Türkiye’de Ziraat Mühendisi Olmak

Yazar : Vildan SARI

İnsanlar ziraat mühendisliğini küçümsüyor olabilirler ama ziraat mühendisliği aksine en önemli mesleklerden biri.

Acaba atanmak mı daha iyi? Yoksa özel sektörde mi çalışmalı? Belki de akademisyenlik için uğraşmalı. Bayilik sınavı ne zamandı? Danışmanlık? Uzun uzun düşünmüş fakat bir sonuca varamamıştı. Atanmak için KPSS’ye çalışmış fakat o da yeterli gelmemişti. Şimdi oturup yeniden düşünüyordu ne yapması gerektiğini. Fakat bu defa çok karamsardı. İçi sıkılmıştı. Başvurduğu yerlerden hiçbir şey çıkmamıştı. Biraz da kararsızlığının sonucunu yaşıyordu. O çok sevdiği mesleğini yapamama fikri korkutuyordu. Oysa mezun olalı sadece 3 ay olmuştu bu kadar korkacak ne vardı? Hayır, hayır, ya o dalga geçen insanlar haklı çıkarsa? Ya iş bulamazsa?


Eminim mezun olan pek çok ziraat mühendisi bu durumdadır. Ben mi? Ben hala tatil modundan çıkamadım. Aylak aylak dolanıp duruyorum düşünmeye fırsatım olmadı. Ama düşünen, düşünüp düşünüp dertlenen çok ziraat mühendisi var. Haklılar mı bilmiyorum. Ama insanların bakış açıları gerçekten korkutuyor. ‘Hiç bir şey bilmiyor’ gözüyle bakanları mı sorarsınız ‘Bize okulda bir şey öğretmediler, bilmiyorum ben onu’ diyeni mi? Önce maksat üniversite olsun diye yaz o bölümü sonra derslere gelme hiç, ezberle ezberle gir sınava, sonra da ‘öğretmediler’ de. Olacak şey mi? Hayır, bilmeyen de inanıyor. Gerçekten öyle zannediyor. Üstelik o hocalar öğrencilere bir şeyler öğretebilmek için uğraşıp dururken ‘Amelelik yaptırdılar bize sadece’ diyor, meseleye öğrenmek için bakmadığından göremiyor elbette. Düşünüyorum dört yıl boyunca yaptığımız o kadar uygulama dedikleri gibi amelelik miydi sadece. Hayır öyle değil. Evet, ziraat mühendisi olmak benim tek düşüncemdi ve severek okuduğum için böyle yazdığımı düşünebilirsiniz ama değil. Ziraat mühendisliği gibi uygulamaya en çok ihtiyaç duyulan, pratiğe en çok ihtiyaç duyulan bir meslekte de eğer uygulama olmayacaksa bence biliyor olmanın bir anlamı yok o zaman.
 
İnsanlar ziraat mühendisliğini küçümsüyor olabilirler ama ziraat mühendisliği aksine en önemli mesleklerden biri. Elbette anlayabilene. Anlayabilene derken mesele ziraat mühendislerinde bitiyor. Yaptıkları işin aslında ne kadar önemli bir iş olduğunun farkında olmalılar. Özür dilerim, yanlış söyledim. Asıl farkında olması gerekenler ziraat mühendisi adayları bence. Okudukları mesleğin, bölümün ne kadar önemli ne kadar gerekli, insanlık için ne kadar kıymetli bir bölüm olduğunu bilerek okusalar okuldan daha çok şey biliyor olarak mezun olurlar buna eminim. Severek okudum dediysem çok şey biliyorum demiyorum tabii; ben okulda haylazlık ettiğimden öğreneceklerimin çoğunu öğrenemedim elbette. Yani aslında demeye çalıştığım şey sevmeden okurken öğrenilmiyor. Sevmek gerekiyor, ilgi duymak gerekiyor, ilgilenmek gerekiyor. Kimileri bu hale ‘işine gönül vermek’ diyor. Yalnızca derslere girmek yetmiyor, ders harici zamanları da ayırmak gerekiyor. Sormak, araştırmak, çalışmak gerekiyor; aksi halde düşünceler değişmez. ‘Bize bir şey öğretmediler’ ve ‘bu mühendis de hiçbir şey bilmiyor yahu’ cümleleri duyulmaya devam eder.


Ha, bir de tüm ziraat mühendislerinin; bölümü ne olursa olsun; tüm hayvanlarda ve tüm bitkilerde tüm hastalıkları görür görmez bilmek ve anında ilacını söylemek zorunda olması gerektiğini düşünenler de var. Tamam şimdilerde bazı şeyler daha iyi, en azından çiftçiler artık dinliyor ve pek çok şeyin farkındalar fakat hala bazı insanlar bu beklenti içinde.  Bu kadar geniş bir alanda her şeyi biliyor olmak bence mümkün değil. Aaa ama olur mu öyle şey!? Bir bakışta anlamak zorundayız ne hastalığı olduğunu. Bölümümüz ne olursa olsun fark etmez. Aslında tüm bu düşünceler pek sorun oluşturmuyor eğer yeni mezun bir ziraat mühendisi değilseniz. Yani diyebilirim ki yeni mezun bir ziraat mühendisiyseniz ve işsizseniz, hayat gerçekten zor.


Can sıkıcı cümleler daha bitmedi tabii ki. ‘’Ziraat mühendislerinin çoğu işsizmiş, sen ne yapacaksın? Ay çok az kişi alıyorlarmış ne olacak? Özel sektör bayan çalıştırır mı ki? Sen en iyisi bir İLAÇÇI aç’’  gibi cümleler olmasa ziraat mühendisleri daha rahat iş bulur gibi geliyor bana. Yani maşallah bizim yerimize çokça düşünen ve dertlenen var sağ olsunlar! Ama neden böyle yapıyorlar anlamış değilim. Bir sabredin, bir sakin olun. Ben uzun süre işsiz olan bir ziraat mühendisi tanımıyorum. Mutlaka bir şekilde bir şeyler olacaktır, mesele karar verip harekete geçmekte. Bir durun, bir sakin olun. Ama öyle değil işte! Hem mezun olur olmaz iş bulmak zorundayız, hem her şeyi bilmek zorundayız. İş bulamazsak eğer en kötü ihtimal bir İLAÇÇI açarız olur biter. Nasılsa ilaç önemli. Her ne hastalık ve ya zararlı olursa olsun bir ilaç atarız olur biter. Hiç önemli değil ilacın içinde ne olduğu. Hastalığa iyi geliyor mu, tamam. Ben meselenin hala bu şekilde olduğunu düşünmüyordum gerçekten. Reçete sistemi falan hani bazı şeyler daha iyi oluyordur diyordum ama hala bahçesine bağına karadenklemeye ilaç atan çok insan varmış. Belki de her yıl standarttır hastalık olsa da olmasa da atıyorlardır. Üzüldüm. Bir baksaydık. Durum neydi, zarar eşiği ya da biyoteknik mücadele filan olurdu belki. Hay Allah hiç bakamadık. Tüh… ‘’Yok yok şu şu ilacı atalım tamam bu iş. Gerçi eskisi gibi değil artık ilaçlar. İşe yaramıyor artık. Önceden şu şu ilaç vardı, yasaklandı, yasaklanmasa iyiydi.’’ Hayır bir sor bakalım o ilaç neden yasaklanıyor, ne sorun var, ne zararı var da kullanılmasına izin verilmiyor bir bak bakalım yahu. Üzüldüm cidden. Meselenin bu kadar basitleştirilmiş olmasına üzüldüm. Bir yandan insanlar zirai ilaç bayi açabilmek için sınava hazırlanırken diğer yandan başka insanlar hiç umursamadan gelişigüzel ilaçlama yapabiliyorlar. Ben de zannediyorum ki her şey olması gerektiği gibi güzel bir şekilde tıkır tıkır işliyor. Sonra insanın aklına şu soru takılıyor: "Kimse umursamıyorsa ben neden umursuyorum?" Neyse, bu mesele fazla derin.


Hâlbuki ziraat mühendisleri insan sağlığı çevre kirliliği alanında çok büyük bir etkiye sahipken, ellerindeki bu imkanları iyi yönde kullanmaları gerekirken sadece ilaç satıp paralarını alarak yapıyorsalar mesleklerini, gerçekten üzücü bir durum. Sözüm işini iyi yapmayanlara, önemsemeden umursamadan yapanlara. Bu şekilde ciddi bir meseleyi görmezden gelenlere. Neyse ki şimdi ziraatın, tarımın önemi anlatılıyor. En baştan anlatılıyor çocuklara. Yani ilköğretime, ortaöğretime seçmeli tarım dersi koymalarından bahsediyorum. Çok da iyi olmuş bence.


Yeni mezun bir ziraat mühendisi olarak evde boş boş otururken geçiyor aklımdan tüm bunlar ve söylemek istiyorum. Elimden gelse tutup herkesi tek tek söyleyeceğim ama şimdilik buradan ziraat mühendisi adayı arkadaşlara sesleniyorum bu gidişe dur demek biraz da sizin elinizde. Sevin severek okuyun şu mesleği, sevmiyorsanız bırakın okumayın seçmeyin. Atanıp keyfime bakarım demeyin. En iyisini yapmayı planlayın. Oturduğunuz yerden para kazanmak niyetindeyseniz olmaz bu iş.  İnsanları düşünün insanların sağlığını, canlıların sağlığını düşünün çevreyi düşünün dünyayı düşünün geleceği düşünün biraz. Para yüzünden gözü dönmüş bir sürü insan var zaten bari siz öyle olmayın. Öğrendiklerinizin hakkını verin. Bilim için gelecek için iyi şeyler planlayın. Düşünceler dahil pek çok şeyi değiştirmek elinizdeyken durmayın. Siz insanları düşünürseniz insanların da bu mesleğe bakış açıları size olan tutumları değişir. Sizin elinizde.