Yeni Yılda Sağlıklı Sofra Kararları

Sihirli değneğin ucundaki yıldızın keskin köşelerine bakmaktan öteye geçmeyen hayallerden yorulduk.

Yeni kararlar iyidir. 

Her yılbaşı aynı muhabbetlere muhatap olmak giderek sıkıyor mu ne! Hani şu kâr zarar hesabı yapar gibi çetele tuttuğumuz eski yıl artığı gereksiz işler ve yeni yıla yüklenen binlerce yeni anlam, özlem ve beklenti… Sihirli değneğin ucundaki yıldızın keskin köşelerine bakmaktan öteye geçmeyen hayallerden de yorulduk tabi. Tekrarlar ile gelenekler arasındaki ince çizgide gidip geliyoruz. 

Kim bilir kaçımız yeni yıla evlilik, okul, iş, seyahat, yeni bir sevgili umudu yüklüyor, para pul, sağlık ve zayıflama umutlarıyla nice hayaller kuruyor… 

Doğuştan tombul biri olarak leyleğin ömrü misali yaşamım kilo sorunlarıyla boğuşarak geçti. En büyük dileğim hep kilo vermek olduğu için sağlıklı olmanın birinci koşulunu yeterince önemsemedim sanki! 

Yıllar geçtikçe insan nerede yanlış yaptığını geç de olsa fark edebiliyor. Sözün özü; kilolara takılı kalmadan mutfağımı değiştirmekle pek çok şeyin de değişebileceğini fark ettiğim bir yıldı geride bıraktığım. Farkındalık ile uygulama çok ayrı şeyler, dil ile eylem bir birini tutsa ah ah!  

Birçoğumuz gibi ben de genel geçer doğruları az çok bilmeme rağmen uygulayamıyordum. Geçen yıl harika bir şey yaptım, bana göre gereksiz pek çok şeyi hayatımdan çıkardım. En başta mutfağımın alışkanlıklarını kökten değiştirdim. (Gereksiz şeyler deyince gereksiz insanlar geliyor olabilir akıllara.) Gereksiz diye düşündüğümüz insanları ya da objeleri, yiyecekleri hayatlarımıza koyan bizleriz. Mutlaka, yanlış da olsa onlardan bir şeyler öğrendik, yaşamlarımıza farklı deneyimler kattık. Ve şimdi onlara teşekkür edip bazılarını hayatımızdan çıkararak yola devam etme zamanı. 

En başta klâsik hamur işleri ve tatlıları mutfağımdan da hayatımdan da çıkardığımı itiraf edeyim. Rafine un, rafine şeker, market yoğurdu ve pek çok paket içindeki gıdayı mutfağımdan uzak tutuyorum çoktandır. Sımsıcak mutfağımda, geldiği tarlayı bildiğim unlardan kendi beslediğimiz mayalarla ekmekler yapıyoruz eşim ile. Sütçümüzden satın aldığımız sütümüz ile yoğurt, kefir mayalıyoruz, sirke, turşu, özellikle lahana turşusu, boza başta olmak üzere bahçe meyvelerimizden soslar, salçalar yapıyoruz.  

 

Bunları niye anlatıyorum; Yeni yıl sofralarınızda belki bir tutam tuzum olur. Olursa ne iyi olur. Tabi bizim tuzumuz da değişmişti son yıllarda! Kaya tuzumuzu kendimiz öğütür olduk. Mercimek unumuzu, yulaf, nohut, fasulye gibi baklagil unlarımızı da evimizin mutfağında öğütür olduk.  

O meşhur reçellerime bile yasak koydum artık. Aşçı Fok’un mutfağında çoktandır reçel kokusu duyulmaz oldu. Sütlaç, supangle, kaymaklı ekmek kadayıfı, kalbura bastı ve nice tatlılarla vedalaşmış olmanın sonucu gelen mükâfatları görünce vazgeçmek kazanım oluveriyor. Kâr zarar hesabı diyorum ya…

Şöyle düşünmeye başladım; “Bunca yıl kısıtlı da olsa iyi kötü her börek çörek ve tatlıyı yedin, bundan sonra onların yerine başka yiyecekler koysan ölmezsin ya!” 

Ölmedim. Yaşıyorum hem de daha sağlıklı olarak çok şükür. “Şu kadar zamanda şu kadar kilo verdi” türünden sansasyonel haberlerde olduğu üzere çıkışlar yapmak niyetinde değilim, ama geçen yılın değişim kararları doğrultusunda mutfağımın alışverişiyle soframın kurulumunu değiştirince yirmi kilo kadar verdiğimi görmek benim için yeni yıl armağanı oldu. O yüzden böylesi bir konuya cesaretle adım atıyorum. 

Evet yeni başlıyorum adım atmaya, zira 2018 benim için “önüne bak işini yap, sofrana kafanı yor, sağlıklı olup sonuca bak” yılıydı, o yüzden neleri nasıl yaptığımı ve yeni kararları uygulamamdaki itici gücün motivasyonunu 2019 yılı itibariyle benden çokça duyacaksınız. Sağlıklı ve lezzetli, olabildiğince doğal beslenmenin Aşçı Fok’ça çalımlarını sizden esirgeyecek değilim. Ne ki sağlığımız yerinde olsun, paylaşacak gücümüz hevesimiz olsun. 

Yeni yıl hepimizin sofralarına bereket getirsin, çokça sağlık getirsin. Mutlu yıllar dostlarım.