Zeytincikte Ar-Ge Sorunları

Türkiye’de zeytincilik sektöründe “Bahçeden Sofraya” yaşanan bütün sorunların çözüm yolları her zaman diğer ülkelerin Ar-Ge çalışmaları sonucu elde ettikleri bilgilerin uyarlanmasıyla bulunduğundan bu durum her zaman için çözüm olamamaktadır. Zeytinin uzun yıllık bir meyve ağacı olması, zeytin çeşitlerinde klonal seleksiyonla daha verimli ve az periyodisite gösteren tiplerin elde edilmesi uzun soluklu çalışma gerektirmektedir. Bu araştırmalar, gerekli finans kaynağı olmadığından üniversitenin ve/veya özel sektörün bireysel yapabileceği bir iş değildir. Diğer yandan yeni çeşitlerin elde edilmesinde ise melezleme ıslahı gerekir ki, bu da uzun soluklu olduğu için sadece araştırma enstitülerinin küçük bütçelerle yürütebileceği çalışmalardan oluşmaktadır. Bu nedenle Türkiye’de bugüne dek ancak iki klon ve bir melez çeşit ortaya çıkabilmiştir. Oysa Türkiye, dünyanın en zengin zeytin gen kaynaklarına sahiptir ve zeytin konusunda çalışan araştırmacıların seleksiyon ıslahında ciddi araştırmalarına ihtiyaç duyulmaktadır.

Diğer yandan mevcut çeşitlerin çiçek biyolojisi, tozlayıcısı ve kendine verimliliği gibi özelliklerinin ve durumlarının bilinmesi verim ve kaliteyi etkileyen bir diğer faktörü oluşturmaktadır. Bu konuda da ülkemizde yapılan çalışmalar oldukça sınırlıdır. 

Üretimin en önemli ayağı olan çeşit ve tozlayıcı seçimini ismine doğru, hastalıklardan ari, tek gövdeli bir yaşlı sağlıklı fidan üretimi takip edtmektedir. Ar-Ge’nin en rahat uygulanabileceği alan olmasına rağmen sertifikalı fidan üretiminde kalite sınıflarının oluşmaması ve değer görmemesi ise özellikle zeytin fidanı üreticilerini Ar-Ge’den uzak tutmaktadır.

Zeytin yetiştiriciliğinde toprak işlemeden, budamaya, sulamadan gübrelemeye, hastalık ve zararlılarla mücadeleden hasada kadar bütün kültürel işlemlerde uygulanabilecek birçok Ar-Ge çalışması imkânı olmasına rağmen üreticinin bu konudan uzak durmasının nedeni üzerinde ise hiç durulmamaktadır. Zeytincilikte özel sektörün beklentisi genellikle tek yıllık bitkilerdeki gibi en fazla bir üretim döneminde sonuç alınabilir beklentisi olduğundan uzun soluklu projeksiyonlar için araştırmalara devletin sahip çıkması gerekmektedir. 

Türkiye zengin zeytin gen kaynakları ile sofralık zeytin ve zeytinyağında ciddi bir aroma ve polifenol çeşitliliğine sahiptir. Bu durumda sağlık değeri yüksek yani katma değeri yüksek, sofralık zeytin ve zeytinyağı üretimi hedeflenmek zorundadır. Türkiye’nin üretiminde hedefi miktardan çok kalite olması gerekmekte bunun için de “en sağlıklı zeytinyağı üretimi” gibi bir hedef kapsamında Ar-Ge yapılması için özel sektörün teşvik edilmesi gerekmektedir.

Diğer yandan sofralık zeytin işleme teknolojisi Ar-Ge faaliyetleri incelendiğinde neredeyse tamamen ithal know-how kullanıldığı, oysa katma değeri yüksek iç veya dış pazara yönelik birçok ürün elde etme imkânına rağmen sürdürülebilir hammadde ihtiyacı karşılanamadığı için dış pazara uygun çeşit geliştirilmesini teşvik etmek yerine yabancı çeşitlerin ithal edilmesi ve üretilmesi talep edilmektedir.

Bir diğer sorun, Türkiye zeytinciliğindeki yapısal sorunların çözümlenmesi ve karar alıcıların politikalarına yön verecek ekonomi temelli Ar-Ge projeleri için veri tabanının oluşturulmamış olmasıdır. Türkiye’de zeytincilikle ilgili veriler genelden özele doğru incelendiğinde yetersizdir. Üretimden tüketime dek olan her aşamadaki veriler; arz-talep denge tabloları, üretici ve işletme sayıları, kalite farklılıkları, bazı fiyatlar vb. birçok veri setleri net olmadığı için yapılacak Ar-Ge projeleri de yetersiz olmaktadır. 

Özetle Ar-Ge projelerinin teşvik yada finansal kaynak miktarının yüksekliğinden ziyade araştırmacıların zaman ve enerjisini mevzuat ve bürokrasiyle boşa harcamayan bir özellikte olmaları çok önemlidir.