Tarımsal Kooperatiflerin Gelişimi-3

Yazar : Tahsin AYHAN
Konu : Tarım, Tarih

Finansman sorunu tarımsal amaçlı kooperatifçiliğin önündeki en önemli sorun başlıklarından biridir.

“Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır.” demiş İskoç romancı Sir Walter Scott. Tüm yaşamı boyunca maddi sorunlar çeken, yaptığı yanlış yatırımlar sonucu biriken borçlarını alelacele romanlar yazarak ödemeye çalışan bir yazar ancak bu kadar veciz ifade edebilirdi duygularını. Hiç bilemeyeceğiz mesela bu parasal sıkıntıları olmadan yazma şansı olsaydı ne ölçüde daha sanatsal ruhunu katabilecekti yazdıklarına.

Ya da büyük heveslerle, coşkuyla, hayallerle kurulup bir müddet sonra içine düştüğü finansman sıkıntılarını aşamayıp sadece ismen kayıtlarda ve hafızalarımızda kalan yüzlerce tarımsal kooperatifimiz ihtiyaç anında gerekli paraları bulabilselerdi binlerce üreticinin hayalleri de gerçekleşir miydi?

Bilinmezlere bir nokta koyup tarımsal kooperatiflerin sorunlarına kaldığımız yerden devam edelim.

Finansman sorunu tarımsal amaçlı kooperatifçiliğin önündeki en önemli sorun başlıklarından biridir. Hemen her sektör için önemi ve değeri tartışmasız olan finansman temini, konu tarım sektörü ve üreticileri olduğunda farklı bir takım yapısal özellikleri nedeniyle diğerlerinden ayrı düşünülmesi ve çözülmesi gerektiren meseleleri de beraberinde getirmektedir. 

Bilindiği üzere bir tarımsal kooperatifin temelde iki finansman kaynağı vardır. İç kaynak ya da öz kaynak diyebileceğimiz ortaklık payları, yedek akçeler, ana sözleşme gereği çeşitli adlarla bilançoda oluşturulmuş özel fonlar ve dış kaynak ya da yabancı kaynak adını verdiğimiz kredi ya da kredi benzeri fonlamalar.

Farklı bakanlık yetki alanlarında ve farklı kanunlara tabi olsalar da tüm tarımsal amaçlı kooperatiflerde sermayeye karşılık gelen ortaklık payları sınırlıdır. Alınabilecek ortaklık paylarına üst sınır düzenlemesi yapan kamu idaresi, beher pay tutarlarını da belirleyerek bu konularda kooperatif ana sözleşmelerine keyfiyet tanımamıştır. Esasen ülkemiz köylü/üretici kesiminin maddi olanakları ve az nüfusa sahip yerleşim yerlerinde kurulan tarımsal kooperatiflerin ortak sayıları beraber düşünüldüğünde, son derece kısıtlı sermaye ile faaliyet göstermelerinin önüne geçilmesi de hali hazırda pek de mümkün görülmemektedir. 

Bugün bir tarımsal kooperatifin kuruluş masrafları, tescil, ilan, işyeri kirası, stopajı, tefrişatı derken normal bir ticari şirket masrafına yakın gerçekleşmektedir. Matbu ana sözleşmeleri gereği tüzel kişiliğin tescilinden çok kısa bir müddet sonra tekrardan yapmak zorunda oldukları kuruluş genel kurulunun tescili, ilanı, imza sirküleri, muhasebe ücretleri derken zaten kuruluşta ödedikleri ortaklık payları karşılığı sermayeleri de eriyip gitmektedir.

Öte yandan mevzuat kaynaklı mecburiyetler bir köyde ya da yerleşim merkezinde farklı amaçlar için bazen birden fazla tarımsal kooperatifin kurulmasını gerektirmekte, bir üretici aynı yerleşim bölgesinde birden fazla kooperatife üye olmakta ve zaten kısıtlı olan üretici sermayesinin ayrı kooperatiflere dağılması da finansman arayışlarını arttırmaktadır. Kooperatif ortaklarının maddi gücü ve sayıları çoğu zaman kooperatifin bırakın faaliyetlerini, kuruluş masraflarını bile karşılamaya yetmemektedir. 

 

Kırsal alanda kurulacak tarımsal kooperatiflerin en azından kendi ayakları üzerinde duruncaya kadar kısa ve orta vadede ihtiyaç duyacağı yabancı kaynağı yani krediyi uygun koşullarda nasıl temin edeceği sorusuna yanıt aramadan önce birkaç özellikli durumu daha değerlendirmemiz yerinde olacaktır.

Öncelikle tarımsal kooperatiflerin gelir kaynağı olan üretimlerinin ve verimin büyük ölçüde doğal koşullara bağlı olması, bu ürünlerin arzı ve kalitesiyle birlikte belli bir standardizasyonu sağlamayı da olanaksız kılmaktadır. Yine üretim ile alakalı olarak, kullanılacak olan yabancı kredinin vadesinin üretim dönemiyle, kredi geri ödemelerinin de üreticinin gelir elde edeceği dönemlerle uyumlu olması önem arz etmektedir. 

Kredi talebinde bulunan tarımsal kooperatiflerin mali tablo yetersizlikleri, küçük ölçekli ve dağınık yapılanmaları kredi kuruluşları açısından olumsuz bir durumdur. Kullanılan üretim teknolojilerinin yetersizliği ve doğa koşullara bağlı üretim rakamlarının üzerine bir de Türkiye gibi tam organize edilememiş tarım piyasasına sahip ülkelerde arz değişimine bağlı önemli fiyat dalgalanmalarının seyri beraber düşünüldüğünde koşullar, tarımsal kooperatifleri kredi kuruluşları nezdinde çok da aranılan bir kredi müşterisi yapmamaktadır. 

Tüm dünyada olduğu gibi tüm bu yapısal şartlar ve özellikli durumlar ülkemizde de tarım sektörünün ve bu sektörde faaliyet gösteren tarımsal kooperatiflerin farklı finansal kredi yaklaşımına sahip kuruluşlarla muhatap olmasını gerektirmektedir. Nitekim bu amaçla 1863 de “Memleket Sandıkları” adı altında çiftçinin gereksinim duyduğu finansmanı temin maksatlı kurulan teşekküller, günümüzde kamu bankacılığı ve 1581 Sayılı Kanun kapsamında kurulan “Tarım Kredi Kooperatifleri” eliyle devam ettirilmektedir. 

Sorun, bu teşekküllerin ve finansal desteklerin yeterliliğiyle, kooperatif ilkeleri ve dünyadaki tarımsal kooperatiflerin finansmanına dönük örneklere ne ölçüde uygunluk gösterebildiği ile ilgilidir. 

Kamu bankası her ne kadar tarım sektöründe faaliyet gösteren kişi ve kuruluşlara özel faiz ve vade olanaklarıyla finans desteği sağlasa da nihayetinde bankacılık sisteminin genel prensipleri gereği kredi talep edenlerde güçlü bir mali tablo ve/veya teminat aramaktadır. Zaten finansman arayışında olan, alınacak ufak birkaç makine ya da küçük ölçekli üretim tesis hattı ile tüm ortaklarının ortak ihtiyacına çözüm üretmek isteyen yeni kurulmuş bir kooperatifin, mali tablo rasyoları üzerinden beklentiye girmek ya da kişisel teminat arayışları hem kooperatif yöneticileri hem de ortakları nezdinde sıkıntılı süreçlerdir. Ayrıca tarımsal üreticileri finansal destekleme ana amacıyla kurulan kamu bankasının siyasi yönlendirmelerle tarım dışı sektörlere de büyük ölçekli krediler açmaları, zaten kısıtlı ve nispeten zor koşullarda kullanılabilecek kredilerin iyice önünü kapatmaktadır. Tarımsal Kredi Kooperatiflerinde de bu sorun benzer bir şekilde yine karşımıza çıkmaktadır. Eğer bir kooperatifin yapısı, kuruluşu ve işleyişi 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu dururken başka bir Kanun kapsamında düzenlenmişse, bu durum kamu idaresinin kooperatif üzerinde mutlak müdahale ve kontrol amacı taşıdığının da göstergesidir.

 

1581 Sayılı Kanun kapsamında faaliyet gösteren Tarım Kredi Kooperatiflerinin mevduat toplama yetkisinin sadece kağıt üzerinde kalması neticesinde, yıllar itibariyle ağırlıkları değişmekle birlikte ana kredi kaynakları çoğunlukla kamu bankalarıdır. Yine aynı şekilde kullanılacak kredinin üç katına varan teminatlar, ipotekler ya da banka teminat mektupları tarım kredi kooperatiflerinden kullanılacak krediler için de aranılmaktadır. Bu durumda tarım kredi kooperatiflerine yapılan kredi talepleri de çoğunlukla ayni kredi (gübre, yem, ilaç, mazot) ve kısa vadeli kurum limitleri ölçülerinde kalmaktadır.

İster Kamu Bankacılığı, isterse kredi kooperatifleri aracılığı ile olsun, kullanılan yatırım veya işletme finansmanının doğru ve amacına yönelik kullanıp kullanılmadığının tespiti veya takibi de yapılmamakta, yapılamamaktadır. Yapılmasına yönelik çalışmalar kooperatifi, finansal kurumun mali gözetimine alınması sonucunu doğuracak ve bu durumda da evrensel kooperatifçilik değerlerinden biri olan “demokratik özerklik” ilkesi zedelenecektir.

Eğer tarımsal kooperatiflerin temel sorunları arasında hali hazırda finansman ihtiyacını da sayıyorsak, bu aynı zamanda mevcut kuruluşların kredi desteklerinin yeterli olamadığı anlamına gelmektedir. Bu tespitimiz ilgili kuruluşların yıllardır çiftçi ve çiftçi örgütlenmeleri için yaptıkları çalışmaları görmezden geldiğimiz manasına gelmemekle beraber, tamamen subjektif bir değerlendirme de değildir. Bizzat Kooperatifler Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan “Kooperatifçilik Stratejisi ve Eylem Planı” içeriğinde “kooperatiflerin sermaye yapısı ile kredi ve finansmana erişim koşullarının güçlendirilmesi” üst başlık olarak, stratejik hedeflerden biri olarak tescil edilmiştir. Bu hedefin gerçekleşebilmesi için de altı alt başlıkta eylem planları sıralanmıştır. Bu eylem planlarından bir tanesi de “Kooperatiflerin finansman ihtiyacını karşılamak üzere bir finansman kurumunun oluşturulması yönünde proje ve fizibilite çalışması yapılmasıdır.”

Strateji Eylem Planı içeriğinde konuyla ilgili tarımsal kooperatifler için ayrı bir parantez açılmadığına göre mevcut kurumlarının yeterliliğini sorgulama ihtiyacı da kalmamıştır. 

Finansman sorunu nasıl çözülecek? 

Dünyada tarımsal kooperatiflerin kredi ve finansmana uygun koşullarda erişimi nasıl sağlanıyor?

Eylem planındaki diğer alt başlıklar neler?

Tespitler ve sorunun çözümüne yönelik hazırlanan eylem planları beklentileri karşılar mı?

Devam edeceğiz…