Yeşil Devrimin Biyolojik Makineleri

Hızlı nüfus artışı ve artan ihtiyaçlar bahane edilerek ‘Yeşil Devrim’ adı verilen plan Tarım kesimine dayatıldı. Uzun süre kaderine terkedilmiş kırsal kesim insanını için yenilikleri benimsemek zor olsa da bol kazanç ve normal ötesi devlet destekleri alışkanlıkların hızla değişmesini sağladı. Orta ve Güney Afrika, Güney Amerika gibi bölgelerde sömürgecilik ilişkileri nedeniyle kaynakların hor kullanılması sonucu ortaya çıkan yoksulluk, açlık ve kuraklık ironik bir şekilde aynı sömürgeci ülkelerin önerdiği ‘Yeşil Devrim’in ‘gerekçesi olarak ortaya konuyordu.

Yeşil devrimin gerçek yeşili dolar yeşiliydi. Yeşil ve devrim sözcüklerinin büyüsüyle oluşturulan perde köylerin sanayi ürünleri için bir Pazar haline gelmesini sağladı. Amerika’da üretilen tohum, Almanya’da üretilen Traktör, Fransa’da üretilen alet ekipman vb. köylümüz tarafından kullanılabilecekti. Tabii biz de tüm bu ülkelere tarım ürünleri ihraç edebilirdik te… Kaç ton pamuk bir traktör eder?.. 

Sonuç olarak doğal etkilere açık, canlıların üretim materyali olarak kullanıldığı tarım işletmelerini serbest piyasaya ekonomisine entegre etmenin aracı olarak kullanılıyordu.  Pek çok aile işletmesinin iflası ile sonuçlandı. Küçük yerleşimlerde bulunan köyler boşalmış ve şehirlerde ucuz işgücü olarak işsizler ordusuna eklenmeye devam ediyor. Çiftçiler, özellikle de genç çiftçiler televizyon başta olmak üzere medyanın etkisiyle gözlerinde büyüttükleri kentlere akın ediyor. Artık ülkemiz büyük oranda tarım ürünleri ithal ediyorsa bunda “Yeşil Devrim”in payı büyüktür.

16. Yüzyılda Skolastik düşünceye karşı mücadele vermiş önemli düşünürlerden biri Fransız Rene Descartes’tir. Descartes anatomiye merak sardığında deneylerinde canlı hayvanları kullanmakta tereddüt etmedi. Descartes’e göre hayvanlar acı çekmiyordu. Hayvanları duyguları olmayan biyolojik birer makine olarak görüyordu. Canlı hayvanlar üzerinde işkenceyi andıran deneyler yapan Descartes hayvanların çırpınma, hırıltı ve bağırtılarının tamamen bilinçsiz olduğunu iddia etmekten geri durmadı.  (DURAKOĞLU A. Volkan A.Y. 2012)