Nazlı'nın Göçü

Her geçen gün de kuş göçlerinin izlenebilmesi için yeni yeni olanaklar buluyorum.

Daha önceden de yazmıştım bu konuda. O gün bugün kuş göçlerini takip ediyorum. Her geçen gün de kuş göçlerinin izlenebilmesi için yeni yeni olanaklar buluyorum. En son cep telefonu uygulamasını da buldum. Bu yazıyı hazırlarken gazetelerde Atatürk Havalimanı'na inişe geçen uçakların pilotlarının kuşlar nedeni ile pisti pas geçtiği veya birbirlerine yerlerini anons ettiklerini okuyordum. Benim izlediğim siteye bir daha bakayım dedim. Afrika’dan gelen ve genellikle Nil Nehri vadisini kullanan kuşların günümüzde uğranmayacak yerlerden olan Suriye’den geçişlerini de heyecanla izlerken bir anda yine Sahra'nın bağrından gelen ve Akdeniz’i boydan boya geçen bir sürü ile karşılaştım. Hemen tanışalım bu sevimli dişi yaratık ile: Bayağı Balaban (Botaurus stellaris), balıkçılgiller (Ardeidae) familyasına ait bir kuş türü.


İşte bu.

 

Bu kuşun yaptığını izleyince keşke şunun kadar aklım olsaydı diyorum. Neler yaptığını sizinle de paylaşınca eminim ki siz de şunun kadar aklımız olsa diyeceksiniz.

 

Bu kuşları izlemek için bacaklarına teknolojinin geliştirdiği hafif dayanıklı konum bildiriciler takılıyor ve kuşlar şu veya bu şekilde izleniyor. Dolayısı ile eğer bulunduğu yerde kötü bir kazaya kurban gitmez ise nerede olduğu ne yaptığı an be an izlenebiliyor. İşte Nazlı’nın 20-22 Mart 2018 günü Mali’den başlayıp Bulgaristan’a kadar süren 4000 km uzunluğundaki yolculuğunda takip ettiği rota.


Hadi buna da Nazlı Balaban diyelim.

 

Bizim Nazlı'nın da içerisinde olduğu Balaban sürüleri kışı Mali’nin Nijer Nehri sulak alanlarında geçirmekte. Havalar ısınınca veya neslinin devamını sağlamak, üremek için ise binlerce kilometrelik göçlerine başlamakta. Dile kolay, göç haritasında Mali’de bulunduğu yerden kuzeye Akdeniz’e ulaşmak kuş uçuşu 2500 kilometre yol kat etmeyi gerektirmekte ve bu rotanın alt tarafı çöl. Hani yoruldum, ineyim yere, dinleneyim, geceleyeyim, su da içerim, duşumu da alırım, yola devam ederim şansı da yok. Sen sulak alanı terk et ve aç susuz 2500 km düz hat, biraz da sapma yaparsan Akdeniz’e ulaşmak için dahi 3000 km sürecek bir yola çık. Onca mesafe sonrası ulaştığın yer de Libya sahili. Diyelim ki yere indin, içecek su bile yok. Yiyecek de yok üstelik, bir şeyler yiyeyim içeyim derken canından da olma tehlikesi de çok.

 

İşte bizim Nazlı’ya her nasıl oluyor da bir yerlerden mesaj geliyor ise 20 Mart 2018 günü hem de Mali’de Nazlı'nın bulunduğu yerde yere yakın rüzgarlar onun gitmek istediği yönün de tam aksine Atlantik Okyanusu'na doğru eserken birden tüm sürünün aklına esiveriyor ve hadi ben göçeyim deyiveriyor ve kuzeye doğru kanat çırpmaya başlıyorlar. 21 Mart günü sürü Mali’den 1800 km uzakta ve hala Sahra'nın en kurak yerlerinin üzerinde ve yere de inmeden uçuşa devam etmekteler. Önlerinde de geçilmesi gereken Akdeniz var. İşte işin enteresan olan yanı da burada başlıyor. Nazlı'nın türünü bilemem ama bilim insanları bir leyleğin, ki Nazlı'dan daha cüsseli bir kuş, kanat çırparak Akdeniz’i geçmesinin imkânsız olduğunu söylerler. Nazlı ise zaten kanat kuvveti ile bir günde Mali’den Tunus’un güneyine ulaştı ve daha önünde Akdeniz’in karşısına en kestirme yoldan dahi ulaşmak için en az 1500 km sürecek yol bulunmakta ve onun da büyük kesimi deniz üzerinde. Durup dinlenmesi lazım, su içmesi, yemesi lazım değil mi? Yok, Nazlı uçmaya devam eder.

 

Eder etmesine de tabiat ana Nazlı’nın göç etmeye her ne olup da karar verdiği günde, yani 20 Mart 2018’de Batı Akdeniz’de Sahra tozları ile beslenen ve hareket yönü de Nazlı'nın göç yolu ile birleşmeye uygun bir alçak basınç sistemi hazırlamakta. İçinde Nazlı’yı Akdeniz üzerinde kuzey doğuya taşıyacak kuvvetli rüzgarları olan, suyu bol, vücudun gereksinim duyduğu kullanılabilir demir, eser elementler ve de en önemlisi bol amino asitlerce her geçen saat giderek daha da zenginleşen bir ortamı olan.

 

İşte Nazlı kanat çırparak bu sistem oluşmaya başlarken Mali’yi terk etti, hiç durmadan bu sistem tam da Tunus üzerine gelmişken o da güneybatıdan kanat çırparak gelip bu sistemi yakaladı, içine girdi ve sistem içindeki kuvvetli rüzgarlar ile bu sefer kanat çırpmadan sadece kanatlarını açarak ama sistemden de kendisini besleyecek her şeyi alarak yola devam etti.

 

Nazlı ve arkadaşları o kadar mutlular ki Tunus-Bulgaristan rotasında 21 Mart 2018 günü hareket ederken önlerine gelen ilk kara parçası olan Yunanistan’a ulaştıklarında yere dahi inmediler. Memnun mesut yola devam ve iki günde hiç yere inmeden kat ettikleri mesafe tam 4000 km. Nazlı'nın 20-21 Mart 2018 yolculuk rotasında kat ettiği yol hakkında ülkemizden örnek verirsem; Nazlı, Edirne’den Hakkari’ye gitmiş, tekrar geri dönmüş ve oradan da tekrar Adana’ya kadar ve de hiç yere inmeden yemeden içmeden uçmuş.

20 Mart 2018 günü Nazlı Mali’den göç etmeye başladığı gün Batı Akdeniz üzerinde oluşmaya başlayan sistem bir daire içerisinde gösterilmekte; Nazlı da Mali’de. Aralarındaki mesafe ise 2500 km. Edirne-Hakkâri kuş uçuşu 1500 km. İstanbul-Londra ise kuş uçuşu 2500 km.

Nazlı’nın 20 Mart 2018 günü bulunduğu yer uydu görüntüsünde sol alt tarafta sarı renkli raptiye ile gösterilmekte. 20 Mart’ta Mali’den başlayan ve 22 Mart 2018 günü Bulgaristan’da sonlanan rotası ise mor renkte gösterilmekte; 20 Mart günü Mali’de yerden 500, 1500 ve 3000 metre yükseklikte esen rüzgarların gelecek 10 gün içerisinde kat edecekleri güzergâhlar, kırmızı ve mavi ve yeşil çizgiler ile gösterilmekte. Nazlının 21 Mart günü Tunus güneyinde ulaştığı yer bu 21 Mart 2018 ait uydu görüntüsünün ortasında bir başka raptiye ile gösterilmekte. 21 Mart günü Tunus’un güneyinde 3000 metre yükseklikte esen rüzgarın gideceği yönde o ikinci raptiyeden sonra yine yeşil renk ile gösterilmekte. Mali’den başlayan, yani resmin sol alt tarafındaki kırmızı mavi ve yeşil izler 20 Mart 2018 günü Mali üzerinde etkili olan hava koşullarının gelecek 10 gün içerisinde gideceği yönleri göstermekte. Kırmızı ve mavi yerden 500 ve 1500 metre yüksekliklerdeki hava... Yani Nazlı’yı alıp kuzeye değil Atlantik Okyanusu'na, oradan da Amazonlar'a taşımaya müsait. Ama bizim Balaban Nazlı kuzeyi tercih ediyor ve eminim ki yükselerek kendini kuzeye taşıyacak hava akımını buluyor. 20 Mart günü belli ki adale gücü ile uçuyor, belki de 3000 metre yükseklikteki o yeşil rüzgarları kullanıyor ama onun istikametinde değil de az daha kuzey batıya doğru, oluşan sisteme doğru yaklaşarak. 21 Mart günü ulaştığı yer olan Tunus’un güneyinden o gün ulaştığı Bulgaristan’a kadar uzanan rotası yine mor renkle gösterilmekte. 21 Mart günü Tunus güneyinde yerden 3000 metre yükseklikteki hava akımlarına bakınca rüzgarın yönünün Nazlı’yı Bulgaristana kadar taşıyabileceğini rahatlıkla görebilirsiniz.


Eh bulduk işte! Nazlı ne oldu ise uçmuş, koskoca Sahra'yı aşmış ve istediği rüzgarı da bulmuş ve ver elini Bulgaristan. İyi de oraya ulaşmadan önce ulaştığı ilk kara parçası Yunanistan’ın batı kıyıları. İn şöyle, bir ye iç değil mi? Yok hayır sanki bir acelesi var gibi yola devam.


Şimdi olayı bir kez daha özetleyelim. 20 Mart 2018 günü, yani Nazlı göç etmeye karar verdiği gün ondan 2500 km ötede ertesi gün içerisinde uçacağı ve kendisine de uçarken hem su hem de yemek sunacak olan hava akımı oluşmakta idi. Yukarıdaki uydu görüntüsünde kırmızı ile çevrili bölgede. İşte bizim aklımızın ermediği ama o Balaban Nazlı’nın bir şekilde hissedebildiği atmosferik olay Kuzey Afrika’da ve de henüz gelişme sürecinde idi. Nazlı bu olayı her nasıl oldu ise hissedebildi, pek de nazlı olmayan şekilde koskoca Sahra'yı geçti ve 21 Mart günü kendisini hem kanat çırpmadan taşıyacak hem de besleyecek olan hava akımını yakaladı ve mutlu mesut yoluna devam etti. O kadar da memnun mesut ki Yunanistan’a ulaşmasına rağmen yere inmedi ve Bulgaristan’a kadar uzandı.

 

Geçmişteki yazılarımı okumamış kişiler havada besin nasıl oluşur diye sormuşlardır, sormamışlarsa da sorduklarını düşünerek yine yazayım. Sahra Çölü zannedildiği gibi kumdan ibaret değildir. Mesela şu anki Sahra’nın en kurak bölgelerden biri olan Güney Doğu Cezayir’de yer alan Tassli N’Ajjar bölgesi geçmişte hipopotamların, timsah ve zürafaların dahi yaşadığı bir yermiş. Bunu oradaki mağaralara çizilen gravürlerden anlıyoruz. İşte o devirdeki mümbit alanlarda yaşayan hayvanların kalıntıları bugünün tozlarının içerisinde yer almakta.  Besin bunlar değil elbette. Bu tozlar bulut içerisine ulaşınca su ile ıslanmakta ve tozların içerisinde yer alan ve kuru olarak binlerce sene kalabilen bakteri ve mantarlar dakikalar içerisinde aktif hale geçmekte ve hücre zarları dışına bir mol oksalat çıkartmakta. Bu oksalat kil minerali olan tozların ana yapısındaki demir ile birleşerek demir okzalat molekülü ve su oluşturmaktadır. Bu demir oksalat atmosferik sistemin geldiği yerde ve yükseklikte eğer güneş enerjisi belirli bir seviyenin üzerinde ise veya toplumdaki adlandırılması ile cemre düşmüş ise parçalanmaktadır.

 

Güneş enerjisi yardımı ile oluşan bu parçalanma reaksiyon sonucunda ortama indirgenmiş demir ve de karbon kaynağı olarak da karbon dioksit çıkmaktadır. Yine aynı yerde geçmişte yaşamış hayvanların ve mantarların kabuklarını oluşturan kitin molekülünün parçalanması ile de ortama çok değerli amin grupları çıkmaktadır. Bunlar ortamı hem amino asitler hem de kullanılabilir demir veya diğer eser elementlerce zenginleştirmektedir. Hem de sizinle aynı hızda uçmaktadır. Yapacağınız şey bu havada kanat açmaktan ibarettir. Kuş tüyü ile yazı yazılıyordu ya işte o tüylerin içerisindeki çift yönlü mekanizma yazı yazmaya yaradığı gibi kuşun kanatlarından süzülen hava içerisinde bulunan suyu da besinleri de yakalayıp kuşun vücuduna aktarmak için programlanmış.

 

İşte bu serüven, bizim Nazlı’yı sadece Balaban türünün bir temsilcisi yapmaktan öte kuşların ne kadar akıllı yaratıklar olduğunu da göstermekte.

 

Şimdi gelelim sadede.

 

Sen o minnacık halinle Mali’de besin dolu yerlerde memnun mesut yaşarken 2500 km ötede oluşacak hava akımlarını ve o hava akımlarının besin dolu olacağını ve göç yolu üzerinde olacağını nasıl hesapladın? Tam zamanında havalanıp sen kuzeye, o sistem de doğuya doğru kayarken o olayın içine nasıl kendini yerleştirebildin?  Koca Sahra’yı ve Akdeniz’i geçmiş ve de kara üzerine ulaşmışken neden yere inmedin, dinlenmedin yemedin içmedin?

 

Bu deniz üzerinden göç ederek Afrika Avrupa turunu tamamlayan benim şimdiye kadar izlediğim en güzel örnek.

 

Doğa ne kadar harika bir düzene sahip. O minik Nazlı bu olayları nasıl hissedebildi, nasıl karar verebildi, bu işi nasıl becerebildi? Sen Mali’de dururken Cezayir önlerinde oluşan atmosferik olayı hisset, kalk uç ve onu yakala ve göçe başla. Küçümsemek için kullanılan bir tabir ama keşke kuş kadar beynimiz olsa. Benim yok. Olsaydı nedenini de yazardım ama bakın Nazlı’ya sormam lazım.

 

Ne olur hadi bana söyle o minnacık beyninle bunu nasıl hissedebildin? Belki söylüyor ama hissedemiyor, duyamıyoruz, kuş beyinli diye küçümsüyoruz ama onlar devasa ve tapılası muhteşem yaratıklar.

 

Yok hocam diyebildiniz mi? Yoksa kuş kadar beynimiz yokmuş mu dediniz, karar sizin, benim yok vallahi.