Beyaz Saçlı Kadın

Çoktandır beyaz saçlı bir kadını yazasım var. Nesini yazayım diye içimden geçirir dururum.

"Unumguegue move lapidem, omnia experire,nihil ihtentatum relingue
Erasmus Adagia

Her taşı yerinden oynat, her şeyi dene, hiçbir amaçtan vazgeçme.

 

Kadın, su ve hayat… 

Çoktandır beyaz saçlı bir kadını yazasım var. Nesini yazayım diye içimden geçirir dururum. Neyini biliyorum, nasıl biridir, nelerden hoşlanır, nasıl yaşar pek bilmiyorum ki! 

Tek bildiğim; suların, ormanların, havanın, ağaçların koruyucusu olduğu, hiç eksilmeyen enerjisiyle “biçok, biçok” olduğu. Beyaz saçlarıyla melekler gibi suları koruduğunu biliyorum bir de. 

Sanki biraz da su perilerinin yeryüzünde görünen iki ayaklı türü müdür acaba! Dağları, ormanları, yaylaları, dereleri koruyan kollayandır, elinde megafon yüreğinde kocaman ışıkla canlı yaşamını kutsayandır da diyebilir miyiz ona?  

Beyaz saçlı kadın Süheyla Doğan’dır. Koskoca bir Kazdağı coğrafyası ile en başta Kuzey Ege’nin koruyucu meleği, tüm Anadolu’nun en ücra köşeciğinden sorumlu yaşam savunucusudur. Alakır vadilerinden, Karadeniz’in derelerine, Kuzey ormanlarına, Yırca zeytinliklerinden Bergama Kozak Yaylaları’na, uzaklarda doğa katliamına uğramış bir horozun kısık sesine tasalanan beyaz saçlı o kadındır.  

Onu yıllar önce ilk kez Bayramiç’te yine bir doğal yaşam performansında görmüş, uzaktan izlemiştim. Sonraları yapıp ettiklerini, yazdıklarını dikkatlice okumuş, davet edildiğim etkinliklerdeki can hıraş gayretine tanık olmuştum. Bu geçtiğimiz ağustos ayındaki Kazdağı Ekofest 2018 buluşmasında yine çok cabbardı, yine koruyup kollayandı, ışık saçandı.  Ekofestival hakkında etraflıca yazacak yetkinlikte değilim. Ben sadece Ekofest Şerbeti sunumumla ilgilenebildiğim için diğer günlerin güzelliklerine tanık değilim. Eminim o çok özel dört beş günü anlatacak katılımcı yazarlarımız vardır ve yazacaklardır. 

Kıssadan hisse bir su damlası mahiyetinde yüreğime dokunan bu beyaz saçlı kadını yazmak istedim! Dünyaya olan hizmetindeki hayranlığımı, minnetimi, şükran duygularımı yazmalıydım. O ve onun aurasındaki diğer güzel insanları, gönüllüleri, onunla birlikte doğa için kenetlenen bütün canları… 

Gezegenimiz için çalışan temiz ruhların yapıp ettiklerini yazmak zorunda hissediyorum kendimi!  

Yazmalıyım. 

Yaşam hakkı için didinen, tüm canlıların devamlılığı için çalışan bütün kadınların nezdinde beyaz saçlı Süheyla Doğan’ı parmakla işaret etmenin derin huzurunu yaşıyorum. Zira gezegenimizin böylesi cesur kadınlara ihtiyacı var. Evet kadınlara... Kadınlardır hayatın devamlılığı için canından can koparan. 

Su ve ekmek hakkı için. Tuz hakkı, güneş, ay, toprak, hava hakkı için, yeşil ve mavi için... Tüm doğuran anaların bilinçlenmesi için beyaz saçlı bilge kadınların çoğalması için yazmalı okumalı, okutmalıyız. 

Derelerin artık özgürce akamadığını, sokaklardaki su çeşmelerinin kör tıpayla mühürlendiğini, yaşam kaynağımız suyun giderek ticarileştiğini gören gözlerimiz var. Bu gerçeği görüyoruz. Görmemek için gözlerimizi mi oyalım, gözlerimizi mi bağlayalım? Görüyoruz, gösteriyoruz, yazıyoruz, tatlı su ve yaşam hakkımızı savunanları en kocaman parmağımızla gösteriyoruz, en yürekli alkışlarımızla destekliyoruz. 

En azından ben...