Tarımın ortaya çıkışı

İnsanların doğada yaşayan canlılarla (Bitkiler, hayvanlar) arasındaki doğal ilişkinin (avcılık, toplayıcılık) Neolitik çağdan önce değişmeye başladığı düşünülmektedir. Arkeolojik kazılardan elde edilen bulgular, zamanımızdan aşağı yukarı 13.000 yıl öncesinde insanoğlunun önce bitkileri yetiştirmeye, sonra da kontrol altına aldığı hayvanları evcilleştirmeye başladığını gösterir.

11.000 yıl önce insanlar yaklaşık 1.000 yıllık süre içerisinde ve Kuzey Afrika, Batı Asya ve Güney Avrupa’yı içine alan geniş bir coğrafyada meyve, sebze, hububat gibi bitkilerin tarımına başladığını; domuz, koyun, köpek, keçinin yanında kümes hayvanlarını da evcilleştirdiğini göstermektedir. Bitkisel ve hayvansal üretimin arka arkaya gerçekleşmesiyle birlikte Anadolu ve Yakındoğu'daki Neolitik köy yerleşmeleri daha örgütlenmiş, karmaşık ve zengin büyük yerleşim merkezleri haline geldi. Orta Anadolu'da yeşeren Çatalhöyük Uygarlığı bunun en güzel örneğidir.

Bu ilişki muhtemelen ürünlerinden yararlanılan (et, süt, yün, deri) otçul sürü hayvanlarının diğer vahşi hayvanlardan korunması ile başlamıştır. Giderek bu hayvanların diğer hayvanlarla su ve otlak rekabetinden de korunmaya başladığına dair bulgular vardır. Yine aynı şekilde bitkileri de koruma ihtiyacı duymaya başlayan insan, ürünlerini kullandığı bitkileri çoğaltmaya, göç ettiği yerlere taşımaya ve kurak dönemlerde su sağlayarak hayatta kalmasına yardımcı olmaya başlamıştır.

İnsanın çeşitli aletler yapıp kullanmaya başladığı dönemden itibaren ikinci demografik devrim Neolitik çağda ortaya çıkmıştır. Alet kullanabilen insan, iki milyon yıl sonra, yani Neolitik çağın başlangıcına gelindiğinde bir kaç milyon nüfusa sahiptir. Oysa Miladi takvimin başlangıç yılında, yalnızca dokuz bin yılda nüfusun üç yüz milyon civarına ulaştığı tahmin edilmektedir.