İnnovasyon Odaklı İş Büyütme

Konu : Yaşam

Ülkemizin tarım ürün ve mahsüllerine ekonomik açıdan çok büyük katma değer sağlayan bu sektörde büyüklü küçüklü pek çok işletmemiz yeralmaktadır.

Sevgili APELASYON e-dergi okuyucuları ve yakın takipçileri, 

Geçen ayki yazılarımda sizlerle ‚ARGE nasıl gerçekleştirilir‘ den başlayıp akabinde de birkaç önemli gördüğüm noktalarda ‚ARGE ile ürün geliştirme‘ konularında paylaşımlar yapmıştım. 

Bu ve takip eden aydaki yazılarımda ise ARGE yoluyla  mevcut bir iş alanındaki faaliyetlerin nasıl geliştirilerek ilerletilmesi, iyileştirilmesi ve iş imkanlarının büyütülmesi gerektiğini akabindeki ayda ise yeni iş fırsatlarının innovatif bir yaklaşımla nasıl ele alınıp yenilikçi bir işin başlatılıp yürütülmesi ve sonucunda gelen innovatif bir yapılanma ve yenilikçi bir ürünle pazara açılan başarıya odaklanmış bir şirketin ARGE ile beslenip nasıl büyümesi gerektiği konularına deyinmek istiyorum.  

Tarım ürünlerimizin topraktan yetişip, mahsül olarak toplanıp, sofralarımıza ürün olarak sunulmasına dek izlenen bu uzun yolda atılan her adımda başta tarım çalışanlarımız olduğu kadar en büyük emek, çaba ve gayretin tarım ürünleri işleme sanayimizce sarfedildiği hiç şüphesizdir. Ülkemizin tarım ürün ve mahsüllerine ekonomik açıdan çok büyük katma değer sağlayan bu sektörde büyüklü küçüklü pek çok işletmemiz de yeralmaktadır.  

„Büyük işletmelerimiz“ kurumsal altyapıları ve üretim süreçlerinde ellerinde mevcut teknik teknolojik donanımlar ile iş ve insan gücü kaynaklarını en etkin şekilde sahip oldukları ekonomik ve ticari esnekliklerle bütünleştirerek pazara açılmış olmalarından dolayı, rekabet ortamının getiri ve götürülerine karşı kendilerini korumakta, iş büyütme ve yenilikçi ürün geliştirme ile pazara penetrasyonda, geniş çaplı reklam ve tanıtımlar yapmakta küçük ve orta ölçekli şirketlere göre daha büyük avantaj ve imkanlara sahiplerdir.  Büyük şirketlerimiz içlerinde yeraldıkları pazar ortamında her daim kendilerini güncelleyerek rakiplerine karşı giriştikleri yarışta şirket içi ve dışı hedefler belirleyerek bu hedeflerin çerçevelediği belli bir  rekabet stratejisi geliştirip haklı üstünlüklerini sergilemek durumundadırlar da.  Böyle büyük ölçekli şirketlerin rakiplerine karşı üstünlüklerini belirleyici belli başlı en temel faktörler ise: 

Rekabet üstünlüğü belirleyici bu temel faktörsel hedeflerin şirket içinde aktive edilip şirket dışı başarıya ulaşmasındaki en önemli şirket içi kriterler ise: 

Şirket dışı unsurların şirket içi kriterlerle birleştiği kesişim noktasında büyük ölçekli şirketlerdeki

şirket başarısının en önemli göstergelerindendir.  Başarı yanında müşteri sadakati ve sosyal sorumluluklarla birleşmiş bir kurumsal kültürün yaygınlaşması ‘kurumsal itibarın’ artışını da beraberinde getirmektedir.   

KOBİ dediğimizde ise aklımıza hemen „küçük ve orta ölçekli şirketler” gelmekte. Tarım ürünleri ara sanayimizin büyük bir bölümünü oluşturan KOBİ lerimizin kuruluş amacı paralelinde verdiği hizmet ve üretimleriyle pazara sunduğu ürünler karşılığında elde ettikleri kazançlar ve kazanımlar ülke ekonomimizin sürdürülebilir gelişmesinde,  sosyo-ekonomik kalkınmamızda ve sosyo-kültürel platformlarda güçlenerek büyümesinde en az büyük şürketlerimiz kadar oldukça önemli yere de sahipler. KOBİ lerimizin kendi içlerinde doğru büyüme ve gelişme göstermesi ise üretimde kullandıkları teknik ve teknolojiler kadar direk KOBİ yönetimiyle ve şirket yönetim başarısıyla da ilişkili. Diğer bir deyişle söylemek gerekirse KOBİ yönetimi ne kadar haklı, doğru ve atılımcı kararlar alıp, bu kararları ne kadar etkin şekilde ürün, üretim ve hizmet sunumuna adapte edebiliyorsa ve kendini güncelleyebiliyorsa, bu KOBİ de o derecede verimli çalışmalar elde ediliyor ve kendi geleceğini de bir o kadar sağlam temeller üzerine oturtabiliyor demektir. Üretim ve iş faaliyetlerinde verimlilik, randıman, toplam kalite ile yenilikçi yani innovasyonel bakış KOBİ yönetiminin başarısında vazgeçilmez unsurlar olmakla birlikte KOBİ lerimizin büyük şirketlerimizdeki gibi öncelikle modern pazar eğilimleri, değişken rekabet ortamları hakkında öngörüler yaparak mevcut üretim faaliyetlerinde iş genişletme ve büyütme ve/veya yenilikçi ürünler için çaba, emek, zaman harcayıp gerekli yatırımları yaparak büyüme çıtalarını yükseltmeleri gerekmekte ve bu nedenle ARGE nin kendilerine sağlacağı avantajlardan da faydalanmak durumundadırlar. 

Büyük şirketlerimizde ARGE çalışmaları oldukça disiplinli ve multi-fonksiyonel çapta faaliyetler zinciri şeklinde gerçekleştirilmekteyse de KOBİ lerimiz için ARGE çalışmaları başta maliyetli olmasından ve bu çalışmaların uzun zamana yayılmasından dolayı pek sıcak yaklaşımlar gerçekleştirilmeyen konulardan. 

Bu gerçeği yerli yerinde ve zamanında öngören Devletimizin KOBİ lerde ARGE ile atılım yapmaya yönelik pek çok teşvik ve destekleri de mevcut. Devletimizin branşlaşmış ARGE destek programlarında temel amaç: ARGE nin kısa, orta ve uzun vadelerde önce ülkemiz işletmelerine, sonra birey ve toplumumuza, sonuçta ülkemiz ile dünya ekonomisine ve en sonunda da insanlığa sunacak olduğu büyük imkan ve fırsatların ‘Türk bilgi, beceri, yetenek, bilim, teknik ve teknolojisi’yle yaratılması ve ülkemizin ‘dünya lideri’ olması. 

Büyük ya da küçük olması farketmese de sektörler ve işletmeler bazında stratejik bir ilerleme ve/veya stratejik bir büyümeden bahsediyorsak yenilikçi bir iş ya da mevcut işi büyütme ve güncelleme alanında gerçekleştirilecek fonksiyonel ARGE çalışmalarında üç temel ana çerçeve bulunmakta (Şekil 1). 

İçerisinde yaşadığımız süreçte ve yüzyılımızda 

şirketler için herşeyden önce iş geliştirme zorunluluğunun doğmasına ve/veya yenilikçi keşifsel yaklaşımlar için üstün çaba sarfetmelerine neden olmaktadır. 

Ülkemizin gerek bulunduğu coğrafya gerek insanımızın kendine has sosyo-kültürel alt yapısıyla büyüyen KOBİ lerimiz bilgi teknolojileri ve internet fırsatlarını doğru değerlendirerek uluslararası pazarlarda kendilerine haklı bir yer edinmeye çalışırken yine bu teknolojiler eşliğinde yabancı şirketlerin de ülkemizdeki üretim ve çalışma alt yapısını birebir görmesiyle yatırım yapma istekleri daha da artmaktadır.  

Bir şirket ya da işletme düşünün. Kuruluş amacına yönelik üretim yapan veyahut hizmet sunan. İşte bu şirketin ya da işletmenin kuruluş amacına yönelik yapmış olduğu tüm çalışmalar ‘olağan faaliyetler’ olarak adlandırılır. Olağan faaliyetlerle pazara sunulan ürünlerinden elde edilecek kar miktarının en üst seviyeye çıkartılması kadar aynı şirketin bünyesinde farklı farklı ürünler geliştirerek pazar payını artırması da gerekmektedir. Şirketler için farklı ürünler geliştirmek, pazardaki ürün yelpazesini artırmak iş geliştirme amacına yönelik önemli yatırım ve atılımların yapılmasını öngörse de modern eğilimlerde artık yatırım miktarlarının minimumda tutulduğu iş geliştirme/büyütme imkanları dikkate alınmaktadır. İş geliştirmede şirket içersinde sürekli olarak yeni fırsatlar araştıran atılacak her türde yeni adımda risk ve iş bariyerlerini hesaplayacak uzmanların olması bu faaliyetlerin baştan itibaren emin adımlarla istikrarlı bir şekilde gerçekleştirilmesine ve gelecekte elde edilecek başarının da önceden garanti altına alınmasını da sağlamaktadır. 

Olağan faaliyetlerin kapsamı ve alanı ‘proje ve teknoloji geliştirme mühendisliği’ çerçevesinde ele alınıp gerçekleştirilecek bir ARGE yoluyla genişletildiğinde ise, güncel pazar ve piyasada oluşan yeni fırsatların veyahut ortaya çıkan yeni rekabet koşullarının şirket kuruluş amacı paralelinde üretim ve hizmetler açısından tekrar değerlendirilerek modernizasyon odaklı dönüşümü sağlanacağından bu bağlamda  gerçekleştirilen tüm açılım ve büyüme aktiviteleri şirket için  ‘senkronize olağan faaliyetler’ olacaktır. 

Diğer taraftan olağan faaliyetlerin süregeldiği, pazar başarısını kanıtlamış bir şirkette gerekli maddi/manevi tüm kaynak ve altyapının atılımcı, girişimci ve cesur kararlarla desteklenip yenilikçi bir üretimle, mevcut pazarlara, değişken piyasa koşullarına yenilikçi bir ürünle giriş yapması, ve bu amaçla şirket içi ARGE çalışmalarını ‘innovasyon mühendisliği’ ile sıfır noktasından başlatıp ihtiyaç duyulan tüm yenilikçi faaliyetler zincirinin oluşturulmasını bu şirket için ‘ARGE bazlı olağan dışı’ faaliyetler olarak tanımlayabiliriz. 

Günümüz koşullarında bilim ve teknolojinin bize vermiş olduğu imkanlar çerçevesinde gerçekleştirilen bir ARGE ister şirketin ‘senkronize olağan faaliyetlerini’ desteklesin isterse de ‘olağan dışı’ faaliyetler zinciri oluştursun hiç farketmez, bu noktada her iki amaca yönelik know-how paylaşımıyla en elverişli teknolojiyi yaratmak ya da bir başka sektörde mevcut olan teknolojiyi en elverişli koşullarda transfer ederek iş/ürün/üretime adapte etmek ‘Proje-, Teknoloji- ve İnnovasyon-Mühendisliğiyle’ yapılan tüm ARGE çalışmalarında ortak payda oluşturmaktadır.  

Şirketin mevcut faaliyetlerinden yola çıkarak iş büyütme ve genişletme çalışmalarında öncelikle stratejik bir planlama yapması şarttır (Şekil 2). Yapılan bu planlama dahilinde şirket içi ve dışı faktörlerin tekrar değerlendirilmesi, fizibilite çalışmalarının yapılması, iş olanaklarının ve faaliyetlerin genişletilmiş kapsamda tanımlanması ve zaman sürecine uygun şekillerde yayılması da çok büyük önemdedir. 

 

Şekil 2: Stratejik planlama ve safhalarıYıllar bazında ya da mevsimsel dönemlerde değişebilen müşteri talepleriyle piyasaya özellikleri değiştirilmiş, iyileştirilmiş veyahut modernize edilmiş ürünlerle giriş yapmak isteyen işletmelerin bu amaç için iş geliştirme faaliyetlerini görüldüğü üzere bir hayli planlı şekilde başlatması gerekmekte. İş geliştirilmesi, ya da genişletilmesi üretim süreçlerinin de baştan itibaren yeniden ele alınıp tekrar tasarlanması ve planlanması gerekliliğini de ortaya koymakta. Mevcut ürünlere karşılık alternatif ürünler sunmak kadar yine mevcut ürünlere karşılık alternatif ürün hizmetlerinin de dahil edilmesi iş geliştirmede ve genişletmekte düşünülmesi gereken en önemli konulardan. 

Yenilikçi bir iş kadar iş geliştirmede de fizibilite çalışması gerçekleştirmek zaruri. Konumuz ARGE olmasından dolayı biz ARGE uzmanları olarak iş büyütme, genişletme ve geliştirme amaçlı yapılacak bir fizibilite çalışmasının eşit oranlarda ve belli bir stabilitede iki ayak üzerinde dengede durması gerektiğini söylüyoruz. 

Fizibilite çalışmasının ilk ayağını muhakkak surette şirket içi ve dışı etkilerin değerlendirildiği ‘yapılabilirlik analizi’ oluşturmaktadır. Bu çerçevede gerçekleştirilecek iş büyütme/genişletme faaliyetlerinin parasal ve yatırımlar açısından istenen oranlarda kar edip edemeyeceğine dayalı tamamen tahminler ve varsayımlara dayalı teknik bir çalışma yapmak gereklidir. Diğer ayak ise kesinlikle uygulamaya geçirilmesi tasarlanan/planlanan ARGE kökenli tüm faaliyetlerin reel bazdaki tüm etkenlerin baştan dikkate alınarak ‘gerçekleştirilebilirlik analizleri’ ile ön görülmesi, irdelenmesi ve incelenmesidir. 

Fizibilite çalışmasının da kapsama dahil edildiği iş genişletme ve genişletme amaçlı stratejik bir büyüme planında şirket içi ve dışı her türlü faktör sorgulanmak durumundadır. Stratejik plan dahilinde mercek altına yatırılması gerekenler ana başlıklar halinde aşağıdaki gibi özetlenebilir. 

Yazının devamı