Bu Çocukların Bayramı Hangisi: 23 Nisan Mı, 1 Mayıs Mı?

Dünyada 63 milyonu kız, 97 milyonu erkek çocuğu olmak üzere toplam 160 milyon çocuk, diğer bir deyişle her 10 çocuktan biri, halihazırda çocuk işçi olarak çalışıyor.

Yazar: Cihan Devrim Avunduk
 
Birleşmiş Milletler; “18 yaş altı olan her insan, çocuktur”, diyor.
 
Belki yaşımdan, belki dedelik yumuşaklığı ile, “çocuk” konusu ne zaman açılsa, gözü yaşlı ihtiyar oluveriyorum, son yıllarda. Çocukları doğrudan ilgilendiren her türlü olumsuzluk karşısında verdiğim şiddetli tepkinin etkisinde kalmamak için, kendi duygularımı frenleyip, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından geçen yıl hazırlanıp sunulan rapordan paragrafları paylaşayım, öncelikle:
 
“Dünyada 63 milyonu kız, 97 milyonu erkek çocuğu olmak üzere toplam 160 milyon çocuk, diğer bir deyişle her 10 çocuktan biri, halihazırda çocuk işçi olarak çalışıyor. Bu çocukların yaklaşık yarısı ise sağlıklarını ve gelişimlerini etkileyen tehlikeli işlerde çalışıyor ve sayıları 79 milyonu buluyor. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve UNICEF’in 10 Haziran 2021 tarihinde yayınladığı rapora göre, çocuk işçi olarak çalışan çocukların sayısı son dört yılda 8,4 milyon artarak dünya genelinde 160 milyona yükseldi; COVID-19 salgınının etkileri nedeniyle de 9 milyon çocuk daha risk altında. Raporda, şu anda dünyadaki çocuk işçi sayısının yarısından fazlasını oluşturan 5 ila 11 yaşlarındaki çocuk işçilerin sayısında önemli artış olduğuna dikkat çekiliyor. Çocukların sağlığına, güvenliğine veya ahlakına zarar verebilecek işler olarak tanımlanan tehlikeli işlerde çalışan 5 ila 17 yaşlarındaki çocukların sayısı ise 2016 yılından bu yana 6,5 milyon artarak 79 milyona yükseldi.”
 
“2000 yılından başlayarak 16 yıl boyunca, çocuk işçi olarak çalışan çocuk sayısında 94 milyon net azalma sağlandı. Aynı dönemde, tehlikeli işlerde çalışan çocuk sayısı yarı yarıya azaldı. Ancak, kaydedilen bu ilerleme 2012 ila 2016 arasında yavaşladı. Anılan dönemde çocuk işçi sayısındaki azalma 16 milyonda kaldı, önceki dört yıllık dönem olan 2008-2012’deki azalmanın yalnızca üçte biri düzeyinde gerçekleşti. Tehlikeli işlerde çalışanların sayısındaki azalma da benzer biçimde yavaşladı.”
“Çocuk işçiliğinin bölgelere dağılımına bakıldığında; Afrika, hem yüzdesel hem de mutlak sayı olarak çocuk işçiliğinde, 92 milyon çocuk ve her beş çocuktan biri olmak üzere, en yüksek rakamlara sahip. İkinci sırada Asya-Pasifik bölgesi geliyor: 49 milyon çocuk ve tüm çocukların %5,6’sı. Çocuk işçi nüfusunun kalanı da diğer bölgeler arasında dağılıyor: Amerika Kıtaları 8,3 milyon, Avrupa ve Orta Asya 8,3 milyon ve Arap Ülkeleri 2,4 milyon.”
 
“Çocuk işçiliğinin sektörlere göre dağılımında ise, tarım açık arayla en büyük paya sahip; dünyadaki çocuk işçilerin %70’i ve mutlak sayı olarak 112 milyon. Hizmet sektöründe 31,4 milyon, sanayi de ise 16,5 milyon çocuk çalışıyor.”
 
“5 ila 11 yaş arasındaki çocuklar, çocuk işçilerin en büyük kısmını, aynı zamanda tehlikeli işlerde çalışanların da büyük kısmını oluşturuyor. Çocuk işçilerin %48’i 5-11 yaş grubunda, %28’i 12-14 yaş grubunda ve %25’i de 15-17 yaş grubunda bulunuyor.”
 
Aynı rapordan “Türkiye” paragrafları da şöyle:
 
“TÜİK tarafından – ki eminim doğru ve eksiksiz bilgilerdir (!) – 2019 yılının IV. çeyreğinde (Ekim-Kasım-Aralık) Hane Halkı İşgücü Araştırması ile birlikte 5-17 yaş grubundaki çocuklara uygulanan "Çocuk İşgücü Araştırması" sonuçlarına göre Türkiye’de bir ekonomik faaliyette çalışan 5-17 yaş grubundaki çocuk sayısı 720 bin kişidir.” (Bu rakam, “Penguen”e göre; Nisan 2017’de 2 milyona yaklaşmıştı.)
“Çalışan çocukların %79,7'sini 15-17 yaş grubundakiler oluştururken, %15,9'unu 12-14 yaş grubundakiler, %4,4'ünü ise 5-11 yaş grubundaki çocuklar oluşturmaktadır. Cinsiyete göre incelendiğinde, çalışan çocukların %70,6'sını erkek çocukların, %29,4'ünü ise kız çocukların oluşturduğu görülmektedir.”
 
“Çalışan çocukların %30,8'i tarım, %23,7'si sanayi %45,5'i ise hizmet sektöründe yer almaktadır. Yaş grubuna göre incelendiğinde; 5-14 yaş grubunda çalışan çocukların %64’ü tarım sektöründe 15-17 yaş grubunda çalışan çocukların ise %51’i hizmet sektöründe yer almaktadır.”
 

Peki Bu Çocuklarımızın Bayramı Hangisi? 


Atamızın çocuklara hediyesi Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı mı 23 Nisan mı, yoksa İşçinin ve Emekçinin Bayramı 1 Mayıs mı!?
2002 – 2021 yılları arasında, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi – İSİG’den edinilen bilgilere göre; 800’e yakın çocuk işçi, hayatını kaybetmiş. Ve de ölen her 5 çocuk işçiden 3’ü; tarım işçisi. Peki bu çocuklarımızın bayramı hangisiydi!?
 
ILO diyor ki; 
 
“Çocuk işçiliği mevsimlik tarımsal üretimde hala bir sorundur. Tarım sektöründe, aile işletmesi hariç olmak üzere, gezici ve geçici tarım işçiliği, aileleri her türlü riske maruz bırakması, çocukların bu riskler karşısında aşırı kırılgan olması nedeniyle, çocuk işçiliğinin en kötü biçimlerinden biri olarak kabul edilmektedir.” 
 
“Mevsimlik tarımda çalışan çocuklar çevre, eğitim ve sağlık sorunları ile bağlantılı olarak çalışma ve yaşam koşulları açısından en dezavantajlı gruplardan birini oluşturmaktadır. Mevsimlik tarım işçilerinin çocukları ekonomik ve sosyal nedenlerden ötürü, 4-7 ay süre ile seyahat eden ebeveynlerine katılmakta, ailelerinin geçimlerine katkıda bulunmak için yaşlarına uygun olmayan işlerde çalıştırılmaktadırlar.”
 
“Çoğunlukla temel altyapıdan yoksun geçici yerleşim alanlarında ve asgari standartların altındaki koşullarda yaşayan ailelerin çocukları okula düzenli devam edememekte, eğitimden geride kalmakta, okul terk riski ile karşılaşmaktadırlar.”
 
“Tarımda kullanılan makine ve ekipmanın tehlikeleri, pestisitlere maruz kalma, uzun çalışma saatleri, iklim koşullarına (sıcak ve soğuk) maruz kalma, ağır yük kaldırma / taşıma, fiziksel zorlanma, izole ortamlarda çalışma gibi durumlar olumsuz barınma koşulları ile birleştiğinde çocuklarda yaşamları boyunca sürecek kronik sağlık sorunlarına yol açabilmektedir.”

ILO’nun dedikleri; açı gerçeği, verileri baz alarak, ortaya koyuyor.
 
Peki, biz ne diyelim?
 
ÇOCUK İŞÇİLİĞİNE HAYIR!
 
Geleceğimizin umudu, gözümüzün nuru çocuklarımızın ezilmediği, neşe dolu nice “23 Nisan”lar, emeğin sömürülmediği, aydınlık, eşit ve güzel bir dünyayı göreceğimiz günlerin geleceği umuduyla, nice “1 Mayıs”lar diliyorum.