Eski bir Mesele ‘Üzüm İdaresi’

İlginçtir kuru üzüme için istenen kurumsal yapıya sahip olmaya bir asır önce bugünden daha yakındık. 1910 tarihinde 2. Meşrutiyet Meclisinde  aynen bugünkü gerekçeler ile hazırlanan ve kabul edilen bir kanun bulunmaktadır(5). Bilindiği üzere o zamanki Aydın Vilayeti günümüzün İzmir, Manisa, Denizli ve Muğla illerini içine alan bir idari yapıya sahiptir. Aşağıda bu kanun maddelerinin günümüz Türkçesine göre sadeleştirilmiş hali yer almaktadır.

Aydın Vilâyeti çekirdeksiz kuru üzüm mahsulünün te'mini revacı hakkında kanun 

1. Madde: Aydın vilayeti çekirdeksiz kuru üzüm ürününün pazarlanması ve fiyatının korunmasının sağlanması üzere iş bu kanun gereğince uygulanacak tedbirleri takip ve idare etmek için merkezi İzmir’de olmak ve diğer gerektiren yerlerde şubeler bulunmak üzere Üzüm İdaresi namıyla bir idare teşkil edilecektir

2. Madde: Üzüm İdaresinin İdare Meclisi Vilâyet tarafından seçilecek ve muvazzaf bir müdürü olacak, beşi tüccardan yedisi çiftcilerden olmak üzere 12 azadan oluşan bir İdare Meclisi bulunacaktır. Tüccardan olan üye İzmir Ticaret Odasınca ve çiftcilerden olanlar da Vilayet İdare Meclisince seçilecektir. Şubelerin Müdürleriyle keza tüccar ve çiftcilerden 12 azadan oluşan İdare Meclisi, Mahalli İdare Meclisi tarafından seçilecek ve müdürleri muvazzaf olacaktır.

3. Madde: Üzüm İdaresi il içerisinde hâsıl olan çekirdeksiz kuru üzümlerin fiyatının korunmasını sağlamak üzere mahsulün satılığa çıkarılacak miktarını ihtiyaç ve talep dairesinde azaltabilecek ve yeniden pazarlar bulundukça genişletilmek üzere işbu sınırlamaya 45 bin ton dan başlanacaktır. Şöyle ki 45 bin tondan fazla hâsıl olan çekirdeksiz kuru üzümler çiftcilerin her birinden mahsulâtı nisbetinde ve kötü cinsinden olmak üzere ayrılarak gelecek maddede açıklandığı şekilde hamur haline getirilerek  ispirto ve şarap imaline sarf olunacaktır.

4. Madde: Üzüm İdare Meclisinin, mahsulât fazlasını tayin ve alıkoymak hususundaki görevleri, 

1- Her sene Haziran ayı ile birlikte Ağustos başına kadar  Vilâyetin çekirdeksiz üzüm hâsıl olan kaza ve köylerine bilirkişi memurlar gönderilerek o senenin yaklaşık hasılat miktarı  hakkında toplayacakları bilgiler üzerine bir istatistik düzenlenerek yayınlanacak; 

2- Çekirdeksizden başka nevi üzümlerin ve üzüm fiyatına tesir edebilecek meyvelerin o sene hasılat miktarı hakkında bilgilerin toplanması, 

3- Yine aynı sene zarfında gerek Osmanlı memleketinde, gerek yabancı memleketlerde tüketilecek üzümlerin miktarının doğru bilgiler elde edilerek belirlenmesi 

4- Gerekli görülen yerlerde ambar kiralanarak el konulan mahsul fazlasının stoklanması ve muhafazası; 

5- Her sene nihayetinde yapılan bütün işlerin bilançosunu tanzim ve İdare Meclisine tasdik ettirdikten sonra yayınlanması, alıkonulan üzüm mahsul miktarının üçte ikisinin uygun vasıtalar ile ile hamur haline getirilerek yerli ispirto ve şarap imalatcılarıyla diğer ortaya çıkacak taliplere açık arttırma ile satışı ve üçte birinin dahi gelecek sene mahsulünün olgunlaşmasına ve miktarının belirlenmesine kadar ihtiyat olarak saklanmasıyla yeni hâsılat, 45 bin tondan noksan olduğu ortaya çıktığında, iş bu üçte birlik hâsılat ile noksanın tamamlanması üzere tüccara ve fazla olursa, bahsedildiği şekilde hamur haline getirilerek ispirto ve şarap imalatcılarına, aynı şekilde ortaya çıkacak taliplere açık arttırma ile satışından ibarettir.

5. Madde: Elkoyma işlemi özellikle çekirdeksiz üzüm mahsulü için olup, diğer nevi üzümlerin hakkında alınmasına lüzum görülecek koruma tedbirlerine dair Üzüm İdaresi Meclisinin sunacağı değerlendirme üzerine Hükümetçe gerekli ve mümkün olan destekleme dahi uygulanacaktır.

6. Madde: Çekirdeksiz üzüm mahsulünün 45 bin tondan fazlasının alıkoyma işlemi, Aşar hakkındaki kaideye tabi olacak ve elkonulan mahsulatın öşür vergisi gelecek madde gereğince alınacaktır.

7. Madde:  Elkonulan ürünler satıldıkça, İsimler Osmanlı bankasına teslim edilerek sene sonunda İdare Heyeti tarafından ibraz olunacak hesap cetveli, Vilayet İdare meclisince tasdik edildikten sonra ortaya çıkacak Net Gelirin nihayet yüzde yirmisi ilânat ve neşriyata ve diğer yüzde yirmisi üzüm ürününün geleceğinin sağlanmasına ait girişimlere sarf edilebilmek üzere ihtiyat akçesi olarak saklanacak ve kalanın bedelinden öşür vergisine karşılık gelen miktarı Aşar İdaresine teslim olunduktan sonra, üst tarafı, elkonulan mahsulatın sahiplerine teslim edilecektir.

8. Madde: Üzüm İdaresinin hesapları ve işlerine ve işbu kanunun uygulama hükümlerine nezaret etmek üzere gerek duyulursa Vilayet İdare meclisince bir komiser tayin edilecektir.

1910 yılında meclisce kabul edilen bu yasa uygulamaya geçilmesine fırsat bulunamadan patlak veren Trablusgarp, Balkan harpleri, 1. Dünya savaşı ve arkasından gelen işgal yılları üzümcülüğümüze de büyük sekteler vurmuştur. Öyle ki 1. Dünya savaşı öncesindeki üretilen kuru üzüm üretim miktarına  ancak 1950 li yıllarda tekrar ulaşabilmiştir.

1910 da Türkiye’de yasalaştırılan ama hayata geçirilemeyen Üzüm İdaresi benzeri bir düzenleme ABD’de 1937 yılında yasalaştırılıp 1949’da hayata geçirilmiştir. Serbest piyasa düzeninin bayraktarı olan ABD için böyle bir müdahale kurumu garip karşılanabilir. 1. Dünya savaşında fiyatların yükselmesi ile birlikte Amerikan çiftcisinin kuru üzüm üretimine yönelmesi neticesinde 1914 yılında 90 bin ton olan ABD kuru üzüm üretimi 1928 yılında 302 bin tona çıkmıştır. Ancak o yıllarda ABD’de patlak verip tüm dünyayı da etkileyen ‘Büyük Buhran’ yıllarının etkisi ile tarımsal ürünlerinin fiyatlarının düşdüğü ve Amerikan üreticisinin ürettiği üzümün ancak %75’ini güçlükle satabildiği bilinmektedir.(6) Bu durum üreticileri kollayan Fedaral bir piyasa düzenlemesinin yapılması sonucunu doğurmuştur. Aynı dönemde Türkiye’de liberal çizgiden uzaklaşarak Devletçilik politikasını benimsemiş olması buhran yıllarında devletlerin ekonomik düzene müdahale etmek zorunda kaldığını göstermektedir.