Matematik Korkumuz

Yazar : Mehtap YILMAZ
Konu : Yaşam

Matematik, hayatımızın her alanında karşımıza çıkan zihinsel bir sistemdir, bir disiplindir.

Korkarak yaşıyorsanız yalnızca hayatı seyredersiniz”

Friedrich Nietzsche

“Matematiği hiç anlamıyorum”, “Matematik çok karışık ve sevimsiz bir ders”, “Matematiği hiç beceremiyorum”, “Kabus gibi rüyalarıma giriyor” gibi cümleler her matematik eğitimcisinin sıklıkla duyduğu cümlelerdir. Bu cümlelerin, öğretmenlerin sınıf içindeki tutumlarının katı olması, öğrenilen konuların anlaşılma düzeyinden yüksek olması, matematiği başaramayacağına dair önyargılı olmak, matematik okuryazarlığının eksik olması, bireyin zekasının matematik notlarıyla ilişkilendirilmesi gibi pek çok sebebi olabilir. 

Matematik, hayatımızın her alanında karşımıza çıkan zihinsel bir sistemdir, bir disiplindir. Kendine göre planlı programlı bir ilerleyişi, kuralları ve çözümlere ulaşmak için geliştirilen pek çok yöntemi vardır. Ancak hayatımızın içinde olmasına rağmen fazlasıyla soyuttur ve çoğu insan tarafından zor olarak kabul edilir. Hatta bazılarına göre “korkutucu, anlaşılması güç, karmakarışık” bir dersten başka bir şey değildir.

Korku, bir tehlike ya da tehlike düşüncesi karşısında duyulan kaygı ve üzüntüdür. İnsan kendisinin kontrol edemediği, anlayamadığı olaylar karşısında korkuya kapılır ve reaksiyon geliştirir. Korku hissine aslında, kişinin kendi düşünceleri sebep olmaktadır ve insanlar bunun farkında olmadığı için de korkularını daha büyük boyutlara taşıyabilirler. Başarısızlık durumu korkularımızı tetikleyen başka bir durumdur. İnsanların aynı durumlar karşısında verdiği korku tepkisi de farklıdır. Yaşanan olumsuz bir olay da, aynı tip olaylar karşısında aynı tepkiler verilmesine neden olabilir. Bu da korku konusunda kısır döngüye sebep olabilir [1].

Matematik korkusu da kendi geliştirdiğimiz duygusal bir reaksiyondur. İnsan matematiği anlayamadığı, yapamadığı zamanlarda doğal olarak ondan uzaklaşmak, kaçmak isteyecektir. İnsanların çözüm odaklı düşünmeleri yerine, matematikten kaçarak rahatlamaya çalışmaları, problemi kalıcı hale getirmekten başka bir işe yaramayacaktır. Üstelik insanın bu konuda yetenekleri olabileceğini test etme olasılığını, yaşayabileceği olumlu duyguları da elinden alacaktır. Her başarısızlık durumunda bu korku daha da büyüyecektir. Sürekli olarak olumsuz düşünen bir insanın paniklemesi, başarısızlığa uğraması normaldir. 

Kişilerin matematiği değerlendirme tarzları da matematik korkusunun farklı boyutlarda yaşanmasına neden olur. Konuları anlamamak, çaresizliğin büyümesine, daha da içinden çıkılmaz bir hal almasına neden olmaktadır.

Yazının devamı