NE YAPMALIYIZ?
- • Tüketicilerimiz yıllık tüketecekleri zeytinyağını şimdi almalı çünkü stok maliyetini tüccara veya üreticiye yüklememeli,
- • Sektörün üst düzey yöneticileri çıkıp üreticiyi tatmin edici, gelecek seneki üretimi heyecanlandırıcı ayağı yere basan açıklamalar yapmalı,
- • Suriye’den giren yağı bahane edip fiyat düşürenler belirlenmeli ve ekonomik yaptırım yaptırılmalı ve sektörden el çektirilmeli,
- • Zeytin üreticisine gelecek sene için atacağı ilaç ve gübre desteği arttırılmalı,
- • Karışık yağcılığın önüne geçilmeli, bunun içinde zeytinyağına en çok karıştırılan yağların üreticilerinin ve satıcılarının faturaları karekodlanmalı ve kime satıyorlarsa o firma ciddi kontrol edilmeli (örneğin X köyündeki zeytinyağı fabrikası Y yağı aldı ise bunun takibi yapılarak zeytinyağının içerisine yanlışlıkla dökülmesinin önüne geçilmeli)
- • Üreticilerimiz de artık kooperatifleşmeli, var olan kooperatiflere destek vermeli, el birliği ile ayağa kaldırmalı yoksa bu zeytincilik artık bizim elimizden çıkacak.
Son olarak Suriye yağı ile çok yazıldı çok konuşuldu.
Türkiye’nin ağaç sayısına baktığımızda 750 bin ton rekolte mümkündür. 183 bin ton rekoltenin üzerine hadi 40 bin ton girdi diyelim; 223 bin ton zeytinyağı olacak. Geçmiş yıllarda biz çok daha fazla ürün ürettik. 750 bin ton yağı kendimiz ürettiğimizde bu yağı kime satacağız? Aslında bizim organizasyon eksikliğimizi gördük. Bakanlıktan başlayarak sektördeki en son insana kadar birlikte hareket edemiyoruz. Bu sene zarar ettik. Kar edemedik. Oysaki bu kurla çok ciddi ihracat yapabilirdik. Artık para kaybediyoruz. Bir araya gelmek zorundayız. Ya da birlikte olamazsak birlikte batacağız.