bardaktan bağımsız. Kadim bir Kelt atasözüne göre “İyi insanlar, iyi bira içerler.

Mekanla olacak iş değil, en iyilerinden bolca dolduruyorum çantaya ama yine de pahada ağır.

Reform gerek.

Ecurie Ecurie ! Türkçe nasıl derler; ahır !”**

Serol Teber, Freud’un hayatından kesitler anlatmaya devam ediyor “Çok korkunç bir şey ve o sırada onların yanlarında çalışan Paula’nın anılarından biz öğreniyoruz. Anna Freud’la babası bir ara mutfakta yalnız kalırlar, Paula da yanlarındadır. Anna Freud babasına, “Baba hemen intihar edelim mi?” der. Sonlarının çok ciddi bir şekilde kötüye gittiğini görürler. Freud, “Biraz bekleyelim, zannediyorum ki onlar da bizim intihar etmemizi bekliyorlar, istiyorlar, biz onlara bu şansı vermeyelim, bakalım sonu nasıl gidecek?

Evdeyim.

Zamanın nasıl geçtiği umurumda mı? Bugün bira içiyorum.***

Bugün ve hergün ...

*Haldun Taner – Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım 

**Reşat Nuri Güntekin – Çalıkuşu

***Edgar Allen Poe