Tarımın Akıllısı 4.0 Veya Ticaret-4/Tarım-0 Olmasın

Yazar : M. Ufuk PEKER

Bu aralar ticaret sanki kötü bir şeymiş gibi sürekli ticaret üzerinden söylüyorum söyleyeceklerimi.

Bu aralar ticaret sanki kötü bir şeymiş gibi sürekli ticaret üzerinden söylüyorum söyleyeceklerimi. Ya ticaret erbabının da şimşeklerini üzerime çekiyorum galiba… Tabii ki tüccarların pek çoğu iyi niyetlidir. Ben kimsenin doğduğunda kötü bir şeyler yapma eğiliminde olmadığına inanırım. Kimsenin kendi yaptığı eylemlerin olumsuz yanlarını göremediğini düşünürüm. Kimse ‘Kötüyüm ben kötüyüm’ diye gezmez. Ancak, ‘Cehenneme giden yol iyi niyet taşlarıyla döşenmiştir.’ diyen Karl Marks’ın haklı olduğuna defalarca tanık olduğumu söyleyebilirim. 

Rekabet, ayakta kalma içgüdüsü, belirsizlik, güvensizlik, istikrarsızlık, kaygılar, korkular… Olumsuz koşullarda hayatta kalma içgüdüsü, insanda ilk olarak ‘vicdan’ dediğimiz fren mekanizmasını işlevsiz kılıyor olmalı. Sonra benimsediğimiz tüm değerleri maddi kaygılarımıza kurban ediyoruz. Vicdanımızın bir sınırı var, ancak ahlaksızlık, dalın ucundan köklere kadar ilerleyen bir çürük gibi sınırsız ilerleyebiliyor. Duygularımızı köreltiyor, hayallerimizi çalıyor, umutlarımızı maddi beklentilere dönüştürüyor. Serbest rekabet, serbest piyasa ekonomisi içerisinde çözülmesi beklenen aksaklıklara çözüm getirmek yerine yeni sorunların kapısını aralıyor...

Hızla büyüyen, değişen ve insanı şaşkına çeviren bir çağda yaşıyoruz. İnsanı dünyanın en akıllı varlığı olduğuna inandıran teknoloji çağı her şeyin ticaret konusu olabildiği bir çağ…  ‘En akıllı’ insanlara her şeyin akıllısının yapılıp satıldığı bir çağ…  Akıllı olanların en (pahalı) akıllı teknolojilere sahip olabilmek için yarıştığı bir çağ. Benim gibi yarım akıllılar ise kendi aklı kadar fiyatlara alınabilecek az akıllı elektronik aletlerle yetinmek durumunda. Aslında bana öyle geliyor ki,  akıllı teknolojiler akıl tutulması yaşayan (post) modern insanı ele geçiriyor, sindiriyor, yozlaştırıyor.

Yazının devamı