Bağların Geç Hasada Yönelik Örtü Altına Alınması

Yazar : Metin KESGİN
Konu : Tarım

Alaşehir ve Sarıgöl, ihracata yönelik sofralık üzüm yetiştiriciliğinde yeniliklere açık ve başarılı üreticileri ve dikili bağ alanı ile üzüm çeşitliliği bakımından önemli bir bölgemizdir.

Alaşehir ve Sarıgöl, ihracata yönelik sofralık üzüm yetiştiriciliğinde yeniliklere açık ve başarılı üreticileri ve dikili bağ alanı ile üzüm çeşitliliği bakımından önemli bir bölgemizdir. Son yıllarda bu bölgede bağların üzerini örtmek suretiyle hasadı geciktirmek, dolayısıyla daha yüksek fiyata üzüm elde etmek yaygın bir uygulama haline gelmiştir.

Sofralık üzüm üretimde, çeşidin erkenciliği ve geççiliğinin yanı sıra, erkenci ve geççi yetiştirme modelleri önemini artırarak gelişmekte ve yaygınlaşmaktadır. Kȃrlı ve sürdürülebilir tarımsal üretim için işletmeler birkaç üretim modelini birlikte uygulamaktadırlar. Örneğin, elindeki arazinin bir kısmına kurutmalık, diğer kısmına sofralık üzüm çeşidi dikilmesi, hasadın erkene veya geçe yönlendirilmesi amacıyla örtü altına alınması, sulama ve bitki beslemenin düzenlenmesi  gibi. Böylece istihdam edilen mekanik ve insan iş gücü kullanımının, üretim ve piyasaya arzın, dolayısıyla elde edilecek gelirin yıl içine yayılması sağlanmaktadır.

Örtünün genel amacı omca üzerindeki salkımları yağışlardan korumaktır. İlk akla gelen, omcanın üzerini su geçirmeyen bir örtü ile kapatmak olmaktadır. Üreticiler tarafından da güncel olarak yöntem bu görselde uygulanmaktadır. Telli terbiye sistemine monte edilmiş ters “U” şeklindeki çubuk demirler üzerine farklı kalite ve özelliklerde örtü çekilmektedir. Bu tip uygulamalar dünyanın değişik yerlerinde de yapılmaktadır. 

Bazı kaynaklarda Avustralya’da sofralık üzüm endüstrisinde son yıllarda hasat öncesi yağmur zararını önlemek için plastik örtülerden yararlanıldığı, Thompson Seedless üzüm çeşidinde örtülerin ben düşme sonrasında, hasattan yaklaşık 4-6 hafta önce örtüldüğü bildirilmektedir (Anonim, 2009b). Liberman (2009), Kaliforniya’da bazı üreticilerin üzümü pazara daha geç dönemde sunmak için o dönemde yağmurlardan üzümleri korumak amacıyla plastik örtülerden faydalandığını rapor etmektedir.

Ülkemizde Ege Bölgesi’nin yayla kesimlerinde yetiştirilen Kozak Beyazı, Kozak Siyahı ve Pembe Gemre çeşitleri ve Bursa’nın İznik İlçesi’nde yetiştirilen Müşküle Bağları’nda ürün omca üzerinde polietilen örtü altına alınarak hasat dönemi 1-2 ay uzatılabilmektedir (Çelik ve ark., 2005).

 

Manisa Bağcılık Araştırma Enstitüsü tarafından yapılanSofralık Amaçlı Sultani Çekirdeksiz Üzüm Yetiştiriciliğinde Farklı Gölgeleme Oranları Ve Örtü Malzemelerinin Hasadı Geciktirme, Üzüm Kalitesi Ve Depolama Üzerine Etkileri” başlıklı araştırmada 4 farklı gölgeleme seviyesi ve 4 farklı örtü tipi kullanılmış ve omcanın üzerinin bu görselde örtülmesinin ne kadar doğru olabileceği irdelenmiştir. Araştırma sonucunda, omca sağlığı ve sürdürülebilir tarım açısından çeşitli sakıncaların oluştuğu bildirilmiştir. Sonuçlar diğer benzer araştırmalarla paralellik göstermiştir.

Cartechini ve Palliotti (1995) gölgelenen asmalarda, yapraklarda kuru madde, çözünür CHO’lar, nişasta miktarı, asma verimi, üzümlerde suda çözünür kuru maddenin (SÇKM) daha düşük olduğu belirlemişlerdir.  Gölgeleme oranı arttıkça, lineer bir görselde asmada verim ve tane kalitesinin düştüğü saptamışlardır.  Keller ve ark., (1998)  yaptıkları çalışmada, asmaların tam ışığa maruz kalmalarının tanelerde şeker birikiminin nispeten yüksek oranlara ulaşmasını sağladığını saptamışlardır. Ben düşme sonrasında üzüm kalitesi üzerinde etkili ana faktörün ışıklanma şartları olduğunu belirtmiştir.

Nem: Yapılan örtüleme ile öncelikle oluşabilecek yağışlardan üzümleri korumak istenirken, örtü altında açığa göre daha yüksek nemli ortam oluştuğu görülmüştür (Görsel 1). Bu nemli ortam, örtülerin kaldığı sürece devam etmektedir. Taç bölgesindeki yüksek nem ve yetersiz havalanma nedeniyle fungal etmenli hastalıklar tetiklenmiş olmaktadır.

Görsel 1. Örtüler altında ölçülen günlük ortalama nem değerleri.

Sıcaklık: Örtüler altındaki günlük ortalama sıcaklık değerinin, güneşli vakitlerde açıktaki ölçüme göre daha yüksek, güneşsiz vakitlerde daha düşük seyrettiği ölçülmüştür (Görsel2). 

Görsel 2. Örtüler altında ölçülen günlük ortalama sıcaklık değerleri.

Hastalık Şiddeti: Bu araştırmada, üzümleri hasat döneminde örtü altına alarak salkımları asma üzerinde bekletmenin mümkün olduğu, örtü uygulamalarının kontrole göre hastalık gelişimini azalttığı, bunun farklı örtü uygulamalarına göre değiştiği belirlenmiştir. Benzer çalışmalarda da örtü uygulamasının üzümlerde hasadı geciktirdiği, hastalık şiddetini azalttığı saptanmıştır (Görsel3).

 

Ege Bölgesi bağlarında yetiştirme koşullarına bağlı olarak, hasattan sonra üzümlere zarar veren fungal etmenler çok erken dönemde sürgünlere, yapraklara ve salkımlara bulaşmakta  ve daha sonra tanelerde enfeksiyonlar oluşturarak çürümelere yol açabilmektedir (Yıldız ve ark., 2002).

 

Kurşuni küf (Botrytis cinerea) Türkiye koşullarında daha çok olgunlaşma döneminde ortaya çıkan önemli mantari hastalıklardan birisidir. Koniduiumların çimlelenebilmesi için su gereklidir ve koniduiumlar optimum 180C de çimlenirler. Serbest su bulunmadığı zaman hava nispi neminin %90 olması gerekir. Yüksek nem konidium çimlenmesinden sonra enfeksiyon oluşmasına olanak sağlar (Arı, 2002).

 

Copcu ve ark. (2002), Ege Bölgesi bağlarındaki salkım çürümelerine karşı kurşuni küf mücadelesinde başarıyı arttırma olanakları ile ilgili bir araştırma yapmışlardır.  Alaşehir ve Sarıgöl’de ilaçsız parsellerde ortalama olarak hastalıklı salkım oranlarının  %4,5 - %54, %75, salkımda çürüme şiddetinin ise (index) 1,1-3,9 arasında değiştiğini bildirmişlerdir. Kurşuni küf ile mücadelede başarılı olabilmek için uygun ilaçlarla doğru zamanda ilaçlamanın şart olduğunu saptamışlardır.

 

Kara ve Çoban (2001), özellikle açıkta yetiştirilen üzümlerde sorunlu salkım yüzdesinin örtü altındakilere göre daha yüksek seviyelerde oluşunu, denemenin kuruluş aşamasından itibaren hava sıcaklığının yüksek seyretmesi ve 16 Eylül tarihinde meydana gelen yağmur sonrasında hastalık gelişimi için ortamın uygunluğuna bağlamıştır. Örtü malzemesi, üzümleri havanın ekstrem koşullarından korumuş ve sorunlu salkım miktarını düşürmüştür.

 

Şili’de  özellikle geç dönemde hasat edilen üzümlerin yağışlardan olumsuz etkilenmesi nedeniyle, Thompson Seedless üzüm çeşidinde asma üzerinde salkımların örtü altına alınması ile ilgili bir araştırma yapılmıştır. Kötü hava koşullarında asmalar üzerine polietilen örtü çekilen uygulamalarda kontrole göre hasat zamanı ve hasat sonrası (30 ve 50. gün) ölçümlerde farklılıklar ortaya çıkmıştır. Örtü çekilen asmalarda hasat zamanında tanelerde çatlama ve çürüme azalmış olup, hasat sonrası dönemde de tanelerde çürümenin daha az olduğu saptanmıştır. Hasatta yapılan ölçümlerde kontrol asmalarında çürümeden %4,80, çatlamadan %4,60, örtü altındaki asmalarda ise çürümeden %0,03 ve çatlamadan %0,78 kayıp tespit edilmiştir. Hasattan 30 gün sonra yapılan ölçümlerde çürümeden kaynaklanan kayıp oranının kontrolde %2,20, örtü altında %1,0; 50 gün sonra yapılan ölçümlerde ise kontrolde %2,1 ve örtü altında %1,0 olarak saptanmıştır. Hasattan 30 ve 50 gün sonra hiçbir uygulamada tanelerde çatlama görülmemiştir (Soza ve ark., 2007).

Görsel 3: Örtüler Altında Hastalık Şiddeti Ölçümleri

Şeffaf plastik örtü yüksek sıcaklıktan dolayı yapraklarda zararlanma meydana getirdiği için denemeden çıkarılmış, Tyvek örtü ile yer değiştirilmiştir. Değerlendirmede şeffaf plastik 1 yıl, Tyvek 2 yıl, diğerleri 3 yıllık ortalamalarına göre değerlendirilmişlerdir.

Verimlilik ve doğuş oranı: Örtülü bekletilen bağlarda yıl geçtikçe doğuş oranında azalma oluştuğu gözlenmiştir. Örtülerin ortalama doğuş oranlarına bakıldığında hava geçirgen yapıdaki örtülerin altındaki omcaların daha az etkilendiği görülmüştür.

Görsel 4: Örtülerde uyanma oranları

Baldwin (1964), Sultani Çekirdeksiz üzüm çeşidinde salkım taslakları sayısı üzerine erken yaz periyodunda, güneşlenme miktarı ve ortalama maksimum günlük sıcaklıklarının büyük oranda etki ettiğini bildirmektedir.

 

Işık yoğunluğunun salkım farklılılaşması ve oluşumuna etkisi, bir yandan ışığın artırılması neticesinde hızlanmış olan fotosentez sayesinde salkım oluşumunu artırdığı rapor edilmiş (Alleweldt, 1963; İlter, 1968); karanlıkta bırakılan gözlerde salkım oluşumunun azaldığını ileri süren May (1965)’a karşılık İlter (1968) yaptığı araştırmada bunu saptayamamıştır.

Hastalık Şiddeti: Örtü tiplerinin farklı özellikleri doğrultusunda, hastalık gelişme seviyelerinde farklar oluştuğu görülmüştür. En az hastalık seviyesi görülen örtü tiplerinin, havalanma ve güneşlenmeyi en çok sağlayan örtüler olduğu ortaya çıkmıştır. Hastalık şiddetiyle, satılabilir ürün miktarı ters orantılı olmaktadır. Örtüler, sonbahar ilk yağışlarından üzümleri koruyabilmişlerdir.

Görsel 5: Örtü tiplerinde hastalık şiddeti değerleri.

Kullanılan örtü malzemesi su geçirimsiz ama hava geçirgen yapıda olmalıdır. Su ve hava geçirimsiz örtü kullanımı nedeniyle toplam üründen %34 civarında kayıplar oluşmakta, ürünün %66 oranındaki kısmı satılabilmektedir. Hava geçirgen örtülerin kullanımıyla kayıp oranı %18’e düşürülebilmekte, böylelikle satılabilir ürün oranı %82’ye çıkarılabilmektedir.

Örtü kullanımı nedeniyle oluşan göz verimliliğindeki yaklaşık %30 oranındaki düşüş, hava geçirgen örtülerin kullanımıyla %16’lara düşürülebilmektedir.

Yazının devamı