Paylaşmak mı?... O da ne? Çalmak mı?... Belki de...

Konu : Yaşam

Konuya ilk noktadan tekrar giriş yaparsak, paylaşmak fiili bizlerin başta yiyecek olmak üzere, nesneleri bölüşmek üzere kullandığımız fiillerden birisi.

“Paylaşmak” fiili aslında “Sahiplik” terimi ile çok yakından ilişkili. Zira bir “şey”in paylaşılması ancak ona sahip olunması durumunda anlam kazanıyor. 

Konuya ilk noktadan tekrar giriş yaparsak, paylaşmak fiili bizlerin başta yiyecek olmak üzere, nesneleri bölüşmek üzere kullandığımız fiillerden birisi. İnsanların sahip oldukları nesneleri başka insanlarla birlikte tüketmeleri, paylaşmak eylemine evsahipliği yapıyor. Ancak bu tanımda gözden kaçan çok önemli bir olgu var ki, o da paylaşanlardan en azından birisinin paylaşılanın sahibi olması gerekliliği.

Bu ana geldiğimizde ise; “Sahiplik” teriminin anlamı devreye giriyor ki, işte burası yeni dünyanın anlamlandırmakta zorlandığı bir terim. Zira, (ideolojik kavramları gözardı ederek paylaşılacak “şey”in doğasına odaklanacak olursak) elle tutulur ve gözle görülür nesneler değiş tokuş edilebilir (ve doğal olarak paylaşılabilir) kabul edilebilirken, “Bilgi Çağı” ile birlikte ticarete konu nesneler arasında hizmet ve bilgi de görülmeye başlandı. Doğal olarak, ticarete tabi her ürün gibi, hizmet ve bilginin de sahipliği, ticaretin doğasından hareketle değerlendirildi. Bazı bilgi ve hizmet kaynakları, üretimlerini insanların kullanımına ve tüketimine ücretsiz sunsa da, bazı kaynaklar bu aktarımı fayda karşılığı (satış) yapmakta ısrar ettiler. 

İşte bilginin veya somut olmayan her türlü üretimin (müzik parçası, resim, görsel, video, yazılım, vb. ) internet üzerinden “paylaşım”ı da bu şekilde başladı. Sahip olmadığını (veya paylaşım hakkına sahip olmadığını) ve başkasının ürettiğini paylaşmak. Paylaşmak terimini kullanmak, her ne kadar olayı masumlaştırıyor olsa da, aslında yaşananı tam olarak ifade etmekten uzaktı. Zira insanın karşılığını ödemediği için sahip olmadığı veya üretmediği bir şeyi kullanması gibi paylaşması da yasallığın yanında etik olmaktan da uzaktı. 

Sahip olmadıklarını farklı kullanıcıların kullanımına açarken paylaşma terimini kullanma konusunda ısrarlı olanların büyük bölümünün de bilgi üretmekten uzak olmaları nedeniyle, bilgiyi oluşturmak gibi bir emeği üretim olarak kabul etmemeleri aslında sorunun ana nedenleri arasında... Öyle ya, bilgiyi üreten emek vermiyorsa, bilginin kopyalanması veya bedelsiz el konulması durumunda da bu emek hırsızlığına karşılık gelmemektedir. Ancak mal üretiminde hırsızlık olarak değerlendirilen bir konunun, üretim hizmet veya bilgi (veya internet ortamındaki her türlü ses, görüntü, vb. içerik) olduğunda paylaşım gibi masum bir olaya dönüşmesinin nedenini anlamak mümkün değildir.       

Elbette, internet üzerinde erişilebilen birçok içerik ücretsiz olarak kullanıma ücretsiz olarak sunuluyor. Üreticilerin büyük bir çoğunluğu, ürettiklerini insanların faydasına bedelsiz olarak veriyor. Bir başka deyişle; bilgiyi üretenlerin büyük bir bölümünün bedel istemediği bir ortam olan İnternette, özellikle insanların ürettikleri içeriği tamamen kendi istekleri ile “paylaştıkları” bir sosyal medya varken, emeğinin karşılığını isteyenlerin “paylaşmaya karşı” olarak konumlandırılması kabul edilebilir bir durum değil. Keşke üretene emeğinin karşılığını ödemeyi, paylaşmaya karşı olmak olarak değerlendiren kişiler, sadece paylaşmayıp, paylaşacaklarını üretmeye başlasalar da, üretimin paylaşımı konusunda samimi olduklarını daha net görebilsek. 

Veya Interneti bir paylaşım yeri olarak değil de, bir üretim yeri olarak mı tanımlasak? Bilginin, sanatın, çözümün, sonucun ve her türlü içeriğin ÜRETİLDİĞİ bir yer... Ama bunun olmayışının ardında yatan gerçeği düşünürken “KULLANICI” teriminin internet için neden çok daha değerli ve uygun bir terim olduğu daha mı net anlaşılır acaba? 

Not 1: İdeolojiler üzerinden yorum yapacak veya “O kadar eder mi?” tartışmasına girecek okurlar için son hatırlatma; bu yazıda paylaşma ve sahipliğin ideolojik yorumları ile sahipliğin bedelinin ölçümlenmesi konularındaki subjektif değerlendirmeler (bilginin hakettiği bedel gibi) hesaba katılmamış, internet üretimleri üzerinde paylaşmak kavramının kullanımı konusunda yorum yapılmıştır.

Not 2: Üretilen içeriğin kullanılarak yeni içerik üretimi süreci yazar tarafından savunulmaktadır. Ancak yazı dahilinde (odağı dağıtmamak) bu anlamda yorum yapılmamıştır. Bilginin değeri ve kullanılarak yeni bilgi üretimi noktasında tartışmalar başka bir yazıya bırakılmıştır.

Selamlar, Saygılar...