Baharın Müjdecisi Nergis

43 kadar soğanlı bitki türü bulunan nergisin sapı 20-80 cm.’ye dek yükselebilmektedir.

Alem: Plantae., Şube: Magnoliophyta, Sınıf: Magnoliopsida.

Takım: Asparagales, Familya: Amaryllidaceae, Botanik Adı: Narcissus 

Türkçe Adı: Nergis. 

43 kadar soğanlı bitki türü bulunan nergisin sapı 20-80 cm.’ye dek yükselebilmektedir. Taç yaprakları beyaz ve sarının tonlarındadır (Res 1, 2, 3). Anavatanı Avrupa olarak gösterilen bitkinin, en fazla tür zenginliğine İspanya ve Portekiz'de rastlanmaktadır. Bunula birlikte, tüm Akdeniz kıyılarında ve hatta Japonya'ya kadar, aynı enlem dereceleri arasında görülebilmektedir. Avrupa, Kuzey Amerika, Kuzey Afrika ülkelerinde tarımı yapılmaktadır. 

Narcissus poeticus, Türkiye'de Ege Bölgesi'nde, özellikle Karaburun ve Mordoğan'da yetiştirilmektedir (Res. 4). Soğanları en az 1 yıl ara ile kullanılır. Çiçeğini vermiş olan soğan ekilirse, bir dahaki seneye çiçek vermez. Tohumla yetiştirilen nergis, soğanların ayrılması tekniği ile çoğaltılabilmektedir. Kireçli ve gevşek toprak, yetişmesine uygundur. Toprak altında uzun süre kalması nedeniyle kuraklığa karşı dayanıklıdır. Poyraz rüzgarı, nergisin gelişimini olumlu etkilerken, lodos rüzgarı kötü yönde etki etmektedir. Her dalında birden fazla çiçek barındırır ve genellikle, şubat sonu-mart ayı başlarında açmaya başlar. Çin nergisi (Narcissus tazetta), yabani nergis (Narcissus pseudonarcissus), fulya (Narcissus jonquilla), zerrin (Narcissus poeticus), güz nergisi (Narcissus serotinus) gibi çeşitleri bulunmaktadır (Res. 5,6). 

Antik dönem Ege ve Akdeniz kültürlerinde yaygın bilinen bir bitkidir. Kelimenin kökeninin uyuşturmak anlamına gelen narkao’dan geldiği düşünülmektedir. Grekçe Narkissos, Latince Narcissus’tur. Baharı müjdeleyen çiçeklerden biridir. 

Antik mitolojide, Gaia ve Demeter-Persephone (Kore) ile ilişkili olarak karşımıza çıkmaktadır. Narkissos’u toprak ana Gaia ekmiştir.  Persephone, arkadaşları ile birlikte çiçek toplarken, nergisin güzelliğine kapılmıştır. O sırada toprak açılır, Hades belirir ve yeraltı dünyasına gider. Persephone’nin annesi Demeter, kızını bütün dünyada arar. Dokuz gün boyunca aradıktan sonra, güneş tanrısı Helios’a gider ve Helios, tanrı kadına kızının Zeus tarafından, kardeşi Hades için kaçırıldığını söyler (Res. 7). 

Mitolojide, Ekho tarafından sevilen Narkissos, Ekho’dan sürekli kaçmaktadır. Av dönüşü Narkissos, susuzluğunu gidermek isteyip, pınara doğru eğildiğinde kendi yansıması ile karşılaşır ve kendi güzelliğine hayran kalarak şaşkın bir şekilde donakalır. Yalnızca kendini arzular, sever ve orada ölür. Ekho ve Dryas’lar, Narkissos’un bedenini taşımak isterler fakat hiçbir yerde bulamazlar. Vücudunun olduğu yerde, sarı göbeğini beyaz yaprakların çevrelediği bir çiçek bulurlar (Res. 8, 9). Antik dönemde Grekler’in mezar taşlarının yanına nergis dikmeleri belki de bu nedenledir. Mısır’da da N. Tazetta türü nergisler, mezarların yanlarında bulunmuştur.    

M.Ö. 7. yüzyılda, Homerik İlahiler’de gül, iris, menekşe, çiğdem ile birlikte nergis sayılmıştır. Antik şairlere sıklıkla konu olan efsanenin çeşitli biçimleri bulunur. En iyi bilineni, Latin şair Ovidius’un eseridir. Ovidius, Narcissus ile Ekho’nun (Yankıyı simgeleyen nympha/esin perisi) aşkını anlatır. 1944 yılında, Can Yücel tarafından Tercüme Mecmua'sında, Türkçe çevirisi yayınlanmıştır. Günümüzde psikolojide kullanılan Narsisizm kelimesi, efsanede anlatılan ve yalnızca kendini seven, kendini düşünen Narkissos’tan gelmektedir. Antik Roma’da Narcissus figürünün olduğu yaklaşık duvar resimleri ve mozaikler bulunmuştur (Res. 10, 11).

Pausanias, Philostratus, Socrates gibi çok sayıda antik yazar Narcissus’u konu etmişlerdir. Theoprastos, Narcissus’un baharda görülen çiçeklerden biri olduğundan ve çok farklı tiplerinden söz ederken, M.Ö. 300’lerden itibaren yetiştiriciliğinin yapıldığını belirtmiştir. Ayrıca, parfüm yapımcılığında kullanılan bitkilerin arasında narcissus’u da saymıştır. 

Etrüsk ve Roma bahçelerinin nergisle dolu olduğundan söz edilmekte ve bazı duvar resimlerinde ve mozaiklerinde sıklıkla betimlendikleri dikkati çekmektedir(Res.12). 

Uyuşturmak,  duygusunu yok etmek anlamında Grekçe narkao’dan geldiği düşünülen Narcissus bitkisinin, günümüzde olduğu gibi, antik Ege ve Akdeniz dünyasında tıbbi amaçla kullanıldığı bilinmektedir. 

Socrates, narkotik etkilerinden dolayı, bu bitkiyi tanrıların baş tacı olarak nitelendirmiş ve ayrıca, nergis soğanının güçlü kusturucu (emetik) etkisinden söz etmiştir. Antik dönemde, özellikle histerik duyguları bastırmada, kronik bronşit sıkışıklığında, bitkinin soğan ekstrelerinin açık yaralarda kullanıldığı bilinmektedir. Dioscorides, De Materia Medica’da nergisi tanımlayarak, tıbbi amaçlı kullanımından anlatmıştır.

Çiçeklerinin hoş kokusuyla dikkat çeken nergis, antik dünyada, kokulu yağların üretiminde kullanılan bitkilerdendir. Nergis kokusu güçlü kokular arasında geçmektedir. Antik Romalılar’ın Narcissinum adını verdikleri bir kokuyu ürettikleri bilinmektedir. Özellikle narcissus poeticus, N. Tazetta, N. Jonquilla ev N. Odorus türleri parfüm üretiminde kullanılmaktadır. Günümüzde 500 kg. kadar nergis çiçeğinden 1 kg. kadar öz üretilebildiği, nergis yağının Hollanda ve Güney Fransa’da Grasse’de bol miktarda üretildiği ve günümüz kaliteli parfümlerinde %11 kadar bulunduğu belirtilmektedir.    

Yalnızca antik dönem sanatında değil, sonrasında da Narcissus, çok sayıda sanatçıya ilham kaynağı olmuştur. Edebî eserin yanı sıra, konu edildiği birçok heykel ve resim bulunmaktadır (Res. ).  

Divan şairlerinin en çok ilgilendiği çiçeklerden biri olarak geçmektedir. Çok az olmakla birlikte “abher” ve “zerrin-kadeh” kelimeleri de nergis anlamında kullanılmıştır. Klasik Türk şiirinde, sevgilinin gözü ile benzerlik göstermesi açısından ele alınmış; hasta, sarhoş ve âşık, eşya arasından tâc, külâh, kadeh, altın ve gümüş, kozmik ögeler arasında yıldızları nitelendirmekte kullanılmıştır. 

Summary

In Greek mythology Narcissos was a young and beautiful boy and when he saw his own reflection in a river, fell in love with it. When he died near the river, flower grew.  Narcissos was also associated with Persephone the goddess of underworld and was snatched into the underworld while picking the narcissi by the god Hades.

Narcissus was the symbol of spring, the eye of gardens and long lasting love. Narcissus was also found near the graves in ancient Greco-Roman cultture and also frequently found on frescoes and mosaics. The narcissus plant was important in ancient perfume making. Ancient writers Socrates, Theoprastus, Virgilius, Ovidius, Pausanias, Plinius mentioned the Narcissus. 

Anahtar kelimeler:

Antik, Arkeoloji, Sanat, Nergis.

Ancient, archaeology, art,  narcissus, daffodil.

                                       

Kaynakça

Dioscorides, De Materia Medica (https://www.wdl.org/en/item/10632/)

Ovidius, Fasti, (İngilizcesi: Anthony S. Kline,  Ovid's Metamorphoses in translation. Bk III), Ann Arbor, 2004.

Pausanias, Pausanias, Description of Greece, (İngilizcesi:  W.H.S. Jones, Litt.D., H.A. Ormerod), M.A., 4 Volumes. Cambridge, MA, Harvard University Press; London, William Heinemann Ltd. 1918. 

Plinius, Naturalis Historia, Pliny the Elder, The Natural History, (edt:  John Bostock, M.D., F.R.S., H.T. Riley, Esq., B.A.,  Perseus Digital Library), 2006.

Theoprastus, Theophrastus: Enquiry into Plants (Vol  II), Cambridge, Massachusetts: The Loeb Classical Library / Harvard University Press. Two volumes; İngilizcesi: A.F. Hort, 1926.

 

Ann Suter, The Narcissus and the Pomegranate: An Archaeology of the Homeric Hymn to Demeter, University of Michigan Press, 2002. 

Azra Erhat, Mitoloji Sözlüğü, İstanbul, 1984. 

Clayton Zimmerman, The Pastoral Narcissus: A Study of the First Idyll of Theocritus, London, 1994. 

Diego Rivera Nun˜ez, Concepcio´n Obo´n De Castro, Segundo Rı´os Ruiz, Francisco Alcaraz Ariza,  “The Origin of Cultivation and Wild Ancestors of Daffodils (Narcissus subgenus Ajax) (Amaryllidaceae) from an Analysis of Early Illustrations”,  Scientia Horticulturae 98, 2003, 307–330. 

Erich Fromm, Sevginin ve Şiddetin Kaynağı (Türkçesi:  Nalan İçten,  Yurdanur Salman), Payel Yayınları, 1994.  

Freud, S.,  Narsisizm Üzerine ve Scherber Vakası, (Çeviri: Banu Büyükkal),  Metis Yayınları, İstanbul, 2015. 

Gordon R Hanks, Narcissus and Daffodil: The Genus Narcissus, New York, 2002. 

Jaś Elsner, Roman Eyes: Visuality & Subjectivity in Art & Text, Princeton University Press, 2007. 

Lieve Spaas, Trista Selous, Echoes of Narcissus, New York, 2000. 

Manuchair Ebadi, Pharmacodynamic Basis of Herbal Medicine,  New York, 2001. 

Mark Bradley, Smell and the Ancient Senses, New York, 2015. 

Meryem Karaaziz, İrem Erdem Atak, “Narsisizm ve Narsisizmle İlgili Araştırmalar”, Nesne, 

Mihrican Aynacı, “Divan Şiirinde Geçen Göz Hastalıklarının Klâsik Dönem Tıp Metinleri Ekseninde Değerlendirilmesi”,  Divan Edebiyatı Araştırmaları Dergisi 9, İstanbul 2012, 29-48.

N. Groom,The Perfume Handbook, Hong Kong, 1992. 

N. Tanker, M. Koyuncu, Maksut Coşkun,  Farmasötik Botanik, Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Yayınları, No: 93,  Ankara, 2007. 

R. S. P. Beekes, Etymological Dictionary of Greek, Brill, 2009. 

Wilhelmina Feemster Jashemski,Frederick G. Meyer, The Natural History of Pompeii, Cambridge University Press, 2002. 

Yavuz Bayram, “Klasik Türk Şiirinde Duyguların Dili: Çiçekler”, Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic, Vol. 2/4, 2007.

 

https://www.loebclassics.com/view/philostratus_elder-imagines_book_23_narcissus/1931/pb_LCL256.89.xml

http://hbogm.meb.gov.tr/modulerprogramlar/kursprogramlari/bahcecilik/moduller/nergis_yetistiriciligi.pdf

http://www.egemeclisi.com/haber/56102/karaburundan-nergis-cicegi-hareketliligi.html

http://www.milliyet.com.tr/nergis-icin-cografi-isaret-basvurusu-izmir-yerelhaber-1833056/

http://www.haberler.com/karaburun-cicekleri-ek-gelir-kaynagi-oldu-9317529-haberi/