Turizme Dair Söylenecekler Bitmez

Gastronomi turizminde Ege’de zeytin ve zeytinyağı ne ise Karadeniz’de fındık ve ceviz odur

Yazar: Aşçı Fok Nurdan Çakır Tezgin
 
Gastronomi turizminde Ege’de zeytin ve zeytinyağı ne ise Karadeniz’de fındık ve ceviz odur…   
 
Yaşamlarımızın bu döneminde dünya insanı için epey bir değişiklikler oldu. Tek tek sıralayacak değilim, herkes neler yaşadı biliyor. Ay eskiden şöyleydi şimdi böyle filan gibi söylemlerde bile farklılıklar oluştu. Eski denilen geçmiş zamanlarla kıyaslamalar bile yerli yerine oturmuyor artık. Herkesin ağzı vara yoğa kımıldıyor! 
 
Ağzı olup konuşanlarla değilse de yemek yiyenlerin dünyasından söz edelim biraz bugün. İncir çekirdeğini doldursa da doldurmasa da her birimiz kendi penceresindeki manzarayı görüyor biliyor fakat, kişisel görüşlerimiz diğer kişilere ilham verebilme ihtimali de taşıyor. Biraz yönlendirmenin kimseye zararı olmaz!  
Off! Sözü ne çok dolandırdım değil mi? Yıllardır sık seyahat ederim. Bu nedenle değişik konaklama noktasında kalırım, çok farklı kahvaltı sofralarına otururum. Çeşitli peyniri zeytiniyle, balı tereyağı, reçeli, böreği çöreği yerel ürünleriyle ya da hiç ilgisiz paket ürünleriyle yapılan kahvaltılardır bunlar… 
 
Bir kahvaltı menüsünün tüm bileşenleriyle mükemmel olması beklenemez elbet, peynirleri çok iyi ise reçelleri vasat olabiliyor, domates salatalık gibi sebzeleri özensiz olabiliyor. Fakat çok önemli bir ayrıntıya değinmek isterim ki; yörenin en meşhur en bol en yetişen ürünü kahvaltı sofrasına en kötü haliyle geliyorsa orada bir sorun vardır. Bu durum kabul edilemez. 
 
Yakın zamanda değişik kentleri içine alan Batı ve Orta Karadeniz seyahati yaptım kahvaltılarda dikkatimi çeken en bariz nokta; zeytin çeşitlerinin mükemmelliğiydi. Karadeniz zeytin bölgesi oldu da benim mi haberim yok diyesim geldi. Tattıklarım yeşili ayrı siyahı ayrı lezzette etli zeytinlerdi. Oysa, Akdeniz ve Ege Bölgesi’ndeki seyahatlerimdeki zeytinlerin büyük çoğunluğu çamur gibiydi! Yiyeceğe olumsuz sıfatlar yüklemek hiç hoş değil fakat iyisini yapabilmek mümkünken dile fermuar çekilmiyor! Zeytin ve zeytinyağı bölgelerimiz neden o kadar kalitesiz zeytin sunarlar hiç anlamam. Evet, sahi Ege’nin otel ve restoranları zeytinin zeytinyağının kalitelisini sunup konuğunu memnun etmeyi neden düşünmez! (Düşünenleri ayrı tutarım) 
Ve bazı şık dokunuşların o işletmenin akılda kalması için fırsat olduğunu bilmemek büyük eksiklik. Doğulu kebapçıların ana yemek gelene kadar ortaya koydukları acılı ezme, turşu, yeşillik, naneli yoğurt gibi atıştırmalıklardan hiç mi ilham alınmaz! 
 
Bu arada Sinop ve Gerze’de zeytin ağaçları gördüğümü itiraf edeyim, hatta eskiden daha fazla yetiştiğini de duydum. Hepten de zeytinsiz bölge değil, aman yanlış yapmayayım! Zaten bizim mübarek zeytinimiz denizin tuzuna havasına aşık değil midir? Deniz varsa koyların kuytularında illâ ki zeytin ağacı da vardır…
 
Karadeniz’de zeytinyağı beklentim yoktu fakat tereyağın en lezzetlisiyle kahvaltılarda karşılaşmak memnuniyetimi ikiye katladı. Bal ve kel simit ikramını da söylemez isem eksik kalacak, ayrıca cevizin bol olduğu Orta Karadeniz’de cevizli helvaların çeşidini sunuyorlar kahvaltıda. Ceviz deyince sizi M.Ö. 380’lere götürmek isterim; Sokrates’in öğrencisi Ksenophon’un Anadolu yarımadası ile ilgili anlatımlarında Anabasis’in 299.sayfasında şu satırlara rastlarız “Kilerlerde birçok yassı cevizler bulundu. Bunların iç kabukları yoktu. Bu cevizler Mossynoiklerin baş besinini teşkil ediyordu. Bunları haşlıyor ya da ekmek gibi fırında pişiriyorlardı.” Mossynikler Karadeniz’in yerli halklarına verilen isimlerden biridir, ahşap kulelerde yaşayanlar anlamına geliyormuş.                                                                                    
Karadeniz’in fındığı kadar cevizi de meşhur ve son derece lezzetli. Yani genetiği ile oynanmamış cevizin tadını bilmek isteyenler için Karadeniz en uygun adres. 

Her bölge bağrında yetişen özgün gıdayı öne çıkarınca gezginlerin memnuniyeti ziyadesiyle artıyor. Bölgeler kendi lezzetlerini; fındık fıstığını, cevizini, zeytinini vs. her nesi varsa ürettiği gıdayı öne çıkarmalı. Helvası, yağı balı, zeytini peynirini, hamur işlerini, meyve ve çiçek reçelleriyle içecekleriyle bölgeye özgü kahvaltılıklarını sunmalı konuklarına. Ayrıca yöresel bazlamalarla farklı ekmekler, simit, gevrek, çörek çeşitlerinin tadına bakmak kimin hoşuna gitmez! 
 
Karadeniz’de yediğim lezzetli zeytinler ve özel yiyecekler bana bunları düşündürdü. Sana söylüyorum kızım sen anla gelinim misali sözüm nerelere ulaşırsa onlar alsın üzerine! 
Görseller:
Yazara aittir, izinsiz kullanılamaz.