Kasabanın Sırrı
Bir aylık aranın ardında yeni bir filmle karşınızdayız efenim (evet şarap içerebilir).
Bir aylık aranın ardında yeni bir filmle karşınızdayız efenim (evet şarap içerebilir). Hem bu seferki belki bir çoğunuza tanımadık... Sevgili dostum Mert (Tepe) bana bu filmden bahsetmese benim için de öyleydi.
Filmimiz 1969 yapımı The Secret of Santa Vittoria ve baş rolde, ustalardan bir usta Antony Quinn. Yer İtalya'nın küçük bir kasabası olup tek geçim kaynağı bağcılık olan Santa Vittoria...
The Secret of Santa Vittoria, ya da Türkiye'deki ismiyle "Kasabanın Sırrı" II.Dünya Savaşı yıllarında geçer. Mussolini tahtını kaybetmiştir. Bunun kasabada duyulması üzerine pek de ayaklanma sayılamayacak bir isyan sonucunda kasaba yönetimi düşer ve kasabanın ayyaş şarap yapımcısı Italo Bombolini (Anthony Quinn) kasabanın lideri konumuna gelir bir anda. Yalnız ciddi bir sıkıntı beklemektedir kasabayı; o da Almanlar'ın çok kısa bir süre içinde kasabaya gelip kasabanın tüm şarap stoğunu alacak olmasıdır.
Kendisi pek de akıllı biri olmayan Italo Bombolini, kasabanın 1.317.000 adet şişesini (evet yanlış duymadınız) gizlemek için bir yol düşünür. Bu sırada hikayeye katılan savaş gazisi, Bombolini'ye şişeleri eski Roma mağaralarına gizlemeyi önerir ve filmin sonrası bu eğlenceli hikayenin etrafında küçük süslemelerle bizlere sunulur. En can alıcı nokta ise II.Dünya Savaşı döneminde bu kadar fazla sayıda şişenin bir kaç gün içerisinde nasıl olup da yüzlerce metre ötedeki mağaralara saklanacağıdır.
İşte bu noktada kasaba halkı devreye girer ve eşi görülmemiş bir organizasyona imza atar.
Yakışıklı sarışın (tabii ki de) Alman subayı, gizemli olduğu kadar tam da bu dönemde kasabasına geri dönmesiyle esrarlı zengin dul, bıçkın ve korkusuz savaş gazisi ve aralarında yaşanan duygusal çekişmeler de filme renk katmaktadır fakat bunun hikayeye bir katkısı olduğu çok söylenemez. Asıl önemli olan zaten şişelere ne olacağıdır, kişilere değil.
Filmin gerisi artık onu izlemenize kalmış. Ben film hakkında bir kaç küçük detay daha vermek isterim IMDb'den öğrendiklerim kadarıyla.
Film aslen, çekiminden 3 sene önce Robert Crichton'ın kaleme aldığı kitaptan yola çıkmış ve asıl ilginç anektod ise, gerçek hayatta da birbirinden pek hoşlanmayan Anthony Quinn ve karısı rolündeki Anna Magnani (kendisini saygıyla analım)'nin filmdeki kavga sahnesinde yaşanır. Anna Magnani kocası Anthony Quinn'i evden kovarken onu öyle bir kapı dışarı eder ki Anthony Quinn'in ayağı kırılır. İşte buna da gerçekçi oyunculuk denir ;)
Sonuçta ne mi olur? Tabii ki de bolca dans ve eğlence!
Bu arada son olarak filmin 2 Oscar adaylığı olduğunu, 6 adaylığının yanında Müzikal/Komedi dalında da 'En İyi Film' Altın Küre'yi aldığını atlamayalım. Size şimdiden keyifli seyirler!
