Tarımsal Kooperatiflerin Gelişimi - 14

Yazar : Tahsin AYHAN
Konu : Tarım

Üst örgütlenme ya da “örgütlenebilmenin” tarımsal amaçlı birim kooperatifler açısından önemini ve değerini Yönetim, Denetim ve Sosyal Sermaye konu başlıkları altında ayrıntılarıyla anlatmaya çalıştım.

Birim kooperatif ortaklarının ulusal ve uluslararası ölçekteki pazar gereksinimlerini karşılama gücü ve imkanı yoktur. Büyük şirketlere, tüccarlara, tefecilere, holdinglere karşı mücadelede elleri zayıf, olanakları kısıtlı ve mütevazidir. Birleşmek, güç birliği yapmak zorundadırlar. Nasıl ki fertler kooperatif çatısı altında birleşerek ferdi çıkar elde ediyorlarsa, aynı şekilde kooperatifler de birleşerek hareket etmek suretiyle kendi öz yapılarına kazanç sağlarlar. Çünkü kooperatif üst örgütlenmesinin faaliyet getirisi özünde kendine değil üyeleri olan kooperatif yapılanmaları üzerinedir.

Üst örgütlerin faaliyetlerini sosyal ve ekonomik faaliyetler olarak ikiye ayırabiliriz. Yönetim, denetim, satış pazarlama, eğitim, idari ve teknik danışmanlık gibi konularda yoğunlaşan ve çeşitlilik gösteren bu faaliyetlerin öncelikli amacı üst örgütlenmeyi oluşturan tarımsal amaçlı birim kooperatiflerin sosyal ve ekonomik kapasitelerini arttırmaktır. Nihayetinde birim kooperatifler bazında kazanılacak bu kapasite artışının pozitif ivmesi üst örgütlenmeye de yansıyacaktır.

Özetle ya da eskilerin deyimiyle hülasa, üst örgütlenmenin önemini inkar etmek mümkün değildir. Kamu idaresinin de Türkiye’de kooperatiflerin üst örgütlenme yetersizliğini kooperatifçiliğin önemli sorunlarından biri olarak kabul ettiğini önceki yazılarımızda aktarmıştık. Gelinen noktada sorunun nasıl çözümlenmesi gerektiğini ise bu ayki yazımızda değerlendireceğiz.

Önümüzde iki seçenek var. Bir tanesi şekli düzenlemelerle sorunun “şeklen” çözümlenmesi, diğeri yapısal düzenleme ve politikalarla desteklenen nihai çözüm noktası.

Ne demek istiyoruz örneklerle açalım.

Kamu idaresinin idari ve mali mevzuat değişiklikleriyle tarımsal amaçlı birim kooperatiflerde üst örgütlenmenin teşvikine yönelik düzenlemeleri şeklen çözümlere iyi bir örnektir.

Örneğin üst örgütlenmesini gerçekleştiren birim kooperatiflerin vergi, resim, harç ve benzeri gider kalemlerinde istisna ve muafiyet uygulanması diyebiliriz.

Örneğin yine üst örgütlenmesini gerçekleştirmiş birim kooperatiflerine hazine arazilerin uzun vadeli uygun koşullarda kiralanması diyebiliriz.

Örneğin üst örgütlenmesini gerçekleştirmiş birim kooperatiflerin kamu ihale mevzuatından muafiyeti diyebiliriz.

Örneğin bakanlık, il özel idareleri ve belediyeler vasıtasıyla arazi, arsa, makine ve teçhizat, bina, pazar yeri ve satış kapasitelerinin arttırılmasına yönelik teşvikleri sayabiliriz.

Örneğin üst örgütlenmesini gerçekleştirmiş birim kooperatif yapılanmalarına kamu bankaları aracılığıyla daha uygun koşullarda kredi olanaklarının sağlanması da olabilir.

Kabul edelim ki bu ve benzeri uygulamaların tümü esasında birim tarımsal kooperatif yapılanmaları için üst örgütlenmeyi teşvik ve motive edici düzenlemelerdir.

Ama gel gelelim ki pratikte yeterli değildir.

Yukarıda saydığımız örneklerin çoğu ve benzerleri hali hazırda bırakın üst örgütlenme şartını, üst örgütlenmesini yapmış ya da yapmamış tarımsal amaçlı birim kooperatif yapılanmaları için zaten yürürlüktedir.
 
Temel sorun şeklen var olan bu düzenlemelerin ne kadar uygulanabildiği veya başka bir deyişle tarımsal amaçlı birim kooperatiflerin bu düzenlemelerden ne kadar istifade edebildiği gerçeğidir.

Üst örgütlenmesi olsun ya da olmasın şahsi kefalet ve/veya ipotek söz konusu olmadan tarımsal amaçlı bir kooperatifin kamu bankasından uygun şartlarda dişe dokunur bir kredi almasının olasılığı düşüktür.

Yürürlükteki mevzuat gereği teşvik, hibe, proje gibi taleplerle ilgili kamu idarelerine gitseniz, ödenek yok derler geri gönderirler.

TKDK üzerinden yola çıksanız bürokrasi içinde kaybolursunuz, kesinlikle bir danışman aracılığı ile ilerlemelisiniz. Sonunda aldığınızı danışmanla paylaşmak zorundasınız, uzun süren külfetli sürecin asıl kazananı kooperatif mi olur, danışman mı tartışılır.

Özetle hali hazırda yürürlükte olan, tarımsal amaçlı kooperatifçiliği teşvik ve desteklemeye yönelik düzenlemeler çoğunlukla şekli olarak mevcuttur, iş yararlanmaya gelince aslında pek de yazıldığı gibi kolay istifade edilemeyeceği gerçeği ile karşılaşılır.

Bir şekilde bu veya benzeri teşviklerden yararlanma şansı bulsanız dahi sonrasındaki süreçlerde yine tek başınıza kalırsınız.

Burada belediyeler ve destekleri konusunda ayrı bir parantez açıp ilerlemek zorundayız. Özellikle son yıllarda başta büyükşehir belediyeleri olmak üzere sorumluluk alanı içerisinde faaliyet gösteren tarımsal amaçlı kooperatif ve birliklerine kimi zaman garantili ürün alımı, kimi zaman ortaklık, kimi zaman fiili satış ve pazar yeri tahsisi gibi yaşamsal desteklemelerin varlığı ve yaygınlaşması tarımsal kooperatifçiliğin gelişimi açısından memnuniyet ve umut verici gelişmelerdir.

Demek ki şeklen var olan düzenlemeler fiilen istifade edilemediği takdirde “dostlar alış verişte görsün” mantığının bir ürünüdür.

Yapılması gereken ise şudur;

Madde 1, sen kamu idaresi olarak, ülkeyi yönetenler olarak tarıma ve tarımsal üretime nasıl bakıyorsun? Katma değerli, küresel rekabetçi, kendi üreticini ve üretimini koruyucu tarımsal politikaların var mı? Eğer varsa uyguluyor musun?

Cevabın evet ise şeklen var olan düzenlemelerin fiilen de kullanabilir olmasının önünde hiçbir engel olmaz, olamaz. Üst örgütlenmeyi teşvik edici ilave düzenlemelere bile ihtiyaç duyulmaz. Tarımsal kooperatifler üst örgütlenmelerini hiçbir ilave teşvik olmasa bile gerçekleştirir. Çünkü menfaatleri bu yöndedir. Bütün dünyada kooperatif üst örgütlenmelerinin çıkış dayanakları aynıdır, “menfaat” sağlamalarıdır.

Dünyanın hiçbir ülkesinde tarımsal amaçlı birim kooperatiflerin gelişimi ve üst örgütlenmesi o ülkenin tarımsal politikalarından ayrı bir seyirde olmamıştır. Tarımsal üretimi, katma değerli üretimi, küresel rekabeti, tarımsal ürün pazar paylarını attırmayı hedefleyen tüm ülkelerin sahadaki enstrümanları tarımsal amaçlı kooperatifler ve bunların oluşturduğu birliklerdir.

Tarımsal amaçlı kooperatiflerin üst örgütlenme dahil gelişimi kamu idaresinin tarımsal politika ve uygulamalarına “rağmen” başarılamaz. İstisnai başarılar ve örnekler de nihayetinde dünya ölçeğinde örnekleriyle karşılaştırıldığında rekabetçi özelliklerini uzun süre muhafaza edemezler.

Büyük salonlarda, görkemli toplantılarla “Kooperatifçilik Stratejisi ve Eylem Planı” hazırlamak, bakanlık öncülüğünde Tarım Kongreleri yapmak güzeldir ve gereklidir.

Uygulamasını ve sonuçlarını göremiyorsak da şeklen yapılanlar dışında anlamlandırmak mümkün değildir.
 
Görseller:
Manas