Dünyayı Besleyen Bir Aşk Hikayesi: Zeytin Çiçeği ve Bal Arısı

Peki bal arısı zeytin çiçeğini neden ziyaret eder ve zeytin çiçeğinin tozlaşmasında nasıl bir rol oynar? 

Yazar: Dr. Murat Gürsoy
 
Doğada, rengarenk çiçekli bitkiler arasında uçuşan arılar ve diğer böcekler yaygın olarak görebileceğimiz hoş bir manzara oluştururlar. Çiçekli bitkilerin ve böceklerin bir şekilde bir araya gelmesi hiç de rastlantısal değildir. Bu iki canlı grubu birbirlerinin doğal ortaklarıdır. Yani her biri diğerinin yaşaması ve üremesi için belirli işlevleri yerine getirir. Pek çok çiçekli bitki türünün belirli hayvan türlerine sıkı sıkıya bağımlı olması birlikte-evrimleşme (koevrim) kavramı ile açıklanmaktadır. Buna karşılık birçok bitki türü de tozlaşma için böceklerle birlikte-evrimleşmeye bağımlı değildir. Bu bitki türleri, çoğunlukla polenlerini yaymak için rüzgarın ve suyun fiziksel özelliklerinden yararlanırlar (Graham ve ark., 2004). 

Antik çağlardan beri Akdeniz havzasında yetiştirilen zeytin ağacının çiçek biyolojisi incelendiğinde, olgun bir zeytin ağacının yaklaşık 500.000 çiçek ürettiği, bunların sadece %1-2’sinin olgunluğa ulaşan meyve verdiği görülmüştür (Canale ve Loni, 2010). Zeytin meyvesinin oluşumu ve verimi genetik özellikler (çiçek sayısı, çiçeklenme zamanı, tozlaşma, etkili tozlaşma dönemi, kendine uyumsuzluk), rüzgar, yağmur, sıcaklık, nem, beslenme ve stres gibi çevresel koşullardan etkilenmektedir (Khaleghi, ve ark., 2019). Çiçek tomurcukları somak adı verilen yapı üzerinde yer almakta olup yaprak koltuklarından çıkarlar. Bunların gelişmesini sağlayan ana faktör sıcaklıktır (Breton ve Berville, 2013). Zeytin çiçeği genellikle beyaz renkli olup eşey yönünden andromonoiktir. Yani bir ağaç üzerinde erkek ve dişi organları bulunan tam çiçekler (hermafrodit) ve sadece stamenleri olan erkek (staminat) çiçekler bulunur. Bazı kaynaklarda ise detaylı bir şekilde hermafrodit, staminat ve pistillat olmak üzere üç tip çiçekten bahsedilmektedir. Burada pistillat çiçeklerin bazılarında stamenin indirgendiği ve çoğunun hermafrodit olduğu, staminat çiçeklerin ise çok sayıda ve yaygın olduğu, polen çıkışını tüm bitki düzeyinde arttırdığı ve zeytine büyük bir avantaj sağladığı ifade edilmektedir (Breton ve Berville, 2013). Zeytin çiçeğinin polen üretim potansiyeli çok yüksektir. Çiçeğin nektar üretimi düşük veya hiç bulunmamaktadır (Canale ve Loni, 2010). Farklı kaynaklarda ise nektarsız olarak bildirilmektedir (Silici ve Gökçeoğlu, 2007; Seifi ve ark., 2015). Bazı kültür çeşitleri, döllenme açısından kendine verimli, kısmen kendine verimli ve kendine verimsiz olarak farklılık göstermektedir. Tozlaşma her ne kadar ağırlıklı olarak rüzgar (anemofil) ile gerçekleşmiş olsa da son yıllarda yapılan çalışmalarda böceklerin de tozlaşmada önemli rol aldığı vurgulanmaktadır. Canale ve Loni (2010), zeytin çiçekleri üzerinde iki takım, üç familya, sekiz cins ve on böcek türüne ait toplam 380 örnek tanımlayarak bal arısının ( Apis mellifera L.) burada baskın tür olduğunu bildirmişlerdir. 

Peki bal arısı zeytin çiçeğini neden ziyaret eder ve zeytin çiçeğinin tozlaşmasında nasıl bir rol oynar? 
 
Arıların “çiçek zekası” oldukça güçlüdür. Bol miktarda polen ve nektar veren çiçekleri tanıma yetisine sahiptirler. Dolayısıyla çiçek ziyaretlerinde süreklilik gösteririler. Koku duyuları da oldukça gelişmiştir. Ayrıca mavi, mor, lavanta yada beyaz renkli çiçeklere yönelimleri daha fazladır (Graham ve ark., 2004). 

Zeytin çiçeği poleni morfolojik olarak anemofil (rüzgar) ve entomofil (böcek) türlerin polenleri arasında ara bir karaktere sahiptir. Olgun polen hücreleri, protein ile beraber çok miktarda yağ kütlesi ihtiva eder (Zhu ve ark., 2013). İşçi bal arılarının zeytin çiçeğini ziyaret etmesinin temelinde zengin polen kaynağına yönelim vardır. Bunu arının üzerindeki zeytin polenlerinden ve baldaki polen analiz sonuçlarından belirgin olarak görebilmekteyiz (Canale ve Loni, 2010; Silici ve Gökçeoğlu, 2007). Bal arıları, zeytinden polen ile birlikte bazen de balçiği de toplarlar. Geçmiş yıllarda bazı arıcılar bal akımını zeytin orijinli olarak bildirmiştir. Fakat bunun çiçeklerden gelen nektar olmadığı, zeytindeki yaprak bitlerinden gelen balçiği olduğu bildirilmiştir (Abrol ve Shankar, 2012). Yakın zamanda ise Ünal ve arkadaşları (2017) Türkiye’den yaptıkları bir çalışma ile zeytin ağacı üzerinde kolonileşmiş Hemiptera familyasına ait üç böcek türünün balçiği ürettiğini bildirmiştir. Balçiği, şeker açısından zengin bir sıvı olduğu için bal arıları tarafından karbohidrat kaynağı olarak kullanılmaktadır. 

Zeytin çiçeğinin kokulu olup olmadığı, nasıl koktuğu ve bu kokuyu oluşturan uçucu organik bileşiklerin (VOCs) tozlayıcıları çekip çekmediği çoğu zaman merak konusu olmuştur. Bu konuyla ilgili sınırlı sayıda çalışma bulunmaktadır (Canale ve Loni 2010; Aronne ve ark., 2012; Giovanetti 2018; Carlos ve ark., 2019; Zhang ve ark., 2020). Genel olarak çiçeklerdeki koku bileşikleri aslında bitki çiçekleri tarafından salınan ikincil metabolitlerdir. Bunlar terpenler, benzenoid aromatikler ve yağ asidi türevleri dahil olmak üzere bol miktarda düşük moleküler ağırlıklı uçuculardan oluşurlar. Bu bileşikler üreme başarısını arttırmak için belirli tozlayıcıları çekerken aslında kolonileşmiş mikroorganizmalara karşı da koruyucu bir işlev görürler. Zeytin çiçeğinin koku bileşiklerine ait kapsamlı bilgiler Zhang ve arkadaşları (2020) tarafından ele alınmıştır. Burada dört çeşit (2 adet Çin, 2 adet Akdeniz) zeytin taksonu uçucu organik bileşikler yönünden karşılaştırılmıştır. Çalışmanın sonucunda 52 adet uçucu bileşik tanımlanmıştır. Bunların içerisinde zeytin çiçeğinin hafif kokusunu temsil eden bileşikler %40’tan daha az bulunmuştur. Esas şaşırtıcı durum tanımlanan toplam ucucu organik bileşiklerin %63.0-66.9’nun kokusuz olması ve kokusuz bir bileşik olan (Z)-8-heptadecenenin %41.5-%50.7 gibi yüksek bir oranda çıkmasıdır. Bunlara ilave olarak zeytin çiçeğinde tespit edilen 20 adet bileşik ise daha önceki çalışmalarda da potansiyel böcek cezbedici bileşikler olarak tanımlanmış ve çoğunun tozlayıcıları (özellikle bal arılarını) çeken terpenler, alkanlar ve alkenlerden oluştuğu bildirilmiştir. Fitokimyasal bulgular neticesinde zeytin çiçeği ile bal arılarının ilişkisi bir kez daha sağlam kanıtlara dayandırılmıştır. Elde edilen bulgulara göre zeytinin anemofil (rüzgarla tozlaşan) bir tür olmadığı görüşü de ağırlık kazanmıştır  (Zhang ve ark., 2020).

Arılar, zeytin çiçeğinin tozlaşmasında daha kesin ve daha güvenilir hizmet sunarak rüzgardan daha etkili rol oynarlar. Rüzgar ile tozlaşmada polen taşıyan hava akımının hacmi düşünüldüğünde, çiçeğin tepeciği (stigması) çok küçük bir hedef olarak kalır. Polenlerin buraya ulaşma şansı arı ile tozlaşmaya göre daha azdır. Çünkü rüzgar yoluyla polen aktarımında yön, mesafe ve zaman bakımından değişkenlikler vardır. Buna bağlı olarak yeterli sayıda polen tanesi taşınamazsa tozlaşma başarılı olamaz. Arılarla gerçekleşen tozlaşmada ise polen tanecikleri hedef stigmaya daha kesin isabet ederler. Ayrıca arılar, çok fazla sayıda zeytin çiçeğini ziyaret ettikleri için aynı türün farklı bireyleri arasında polen aktarımını sağlayarak çapraz-tozlaşmayı gerçekleştirirler. Bu durum soydışı eşleşme olarak da tanımlanmaktadır (Graham ve ark., 2004). Soydışı eşleşme genetik çeşitliliği arttırır. Zeytinde soyiçi eşleşmeyi de görmek mümkün olduğu için arıların gerçekleştirdiği çapraz-tozlaşma daha da önem kazanmaktadır. Soydışı eşleşme ile yeni bireylerde zararlı gen sayısında azalma, genetik çeşitlilikte artış, çevresel koşullara daha iyi uyum sağlama, meyve bağlama oranında, meyve iriliğinde, yağ içeriğinde ve kalitesinde artış sağlanır.

Zeytinin yetiştirilmesi, kültüre alınması, çeşitlerin geliştirilmesi ve yeni çeşitlerin ıslahı için tozlaşma biyolojisinin öğrenilmesi önemlidir. Zeytin çeşitleri arasında verimli tozlaşma için meyve bahçesi tasarımında dikilen çeşitlerin dikkatli bir şekilde planlanması gerekmektedir. Optimum verim elde etmek için tozlayıcı ağaçlar olarak birden fazla uyumlu çeşit içermelidir (Zhu ve ark., 2013). Zeytin çiçeğinin güzelliği ve baştan çıkarma becerisi onun hayatta kalma aracıdır. Arı ile olan ilişkisi dünyayı besleyen bir aşk hikayesidir. Bitki ve hayvan dünyası arasında görülebilen bu kesişim çok özel bir andır. Zeytinin kendine yeniden hayat verdiği mistik bir andır. Bal arıları da tozlaşmayı sağlayarak bir bakıma doğanın sürekliliğini ve doğal yaşamdaki biyolojik dengeyi korumaktadırlar. Yaşanabilir bir dünya için ikisinin ve ekosistemde denge unsuru olan diğer bütün canlıların korunması gerekiyor. 


Teşekkür


Yazımın görseline bal arısı kostümü ile katkıda bulunan ve zeytin meyvesini çok seven sevgili kızım Benil’e teşekkür ederim.
 
Kaynaklar:
  1. Abrol, D.P., Shankar, U., 2012. Pollination in oil Crops:Recent advancesand future strategies. S.K. Gupta (ed.). Tecnological innovations in majör world oil  crops,  Volume 2: Perspectives, DOI 10.1007/978-1-4614-0827-7_9, © Springer Science Business Media, LLC  Chapter 9, 249-251.
  2. Aronne, G., Giovanetti, M., Guarracino, M.R., Micco, V.D. 2012. Foraging rules of flower selection applied by colonies of Apis mellifera: Ranking and associations of floral sources. Funct Ecol 26:1186-1196.
  3. Breton, C., Berville A. 2013. From the Olive Flower to the Drupe: Flower Types, Pollination, Self and Inter-Compatibility and Fruit Set. Edited by Barbara Sladonja From the edited volume The Mediterranean Genetic Code -Grapevine and Olive, IntechOpen Books Series Chapter 12, 289-314. 
  4. Canale, A., Loni A., 2010. Insects  visiting olive flowers (Oleae eurpaea L.) in a Tuscana olive grove. Redia XCIII, 95-98.
  5. Carlos MN, Antonio, M, Jorge I, Rubén T, Gemma C, Luis MP, Teresa R, Carlos R, José G, Pedro R 2019. Low-intensity management benefits solitary bees in olive groves. J Appl Ecol 57:111120
  6. Giovanetti, M., 2018. Do bees like olive? A preliminary analysis of honey bee behaviour on flowers of the wind-pollinated species Olea europaea. Acta Hortic 1199:121‒126.
  7. Graham, L.E., Graham, J.M., Wilcow, L.W. 2004. Bitki Biyolojisi. Çeviri Editörü: Kani Işık, Palme Yayıncılık, Ankara.
  8. Khaleghi E., Karamnezhad, F., Moallemi, N. 2019. Study of pollen morphology and salinity effect on the pollen grains of fou olive (Olea europaea) cultivars. South african Journal of Botany 127, 51-57. 
  9. Seifi, E., Guerin, J., Kaiser, B., Sedgley, M. 2015. Flowering and fruit set in olive . Iranian Journal of Plant Physiology 5(2). 1263-1272. 
  10. Silici, S., Gökçeoğlu, M., 2007. Pollen analysis of honeys from Mediterraneaen region of Anatolia. Grana, 46:57-64. 
  11. Ünal, S., Ayan S., Karadeniz E., Yer N., 2017. Some forest trees for honeydew honey production in Turkey. Sibirskij Lesnoj Zurnal (Siberian Journal of Forest Science). N. 4: 101–110, DOI: 10.15372/SJFS20170409.
  12. Zhang Z, Wang, Z., Zhao, M., Zhao, L., Zhang, J., 2020. First look at olive floral volatiles: idendification and discirmination among Mediterranean and Chinese taxa. International Journal of Agricalture & Biology. (http://www.fspublishers.org).
  13. Zhu., W., Zhou., P., Xie, J., Zhao, G., Wei, Z., 2013. Advences in the pollination biology of olive (Olea europaea L.). Acta Ecologica Sinica 33, 64-71.
Görseller:
  1. Plantasyhongos, Erişim tarihi: 06.04.2022
  2. - 3. Yazara ait, izinsiz kullanılamaz.