Konutlar İçin Güneş Enerjisi Rehberi

Yaşam standartlarımızın her geçen gün artmasıyla birlikte tüketim alışkanlıklarımız da buna paralel olarak değişmektedir.

Yazı Dizisi – 1: Türkiye’nin Güneş Enerjisi Potansiyeli ve Türkiye’deki Yasal Mevzuatın Tarihçesi

Yaşam standartlarımızın her geçen gün artmasıyla birlikte tüketim alışkanlıklarımız da buna paralel olarak değişmektedir. Evlerimizde kullandığımız elektronik cihazların artması, ailelerde birden fazla araba kullanılmaya başlanması ve daha birçok durum bu gelişime örnek olarak gösterilebilir. Kısacası konforu sağlamak için oluşturduğumuz sistem büyük yıkımlar doğurabilir. Bu gelişim insanların yaklaşmakta olan tehditlere karşı etkin ve kalıcı çözümler üretmesini zorunlu hale getirmektedir.  Elektrik enerjisinin daha fazla kullanımıyla birlikte kömür, petrol gibi çevreyi kirleten enerji kaynakları daha fazla tüketilmiş olur ve fosil yakıtların yarattığı çevresel kirlilik ve küresel ısınma ve buna bağlı olarak iklim değişikliği artış göstermektedir. Yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmek ve enerjiyi kullanırken tasarruflu kullanmayı insanlar arasında bilinçlendirmek bu sorunlara çözüm olacaktır.

Yenilenebilir enerji kaynağı olarak güneş enerjisi oldukça popülerdir. Güneş enerjisi sınırsız bir enerji kaynağı olan güneşten faydalandığı için, tükenmeyen bir enerji türüdür. Ülkemiz güneş açısından oldukça avantajlı bir konumda yer alıyor. Kuzey'de konumlanan Karadeniz bölgesi ve Marmara'nın üst kısımları dahi güneş enerjisinden oldukça yüksek düzeyde yararlanacak konuma sahipler. Türkiye, coğrafi konum itibariyle güneş enerjisi potansiyeli açısından birçok ülkeye göre şanslı durumda bulunmaktadır. EİE tarafından yapılan çalışmaya göre Türkiye'nin ortalama yıllık toplam güneşlenme süresi 2640 saat (günlük toplam 7,2 saat), ortalama toplam ışınım şiddeti ise 1311 kWh/metre kare-yıl (günlük toplam 3,6 kWh/m²) düzeyindedir. Ülkemizin sahip olduğu bu potansiyel güneş enerjisi denilince ilk akla gelen ülke olan Almanya’nın yaklaşık 1,5 katıdır. Bununla birlikte Türkiye’de çatı üzeri güneş paneli kurulumu için uygun 467 milyon m2 alan bulunmaktadır. Bu alanın tamamı kullanıldığında 3 nükleer santralin ürettiğine eşdeğer elektrik enerjisi üretilebilmektedir.  

Yenilenebilir enerji kaynakları içinde güneş enerjisi kolayca elektrik enerjisine dönüştürülebilmesi avantajı sebebiyle popülerdir. Güneşten doğrudan elektrik enerjisi üretimi sağlayan fotovoltaik (FV) sistemler şebeke bağlantılı (on-grid), şebekeden bağımsız (off-grid) ve hibrit fotovoltaik sistemler olmak üzere üç ana guruba ayrılmaktadır. Şebekeden bağımsız FV Sistemler kolay ve hızlı kurulum, esnek güç seçenekleri gibi avantajları sebebiyle elektrik şebekesinin bulunmadığı veya şebeke elektriğinin kaliteli olmadığı yerde enerji ihtiyacı için sıklıkla tercih edilmektedir. Enerji tüketiminin detaylı analizi ve sisteme özgü tasarımlar sayesinde genel kanı aksine 220 veya 380 Volt elektrikli aletlerin elektrik ihtiyacı karşılanabilir. Gün içi üretilen elektriğin fazlası aküde depolanıp gece tüketimi için kullanılır. Ek olarak şebeke Bağlantısı olan yerlerde fatura azaltmak veya Şebekeden Bağımsız şekilde kendi enerji ihtiyacının tamamını üretebilir. Şebeke hattının bulunmadığı ya da işlevsel bir elektrik şebekesinin olmadığı yerlerde en sağlıklı çözüm ihtiyaca göre doğru hesaplanmış bir şebekeden bağımsız (off-grid) sistem kurulumu yapmaktır. 

Şebeke bağlantılı fotovoltaik elektrik üretim sistemlerinin gücü, birkaç kW’tan birkaç MW’lara kadar değişebilmektedir. Şebeke bağlantılı FV sistemleri yüksek güçte, santral boyutunda sistemler şeklinde olabileceği gibi daha çok görülen uygulamalar ise binalarda küçük güçlü uygulamalar şeklindedir. Bu tür sistemler, iki ana gruba ayrılır. İlk tür sistem, temelde bir yerleşim biriminin mesela, bir konutun elektrik ihtiyacını karşılamaktadır. Bu sitemlerde, üretilen fazla enerji elektrik şebekesine verilir. Yeterli enerjinin üretilmediği durumlarda şebekeden enerji satın alınır. Böyle bir sistemde enerji depolaması yapmaya gerek yoktur, yalnızca üretilen doğru akım elektrik enerjisinin, alternatif akım elektrik enerjisine çevrilmesi ve şebeke uyumlu olması yeterlidir.  İkinci tür şebekeye bağlı fotovoltaik sistemleri kendi başına elektrik üretip, bunu şebekeye satan büyük güç üretim merkezleri şeklindedir. Bunların büyüklüğü 600–700 kW’tan onlarca MW’lara kadar değişmektedir.

Yazının devamı