Yeniden Doğuşun Hikayesi, Urla Bağ Yolu küllerinden doğdu

Yeniden Doğuşun Hikayesi, Urla Bağ Yolu küllerinden doğdu Yeniden Doğuşun Hikayesi, Urla Bağ Yolu küllerinden doğdu

HABER:

İtalya Toskana’da ‘Strade del Vino’, Fransa Bordeux’ta ‘Wine Route’, Avusturya’da ‘Wachau Vadisi’, ABD Kaliforniya’da ‘Napa Valley’ gastronomi ve şarap severlerin ilgisini çekerken Urla Bağ Yolu, M.Ö. 4000 yılına dayanan şarap üretimi ile benzerlerinden ayrılıyor. Dünya üzerinde marka olmuş benzer destinasyonlara karşın Urla Bağ Yolu, ‘küllerinden yeniden doğuş’ hikâyesiyle diğerlerinin arasından sıyrılıp yerli ve yabancı turistlerin gözde rotası oldu. 

Urla’da bağcılığın tarihi, M.Ö. 4000’lere kadar uzanıyor. Kazılarda bulunan amforalar ve antik deniz ticaret izleriyle şarap üretiminin köklü olduğu anlaşılıyor. Evliya Çelebi, Urla çarşısında “iki adamın kucaklayabileceği” bir asma gördüğünü yazmış, bu zengin üzüm kültürünün görünür bir simgesi olmuş. Bölgenin toprağı kireçli ve su tutucu; yaz serin, sabah nemi bol, rüzgar akışı iyi, dolayısıyla bağlarda suya ve küfe doğal direnç oluşmasına katkı sağlıyor. Bu da Urla’yı dünya standartlarında bir bağcılık bölgesi haline getiriyor.

12 yıllık diriliş

Üzüm ve şarapçılık alanında adeta bir merkez olan Urla’da 2013 yılında bölgede artan şarap üreticilerini desteklemek amacıyla yedi yerel kuruluş tarafından "Urla Bağ Yolu" oluşturuldu. Amacı; tarihi şarap kültürünü canlandırmak, üreticiler arası iş birliğini artırmak ve sürdürülebilir yerel kalkınmayı teşvik etmekti.

Dünyadaki benzer destinasyonlarda olduğu gibi Urla Bağ Yolunda da;  üreticilerin ortak tanıtım çatısı altında birleştiğini, şarap tadımı + gastronomi + doğa turizmini bir arada sunduğunu, sürdürülebilirlik ve yerel kalkınmayı öne çıkardığını görmekteyiz.

Fakat Urla’yı tam noktada farklı kılan şey ise bir ‘yeniden doğuş’ hikayesi. Urla’nın M.Ö. 4000’lere dayanan çok köklü şarap mirasını yeniden canlandırıyor olması ve Avrupa’daki örnekler süreklilik taşırken, Urla’nın yeniden küllerinden doğması ve tarihten gelen ‘şarapçılık mirası’, aranan hikâyeyi oluşturuyor.

Stratejik konumda

Urla Belediye Başkanı Selçuk Balkan’ın da “Urla, binlerce yıllık zeytin ve bağcılık geleneğiyle geçmişine sıkı sıkıya bağlı, ancak geleceğini sürdürülebilir bir anlayışla inşa ediyoruz” diye tanımladığı Urla Bağ Yolu, tarihi mirasını, doğayla uyumlu turizm anlayışıyla harmanlayarak uluslararası alanda tescilleyen ender bölge projelerinden biri oldu. Halkın gönlünü kazanması, kurumsal destekle birleşince rotayı hem yerelde hem de dünya sahnesinde stratejik bir destinasyon haline getiriyor. Geleceğe dönük olarak, sürdürülebilir altyapı, yerel üreticilere destek ve bölgenin gastronomi kimliğinin güçlendirilmesi gibi adımlar bu başarının devamını sağlayacaktır.