Zeytinyağında Fason Üretim
İlk anda, özellikle zeytinyağı sektörünü pek bilmeyenler için, rahatsız edici, hoş duygular beslenilmeyen, “ucuz”, “taklit”, “hile”, “değersiz” gibi algılanan bir terimdir: “fason” …
İlk anda,
özellikle zeytinyağı sektörünü pek bilmeyenler için,
rahatsız edici, hoş duygular beslenilmeyen,
“ucuz”, “taklit”, “hile”, “değersiz” gibi algılanan bir terimdir:
“fason” …
Hadi önce bir Türk Dil Kurumu, ne demiş, ona bakalım:
TDK diyor ki;
Fransızcadan dilimize geçmiş (façon) bu kelimenin
‘ticaret’te anlamı:
“Malzemesi marka sahibi tarafından karşılanarak
başka bir firmaya yaptırılan mal”.
“Bir fasoncu ben miyim !?” diye girdim internette,
“fason üretim yaptıran markalar” yazarak …
Bakar mısınız …!?
Giyimden, elektroniğe,
gıdadan, mobilyaya,
otomotivden, iletişime, vb. …
Bırakın bizimkileri,
hayatımızın vazgeçil-e-mezleri arasında
keyifle yer almış onca dünya devi markalar,
“fason üretim” yaptırıyorlarmış meğer !...
Markaları yazmıyorum, neme lazım …
Demek ki neymiş?
“Fason üretim”, öyle sanıldığı gibi;
“hoş değil” değilmiş …
Tam tersi; “tercih edilen” markaların,
“tercih ettiği” bir üretim modeli, imiş …
Konumuza dönelim …
Zeytinyağı sektörümüzde muhtelif yapılarda
tüketiciye sunarız, o eşsiz sağlık iksir zeytinyağımızı:
- Küçük / büyük bahçelerin üretimi olarak …
- Küçük / büyük sıkım tesislerin üretimi olarak …
- Küçük / büyük dolum tesislerin üretimi olarak …
- Komisyoncu / toplayıcıların üretimi olarak …
- Bunlardan birkaçı / tamamı olarak ...
- Ve bir de “fason üretim” olarak …
Tüketiciye satış şekli / tercih;
2. el (bazen 12. el) pet şişede ve/veya
“beyaz teneke”, “merdiven altı üretim” de denilen
etiketsiz / markasız / asla güven telkin etmeyen
ambalajlarda ürün sunmak değilse,
bir “marka”ya ihtiyacı vardır,
(ve de markaya özgü ambalaj, etiket, vb.),
istisnasız tüm yapıların, yukarıda bahsedilen …
“Marka Yönetimi” diplomam var diye,
uzun uzun ahkam kesmeyeceğim …
Ancak, şunu iddia edebilirim:
“Bilinçli tüketici ‘marka’ arar, ‘marka’ ister,
güvenebileceği, gerektiğinde sorgulayabileceği.”
Yani;
ister dünya devi tesisleriniz olsun,
ister hektar hektar bahçeleriniz,
ister dünyanın en mükemmel ürününüz;
“başarı eşittir satış”tır, alt toplamda,
ve de “satış” için, “güvenilir marka” gerek şarttır,
çağımızda …
Peki nasıl yapılır,
zeytinyağı sektöründe, fason üretim?
Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyinin
2018 kayıtlarına göre,
Türkiye’nin;
- 1.187 adet sıkım tesisi (zeytinyağı fabrikası),
- 151.069.434 adet meyve veren zeytin ağacı var.
“Fason üretici”nin;
muhtemelen bahçesi yoktur, belki de vardır,
ama kesinlikle sıkım ve / veya dolum tesisi yoktur …
Ancak, satış kabiliyeti olan
ya da olduğuna inandığı bir “marka”sı vardır …
Tıpkı “gerçek sızma zeytinyağı” için
hiçbir fedakarlıktan kaçınmayan
birçok bahçe / sıkım tesisi / dolum tesisi sahipleri gibi,
sektörümüzde, fason üreticiler de,
(belki tümü değil ama bildiğim kadarıyla) genelde
“butik zeytinyağı” işi ile iştigal ederler …
Kimya derslerimden aklımda kalmış:
NŞA – Normal Şartlar Altında …
Sektöre, iş dünyamıza adapte edecek olursam,
NŞA – yani herkesin
dürüst, basiretli, iyi niyetli iş insanı olduğu durumda,
kabul edelim ki;
- bahçe sahibi “doğa ile” ortaktır.
- tesis sahibi “yatırım hacmi”ne bağımlıdır.
- fason üretici nispeten daha özgürdür,
“butik ürün”e ulaşmak,
tüketiciye ulaştırmak için o zorlu mücadelede …
Daneyi, bahçeyi, sıkımı, dolumu,
ürünü, ambalajı seçme yelpazesi geniştir …
Dünya liderliği bugün için belki hayal olsa da,
“Türk Zeytinyağı”nı, “markalı butik ürünlerimizi”
dünyada hak ettiği yerlere taşıyabilecek
bir işbirliği oluşturmamız gerekiyor,
hep birlikte …
Fason üreticiler bu işbirliğinin
“küçük biraderleri”dir, ailedendir,
ailenin de;
kayda değer katma değer yaratan,
fayda üreten üyeleridir.
Fason üretim; ortak değer, ortak üründür,
iş ortaklarının, öne çıkan kabiliyetlerinin
ortak paydada buluştuğu …
Sağlık başarı keyif diliyorum.