İki Yeni Dünyalı: Dr.Penfold ve Dr.Catena

Konu : Gastronomi

Dr.Penfold şarabın hastalarda -anemiye- kansızlığa iyi geldiğini düşünmektedir.

Doktor Christopher Rawson Penfold asıl olarak Sussex’li bir İngiliz. Brighton’da  pratisyen hekim olarak çalışırken 1844’de Güney Avustralya’ya göç eder ailesiyle birlikte. Dr.Penfold yola çıkmadan önce Fransa’ya geçerek, oradaki şarap bölgelerinden asma çelikleri alır ve yol boyunca onları özenle koruyarak Avustralya’ya ulaşır. Avustralya’da Adelaide- Magill’de eşi Mary ile beraber bir arazi alarak oraya yerleşir. Dr.Penfold şarabın hastalarda -anemiye- kansızlığa iyi geldiğini düşünmektedir. Aynı zamanda iyi şarabın ancak uygun koşullarda ve yerlerde üretilebileceği  fikrindedir. Bu amaçla ‘Grange’ adını verdiği küçük kulübesinin yanına küçük bir bağ diker eşi Mary ile birlikte. Fortifiye şaraplar üretmeye başlar ve Güney Avustralya’nın önemli bir üreticisi haline gelir hızla. 1855 Bordeaux Sınıflandırması’nın ardından şarap lüks bir tüketim, prestij ve güç sembolü haline dönüşmeye başlayınca Dr.Penfold bağlarını  ve şaraphanesini genişletir. Dr.Penfold’un Barossa Vadisi, Coonawarra gibi bölgelerde aldığı bağlarda günümüze dek şarap yapılmaya devam etti. Bu bağlardan biri de Block 42’dir.Block 42 devamlı olarak Cabernet Sauvignon üretilen dünyadaki en eski bağdır.

Penfolds firması  fortifiye şarap üretimiyle başladığı yolculuğunu 1950’lerde Max Schubert’in önderliğinde Shiraz ile hafif şarap yörüngesine  oturtur. ‘Grange’ adındaki küçük kulübenin adıyla büyük bir marka yaratırlar. Sonrası Penfolds Grange… Dr.Penfold’un o zamanki evi ‘The Grange’ bugün hala ayakta. Dr. Penfold bugün Avustralya’nın ilk bilimsel bağcısı olarak kabul edilmektedir. Penfolds Grange ise dünyanın ikon şaraplarına Avustralya’dan yapılan ilk ve en önemli katkıdır.  

Catena ailesi, İtalya Marche’de kıtlıktan kaçarak 1898’de Arjantin’e gelir. Dede Nicola ilk Malbec bağını 1902’de diker And Dağları’nın eteklerine. Oğul Domingo, babasından aldığı bağcılık bayrağını taşımaya devam eder. Ancak ekonomik, siyasi krizlerle boğuşur sürekli. Torun Nicolas ise bir yandan babasının çabalarını üzülerek izlemekte, bir yandan da ekonomi doktorasını sürdürmektedir bu sırada. Dr.Nicolas Catena 1982’de Kaliforniya’ya Berkeley’e misafir profesör olarak gider ve orada kaldığı süre içinde hafta sonları gezdiği Napa’da şarapçılığı öğrenir. Napa Vadisi’nin o dönemde yani sansasyonel 1976 Paris Tadımı sonrasında yıldızı iyiden iyiye parlamaya başlamıştır artık. Nicolas Catena her ne kadar Kaliforniya şarapçılığından etkilense de Fransızların şaraba yaklaşımına daha fazla önem vermektedir ve o sıralar Yeni Dünya’da pek üzerinde durulmayan teruar kavramı onun için diğer her şeyin önündedir. Nicolas için Arjantin teruarının en ayırt edici özelliği yükseklik ve gün ışığıdır. Kısacası gözü yükseklerdedir! Yaklaşık 1500 metre yüksekliğe, soğuk iklime taşımaya niyetlenir bağlarını. Şarapla ilgili herkes, yanında çalışanlar bile  ona kaçık muamalesi yapar bu kararından dolayı. Nicolas buna kulak asmaz, Chardonnay ve Malbec diker bu yüksekliğe. Babası Domingo her zaman Arjantin’de çok yüksek kalitede Malbec üretilebileceğine inanmıştır. Nicolas, Arjantin Malbec’ine babası kadar inanmasa da babasının ölümü ardından Malbec üzerine yoğunlaşmaya başlar. 1994 yılına gelindiğinde Nicolas, 60 yaşındaki Angelica bağından iyi kalitede Malbec ‘i yarattığına ikna olmuştur artık. Ancak Malbec araştırmalarına devam ederek en iyi sonucu veren Malbec klonunu bulmak için 145 ayrı Arjantin klonu diker. Çünkü Cahors’dan getirdiği klonlardan istediği sonucu alamamıştır. Onlardan ancak rustik şaraplar üretilebilmektedir. Catena Zapata’nın dünya markası oluşum süreci bu uğraklardan geçer. Bu uğraklardan biri de 1997 Nicolas Catena  Zapata’dır. Bu şarap  %95 Cabernet Sauvignon ve 5% Malbec’ten yapılmış olup, bazı büyük Fransız ve Amerikan şaraplarıyla girdiği kör tadımların birçoğunda birinci gelmiş ve şarap dünyasında bir efsane haline gelerek Catena Zapata’nın bütün dünyaca tanınmasına katkı sağlamıştır. 

Dr.Nicolas Catena  yerli tüketiciye yönelik ucuz şaraplarıyla ünlenmiş bir ülkeyi modern şarapçılıkla tanıştırmıştır. Asıl mesleğini bırakıp Arjantin’deki şarap rönesansının  en önemli aktörlerinden biri haline gelmiştir. Dedesinin mirası ve babasının rüyası Malbec’i ayağa kaldırmıştır yeniden. Şimdilerde ise bayrağı bir tıp doktoru olan kızı Laura Catena’ya devretmeye hazırlanmaktadır. Laura, Arjantin Malbec’ini dünya sahnesine taşımada babasının çıtasını çok daha yükseklere çıkarmıştır şimdiden.

Farklı ülkelerdeki bu iki (hatta üç) doktorun hikayesi bize şarapta azmin, yılmadan çalışmanın ve istikrarın başarı için ne denli önemli olduğunu çok iyi anlatmaktadır.