Geleceğimizi Karşımıza Almak

İklim değişimi ve çevre kirliliği gündemimizin en önemli konularından birini oluşturuyor.

İklim değişimi ve çevre kirliliği gündemimizin en önemli konularından birini oluşturuyor. Bazılarımız hala yaşanan değişimleri görmezden gelirken, bazılarımız başta kendi yaşam biçiminde olmak üzere önemli değişiklikler yaparak başka insanların da farkındalıklarını artırmak için çabalıyor…

Biz büyükler bu tartışmaların içinde kaybolup giderken çocukları, çocuklarımızı yani geleceğimizi yok sayıyoruz. Yaşadığımız tüm iklimsel ve çevresel olumsuzluklardan çocukların daha fazla etkileniyor olduğu gerçeğini unutuyoruz. Sağlıklı yaşama haklarını ihlal ediyoruz. Büyüyebilecekleri güvenli ve sağlıklı çevre vermek bir tarafa gelecek nesiller için korumayı bile düşünmüyoruz. Günü kurtarmanın derdiyle yaşayıp gidiyoruz…

Bugün dünya nüfusunun yüzde 25’inden fazlasını 15 yaşın altındaki çocuklar oluşturuyor.1 Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu’nun (UNICEF) 2015 yılı rakamlarına göre; yaklaşık 1 milyon çocuk henüz yaşamının ilk gününde ölmüş ve yaklaşık 6 milyon çocuk beşinci yaş gününü görememiş. Yani her gün 16 bin çocuk ölmüş. Ölmeye de devam ediyor.2

Bu ölümlerin yarısından fazlasının, basit sağlık koşullarına ulaşamamak, pis sular, hava kirliliğinin neden olduğu tedavi edilebilir ve önlenebilir enfeksiyon hastalıkları olduğu belirtiliyor.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) yayınladığı en son raporla tehlikenin boyutlarını ortaya koyuyor.3 Söz konusu rapora göre beş yaşın altındaki çocuk ölümlerinde rakamlar kısaca şu şekilde; 600 bin çocuk ev içi ve dışı ortam havasının kirliliğinin -ki en büyük neden fosil yakıtların kullanılması, pasif içicilik dediğimiz sigara dumanına maruz kalma ve egzoz gazı-  neden olduğu nefes yolu hastalıklardan; 361 bin çocuk içmek için yeterince temiz ve hijyen koşullarına sahip sulara erişemediği için hastalanıp ölüyor. Endokrin bozucu kimyasallara maruz kalan çocuklarda –ki bazı metaller, gıdalar ve tarım ilaçlarının endokrin bozucu olduğu biliniyor- düşük doğum kilosu ve bazı karmaşık gelişimsel veya mental bozukluklar görüldüğü belirtiliyor. 500 milyon çocuk sel felaketlerinin yaşandığı; 160 milyon çocuk ise kuraklığın olduğu bölgelerde yaşıyor ve bunların neden olduğu kıtlıkla mücadele ediyor.2 Yine WHO’nun raporunda, iklim değişimi, arazi bozunumu, su kıtlığı gibi faktörlerin etkisiyle oluşan yetersiz beslenme ve gıda güvencesizliğinin toplamda 156 milyon çocuğun gelişimini engellediği ve yüzde 45’inin bu nedenlerle öldüğü açıklanıyor. Yapılan çeşitli araştırmalarda, beş yaşın altındaki çocuklarda görülen çeşitli kanser türlerinde çevresel faktörlerin etkisinin olduğu ve oranının ortalama yüzde 17 olduğu tahmin ediliyor.

Yazının devamı