Süt Kotalarını Sistemi

Süt ve süt ürünleri için oluşturulan bu ortak politika, 29 Temmuz 1968 yılında yürürlüğe girmiştir. Topluluk piyasalarında süt ve süt ürünleri fiyatlarının uygun düzeylerde seyrinin sağlanması amacıyla; ithal edilen süt ürünlerine gümrük vergisi; ihracatlara sübvansiyon; iç pazar dengesinin korunması için tereyağının veya süt tozu fazlalıklarının depolanması; kazein ve hayvan yemi olarak kullanılan süt tozuna sübvansiyon verilmesi gibi birçok değişik yöntem uygulanmıştır.

Yürürlüğe girdiği 1968 yılından bir kaç yıl sonra, süt ve süt ürünleri politikası, Avrupa Birliğini kendi kendine yetebilir bir seviyeye ulaştırmıştır. Tereyağı ve süt tozunun artan düzeylerde üretilmesi ve aynı zamanda tüketimin azalması ve ihracatın düşmesinden dolayı, özellikle 1980’lere gelindiğinde, Avrupa Birliği bu ürünlerde üretim fazlalığı ile karşı karşıya kalmıştır

Topluluk içinde uygulanan fiyat politikası iki temel fiyat sistemine dayanmaktadır, hedef fiyat ve müdahale fiyatı. Hedef fiyat, üreticilerin eline geçmesi hedeflenen (tavan) fiyat olarak belirlenmiştir. Müdahale fiyatı ise, çiftçileri düşük fiyatlara karşı korumak amacıyla, tarım ürünlerinin Topluluk içerisinde satılacağı asgari fiyat olarak belirlenmektedir. Bu kapsamdaki tarım ürün fiyatlarının müdahale fiyatının altına düşmesi durumunda, müdahale kuruluşları piyasa dengelerini korumak amacıyla alım yapmaktadırlar. Üçüncü ülkelere karşı Topluluk eşik fiyat sistemi uygulamaktaydı. İhracat politikası ise ihracat iadeleri sisteminden oluşmaktadır. Bu sistem, dünya piyasa fiyatlarının, Topluluk fiyatlarının altına düşmesi durumunda, ihracatçılara yapılan fark ödemelerini kapsamaktadır.

1984 yılında Süt üretiminin kontrolünü hedefleyen bir sistem (ortak kota sistemi) oluşturulmuştur. Ortak kota sistemi çerçevesinde, her üye ülke üretim miktarlarını, kendilerine tahsis edilen kota çerçevesinde kısıtlamakta ve üreticilerine veya süt ürünleri üretimlerine daha önceki üretim miktarlarına bağlı olarak belirlenen, aynı zamanda “garanti edilen toplam miktar” olarak da bilinen, referans miktarları uygulamaktadır. Garanti edilen toplam miktarın aşılması durumunda üreticiler aşılmış olan miktar oranında bir vergi cezasına tabii tutulmaktadırlar.

Süt Kotalarını sisteminin eleştirilmesi "I want my money back" (paramı geri istiyorum) ve hafif geçişle sona ermesi

Sosyo-ekonomik politikalar sonucunda, kıta Avrupa’sındaki ülkeler süt kotalarını muhafaza etmeye çalışırken, AB’nin uyguladığı süt politikasına ilişkin en ağır eleştiri, Dönemin İngiltere Başbakanı Margaret Thatcher tarafından yapılmıştır. 

Başarısının mağduru olan ortak tarım politikası 80’lı yıllarda eleştirilmiş, ihtiyaç fazlası tarım ürünleri oluşmuştur. AB’nin stoklama politikasına ilişkin “süt gölleri”, “tereyağı dağları”, OTP’ne yapılan katkıya ilişkin “paramı geri istiyorum” (I want my money back) gibi sembolleşen terimler 80’li yıllara aittir. 1983 ve 1984 yılında, uygulanan politikanın sonucu olarak, AB’de 1 milyon ton süt tozu ve 1 milyon ton tereyağı stoku bulunmaktaydı. 80’li yıllardaki Süt ve Süt Ürünleri Ortak Piyasa Düzeni, OTP toplam bütçesinin 1/3’ünü kapsamaktaydı. 

2007 yılı içerisinde, gerek küresel iklim değişikliğinin etkisi, gerekse de Çin ve Hindistan gibi hızla gelişen ülkelerdeki talep artışına bağlı olarak, dünya süt fiyatları çok hızlı bir artış gösterirken, AB stoklarında süt tozu ve tereyağı gibi süt ürünleri kalmamıştır. Bunun sonucu olarak da AB, süt ürünlerine verdiği ihracat desteklerini 2007 yılında sıfırlamıştır.

Yıldan yıla kotaların ve üretime yapılan desteklerin azalması ile üretim, piyasanın ihtiyaçlarına doğrultusunda yönlendirilmiştir. Bu yönlendirmeyle beraber 200’li yıllarda üretim seviyesi belirlenen kota seviyenin altında kalmaktadır. Örneğin 2014 yılındaki üretim miktarı 145 milyon ton civarında olarak belirlenen 150 milyon tonluk kotanın altında seyretmiştir.