Ortaöğretim Tasarımı

Yazar : Mehtap YILMAZ
Konu : Yaşam

Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2020 yılından itibaren kademeli olarak uygulayacağı “Ortaöğretim Tasarımı” ‘nı Milli Eğitim Bakanımız Prof. Dr. Ziya Selçuk kamuoyuna açıklamıştır.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2020 yılından itibaren kademeli olarak uygulayacağı “Ortaöğretim Tasarımı” ‘nı Milli Eğitim Bakanımız Prof. Dr. Ziya Selçuk kamuoyuna açıklamıştır. Bu tasarımın bir benzerinin ilk ve ortaokullar için de yapılacağını duyurmuştur. Yapılan müfredat değişikliği son zamanlarda eğitim gündemimizi meşgul eden en önemli konulardan birisidir. 

Eğitim, yeni nesillerin toplum yaşamında yerlerini alabilmeleri için, bilgi, beceri ve kişilik gelişimlerine destek olmaktır. Yani bir nesil yetiştirme işidir ve toplumun geleceğini ilgilendirir. Gelecek dünya ile uyum sağlayacak, ekonomiye katkısı olacak, zamanın gereksinimlerini karşılayacak şekilde olmalıdır.  Bu nedenle eğitim, süreç gerektiren bir eylemdir. Milli Eğitim Bakanlığı da bu düşünceden hareketle Ortaöğretim Tasarımı ana projesinin ortaya konduğunu, gerekli hazırlıkların yapıldığını ve sürecin başladığını açıklamıştır. Tasarımla ilgili ortaya koyduğu açıklamalardan bazıları şöyledir: 

Bu tasarımın anahtar kavramları olarak derinleşme,  merak, tasarımsal düşünce, toplumsal fayda, çok yönlü yetişme, çift kanatlılık, ilgi alanları, kişiselleştirme, bilgi kuramı sistem kavramı ve sertifika programı gibi kavramları ortaya koymuş ve hepsinin birbirinin destekler nitelikte olduğunu belirtmiştir.

Ortaöğretim tasarımının 4 yıllık döneminin her bir yılı, kendi içinde bir bütünlük sağlamakta ve her bir yıl da birbirini destekler niteliktedir. Öğrenci 9. sınıfta disiplinler üstü ne demek onu öğrenecek, 10. ve 11. sınıflarda akademik gelişim ve 12. sınıfta da akademik yeterliliğe destek sağlanacaktır. 12. sınıftaki kariyer dersleri, öğrenciyi üniversite sınavına değil de üniversiteye hazırlayacaktır. Öğrencinin eğitim hayatı bir paket halinde değerlendirilecek, böylelikle ilk, orta ve lisede farklı anlayışla öğrenci yetiştirilmesinin önüne geçilecektir.

Tasarımdaki en önemli nokta ders sayılarının azaltılması olmuştur. Örneğin tüm dünyada 9. sınıfta ortalama 5-6 ders varken bizde bu sayı 15-16 civarındadır. Ders sayılarının azaltılmasıyla, öğrencilerin derinleşip öğrendikleri üzerinde düşünmeleri sağlanmaya çalışılmıştır.

HEY (Hayal Etkinlik Yaşam) kavramı,  liseli öğrencilerin hayal kurması, sosyal duygusal becerilerini geliştirmesi, toplumsal paydaya ait işler yapması ve öğrendikleri kavramların uygulamasını yapabilmesi açısından önemsenmektedir.  Bilginin içselleştirilmesinin masa başında soru çözerek değil de, sosyal kurumlarda çalışarak, atölyelerde yaparak mümkün olduğu belirtilmiştir.

Liseden mezun olan bir öğrencinin, üniversiteyi kazansın kazanmasın bir takım becerilere sahip olması çok önemlidir. Bu tasarıyla geliştirilen onaylanmış, akredite edilmiş sertifika programları, öğrencinin mezun olduktan sonra bazı becerilere sahip olduğunu gösterecektir. Bu ise, iş bulmasına destek olacak, özgüven gelişimine yardımcı olacaktır. Sertifika ve portfolyo birbiri ile yakından ilgilidir. Öğrencilerin yıl içinde kazandıkları becerileri, Haziran ayında sergilemeleri, onların duyusal ve sosyal olarak gelişimine katkı sağlayacak, öğrencinin bir bütün olarak görülme imkanı doğacaktır.

Tasarımda zorunlu hale gelen “Bilgi Kuramı” dersi, öğrencilerin bilgi ile ilişkisini yeniden yapılandırmasını amaçlamıştır. Çocuklar bilgiyi sınava hazırlanmak için dışarıdan edindiği bir yük olarak değil, kendi ürettikleri bir süreç olarak değerlendirerek, bir değere dönüştürmesi gerekir. Böylelikle doğadaki pek çok kavramı ele alma yöntemi geliştirilmiş olur.

 Aşağıdaki tablolarda sınıflara ait ortak ve seçmeli dersler yer almaktadır:

Bu tasarımın yükseköğretimi hedeflemesi, öğretmen yetiştirmeyi, materyallerin geliştirilmesi ve yükseköğretime hazırlık için rehberlik hizmetlerinin de önemini ortaya çıkarmaktadır. Öğrencilerin ders seçiminin olduğu bir sistemde çok güçlü bir rehberlik ve kariyer yönlendirilmesinin yapılabilmesi gerekir. Bu noktalara dikkat edilmeden, bu sistemin başarılı olması da zordur. Bu nedenle yapılan hazırlık çalışmalarında öğretmenlerin yetişmesiyle ilgili katkılar yapılacak, materyal ve ders kitapları geliştirilecek, güçlü bir rehberlik sistemi oluşturulacaktır. 

Disiplinler üstü çalışmalardan söz edildiği için öğretmen yetiştirme konusu da, daha önceki yöntemler farklı olarak ele alınacaktır. Öğretmenlerin kendisini yetiştirmesi için birkaç yıllık bir periyota ihtiyaç vardır. En az bir yıl öğretmen gelişimi için fırsat tanınacak ve pilot çalışmalar yapılacaktır. 

Bu gelişmelerin sağlanabilmesi için bir süreç gereklidir. Yeni tasarımın süreç takvimi aşağıda gösterilmiştir.

 

Bu tasarıda ders sayılarının azaltılması, akademik bilgilerle boğulan öğrencilerin nefes alıp, bilgiyi gerektiği gibi değerlendirmesi açısından olumludur. Öğrenmenin sınav odaklı değil de, yüksek öğretim hedefli olması kaliteyi de mutlaka etkileyecektir. Ancak istenen gelişimin sağlanması için önemli ölçüde bütçe gereksinimi de vardır. Sistem değişikliği ile ilgili olarak toplumda kaygı oluşması normaldir. Bu geçişin kademeli olarak zamana yayılması oluşacak kaygıyı da önleyecektir. Yeni sistemin başarılı olması ve eğitimde bütünlüğün sağlanması için ilk ve ortaokul tasarımlarının da bir an önce yapılması ve uygulamaya geçirilmesi gerekmektedir. 

Ortaöğretim Tasarımı’nın tüm öğrencilerimize ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.

 

KAYNAK

http://www.meb.gov.tr/meb_ortaogretim_tasarimi.php