Yeniköy’e Taş Yağdıracaklar!

Yine taş ocağı sahasının Kuşadası-Aydın devlet karayoluna uzaklığı kuş uçumu 150 metre mesafede.

Kuşadası Yeniköy’deki Maden Dağı olarak tanımlanan saha ve çevresindeki 93,29 hektarlık alan içerisinde, bir firma tarafından Aydın İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü’ne verilen dosyadaki bilgiler yeterli görülerek “Kalker Ocağı (Patlatma) ve Karma-Eleme tesisi kurulması konusunda ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) Yönetmeliğinin 17. maddesi gereğince “ÇED gerekli değildir” kararı verildi.

Firma ÇED raporundan kaçmak için başvuruyu 93,29 hektarlık işletme ruhsatına sahip sahanın 7,33 hektarlık kısmı için yapıyor. Yine firma 31 Ocak tarihinde de söz konusu il müdürlüğüne ikinci kez başvurarak alanın genişletilmesini talep ediyor. 

 

Gerçekte 25 hektardan geniş bir alanı kapsayan bu projenin ÇED'e tabi faaliyetlerden sayılması gerekiyor. Projede öngörülen ‘koruma sınırı’ evlere 100 metre mesafede ve şayet işletme açılırsa, patlatma sonucu taşlar köy halkı için yaşamsal tehlike oluşturacak. 

 

Yine taş ocağı sahasının Kuşadası-Aydın devlet karayoluna uzaklığı kuş uçumu 150 metre mesafede. Bu yol turistik açıdan çok önemli ve Kuşadası’nı Aydın’a, Denizli’ye bağlayan en yakın güzergah konumunda. Bu nedenle tur operatörleri tarafından da yoğun olarak kullanılıyor.

 

Bunun yanı sıra bölgenin tarihsel önemi de bulunuyor. Maden Dağı’nın hemen yanı başından geçen bu karayolunun adı “Atatürk Yolu” Cumhuriyetin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk Ege Manevralarının yapıldığı 10 Ekim 1937’de bu yoldan geçerek Maden Tepe’den manevraların Kuşadası bölümünü izledi. Atatürk’ün gelişiyle ilgili olarak Yeniköy’de halen birçok anı anlatılıyor. 

Ayrıca mevcut alan çevresinde, yüzlerce dekar zeytinlikler bulunuyor ve kamuoyunda “zeytinlerin korunması yasası” olarak bilinen yasada “zeytinlik alanların 3 kilometre yakınında kimyevi atık, toz ve duman çıkaran tesislerin yapılmasının mümkün olmadığı” belirtiliyor. Sadece bu yasaya göre bile, bu tesisin o bölgede yapılmaması gerekiyor. 

Kaldı ki burada asıl olan insan yaşamının korunması. Çünkü yukarıda da açıkladığım gibi kurulması planlanan tesisin koruma sınırı köye 100 metre mesafede. Yeniköylüler yazın incir, kışın zeytin toplarlarken,  tozun yanı sıra başlarına taş yağması tehlikesiyle karşı karşıya kalacaklar. 

 

Bereket haberi askı sürecinin bitimine az bir süre kala rastgele öğrenen Yeniköylüler vakit kaybetmeden Aydın İdari mahkemesine başvurarak “ÇED Gerekli Değildir” kararına itiraz edip iptal davası açtılar. Rastgele öğrendiler çünkü yanı başlarında açılacak olan bu taş ocağı konusunda bilgilendirilmediler.

 

Bu arada Kuşadası Belediyesi de kendi mahallesi olan Yeniköy’e sahip çıktı. Bizzat Belediye Başkanı tarafından bunun çevreye ve köye zararları konusunda yerel medyaya bilgiler sunuldu. Başkan Özer Kayalı “Kuşadası Belediyesi olarak Yeniköy Mahallesi’nde taş ocağının açılmaması için dava açmış bulunuyoruz, tüm sivil toplum kuruluşlarını da tepki göstermeye çağırıyoruz” dedi. 

Tepkiye Kuşadası’nda çevreye duyarlı vatandaşlar ve EKODOSD gibi çevreci örgütler hiç vakit kaybetmeden yanıt verdiler. Bu arada Aydın Büyükşehir Belediyesi’nin, Muğla Orman Bölge Müdürlüğü’nün ve Karayolları Genel Müdürlüğü 2. Bölge Müdürlüğü’nün de ocakla ilgili olumsuz görüşleri bulunuyor.

Yeniköy, biyolojik çeşitlilik açısından bölgenin en zengin alanlarından birisini oluştururken, ayni zamanda da bölgenin en önemli oksijen deposu konumunda bulunuyor. Çünkü köyün ve yapılması planlanan taş ocağının etrafı çam ağaçları ile dolu. Yeniköy’den Kuşadası’na kadar olan 8 kilometrelik yolun sağı ve solu ya zeytin ya da çam ağaçları ile kaplı.

Yine Yeniköy zeytin, incir ve bağ alanlarıyla bölgenin en önemli tarım üreticisi köylerinden.  Devletin “Milli tarım projesini” yaşama geçirdiği bu günlerde tarım alanlarına zarar veren tesislerin kurulmasını yetkililer de istemez herhalde.

 

1995 yılında aynı alanda kurulmak istenen çöplüğe karşı kazandıkları gibi Yeniköylüler şüphesiz ki bu yasal mücadeleyi de kazanacaklar.

Anayasa’nın 56. maddesinde herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir, çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir” deniyor.

 

Yine 2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 1. maddesinde bugünkü ve gelecek kuşakları kapsayacak biçimde ‘çevrenin bütün canlıların ortak varlığı olduğu’ tanımı ve 3/a maddesinde “Başta idare, meslek odaları, birlikler ve sivil toplum kuruluşları olmak üzere herkes çevrenin korunması ve kirliliğin önlenmesi ile görevli olup, bu konuda alınacak tedbirlere ve belirlenen esaslara uymakla yükümlüdürler” ibaresi bulunuyor.

 

Ayni Kanunu’nun “Bilgi Edinme ve Başvuru Hakkı” başlıklı 30. maddesinde de “Çevreyi kirleten veya bozan bir faaliyetten zarar gören veya haberdar olan herkes ilgili mercilere başvurarak faaliyetle ilgili gerekli önlemlerin alınmasını veya faaliyetin durdurulmasını isteyebilir”  deniyor.

 

Yeniköylüler de yasaların kendilerine verdiği hakları kullanıyorlar.