Gerçekten Organik Mi?

Yazar : M. Ufuk PEKER

En güçlü savunduklarımız en az bildiklerimizdir.

En güçlü savunduklarımız en az bildiklerimizdir. Zira ön yargılar cahillikten beslenir. Bilgi ise kuşkuyu besler; daha çoğunu bilmek istersiniz. Bu yazının amacı yalnızca “Organik Tarım” konusunda değil tüm gıda ve tarım üretim ve pazarlaması konusunda sizin bilme isteğinizi kaşımaktır. Denetimin en doğrusu bilinçli tüketici tarafından gerçekleştirilenlerdir.

Sanayi devrimi ile ortaya çıkan zenginleşme ve şehir kavramındaki değişim tarımın giderek şehirlerin dışında kalmasıyla sonuçlanmış, kırsal kesim kavramı ortaya çıkmıştır. Tarımsal üretim hem şehirlerin artan gıda ihtiyacını gidermek hem de sanayi ürünlerinden tarım ürünlerini ticarileştirildi. Tarım ürünlerinin aşırı tüketimi konvansiyonel (sanayiye dayalı ve yoğun) tarımı yarattı. Buna parlak bir isim de bulundu: “Yeşil Devrim”. Ticarileşme ile tarım bozuldu. Üretici ile tüketici arasında fiziki tanışmanın olmaması üreticinin son tüketiciye karşı sorumluluk hissini azalttı. İnsanların sağlıklı bilip tükettiği et, süt, yumurta meyve, sebze masumiyetini yitirdi.

 

Tarımda ortaya çıkan ve giderek büyüyen sorunlara karşı çevreci, sağlıklı çözümler ortaya konmaya başlandı. Adına ekolojik/organik tarım dediler. Sonra organik da tarım ticarileşti. Denetim, belgelendirme; yetmedi yasalarla koruyalım dedik; popülerleşmeye başladı. Popülerleştikçe medyanın konusu haline geldi. Enformasyon araçlarını kullanmanın dayanılmaz hafifliği… Araştırmadan, soruşturmadan dolaşıma giren bilgiler… Bilimsel olarak ifade edilenin naifliğinin karşısında gümbürdeyen manipülasyonun zaferi… Üretecek için, tüketecek için kafa karışıklığı… 

 

'Organik Ürün’ gerçekten üretilebilir mi?

 

Yaptığımız tarımsal faaliyetler sonucunda gerçekten organik bir ürün elde edebilir miyiz? Yoksa organik ürün bir hayal mi? Atadan kalan tarımsal tekniklerle yapılan üretime organik üretim denemez mi?  Gübre ve ilaç kullanmadan üretim yapsak?  Kimileri hayvan gübresi kullanabileceğimizi söyler;   komposttan, yani çürütülmüş organik artıklardan da bahsedilir belki. Sanki organik tarım sadece üretimde kullandığın girdilerle ilgili bir üretim modeli gibi… Ama daha ötesi sadece bitkisel üretimin konusu zannedilebilir.

 

Organik tarımda kullanılan girdiler önemlidir. Öncelikle mevzuatta yer almalı,  yetkilendirilmiş kuruluş tarafından onaylanmalıdır. Organik yöntemler ile doğal olarak toplama alanlarında bitkisel ve hayvansal ürünlerden elde edilmiş girdiler… Ya da doğada bulunan ve doğal yöntemlerle üretilmiş maddelerden elde edilmiş girdiler… Peki, bu girdileri kafamıza göre kullanabilir miyiz organik tarımda? Yada bu girdiler yeterli mi bir ürüne organik demek için?

Tek tip üretim (belli bir bitki türünün art arda her yıl aynı tarlaya ekilmesi) organik olabilir mi? Ya da erozyonu hesaba katmadan yapılan üretim organik olabilir mi?  Enerji tasarrufu… Genetiği değiştirilmiş organizmalar… En önemlisi üretim materyalinin bir canlı olduğunu ve doğanın parçası olduğunu göz ardı ederek yapılan üretim organik olarak kabul edilebilir mi?

 

Hayvancılık faaliyetleri, su ürünleri üretimi, doğal toplama alanlarından yapılan üretim organik metotlarla yapılamaz mı? Dahası üretilen tarımsal ürünlerden elde edilen ürünün hasadında, depolamasında, işlenmesinde, ambalajlamasında, etiketlenmesinde ve hatta taşınmasında kullanılan malzeme ve işlemler ürünün organikliğini etkilemez mi?

 

Sadece gıda mı? Organik tarımda kullanılan girdiler, organik ürünlerle üretilen giysiler, temizlik malzemeleri, makyaj malzemeleri, oyuncaklar…

 

Bir ürünün organik olup olmadığı anlaşılabilir mi gerçekten? 

 

Adınız ne desem?  Ya da mesleğiniz? Mezuniyet durumunuz? Hepinizin verecek yanıtları var mutlaka…  Ancak emin olabilir miyiz? Belge yoksa… Nüfus cüzdanı, diploma, işyeri çalışma belgesi, kimlikler, sertifikalar… Öyle ise organik ürünün de bir belgesi, kimliği olması gerekmez mi? Kim neye göre verecek bu kimliği? Kimliğin de bir resmiyeti olmalı; yani bir mevzuata dayanmalı, kurumları, kuralları, denetim ve belgelendirme mekanizmaları olmalı.

 

Organik tarım doğa ile uyumlu üretim yöntemleri olmanın ötesinde; doğal dengeye, çevreye zarar vermeyecek tekniklerin ve bu özellikteki ilaç ve gübrelerin kullanımın da önerildiği, ekimden sofraya kadar üretimin her aşamasının organik tarım kurallarına uygun olduğunun kontrol edilip belgelendirildiği, kendine özgü kurum ve kuralları olan ve tüm bu sistemin yasal bir mevzuata dayandığı bir “Tarım Kültürü”dür. 

 

Bu tanımdan sonra artık “Gerçekten bir ürün organik olabilir mi?” diye sormaya gerek var mı? Sonuçta bir mevzuat var, kendine özgü yöntemleri, girdileri, kuralları, kurumları var. Yani üretiminizi bu çerçevede yapıp belgelendiriyorsanız (Ürün Sertifikası), ürününüz ‘Organik’ statüsündedir. Yani bir ürün organik olabilir. Hatta diyelim ki üretici ve tüketici arasında güven ilişkisi var ya da bu güveni sağlayacak sivil mekanizmalar kooperatifler, dernekler arası bir iradi mekanizma ortaya çıkmış. Bu tür güvene veya örgütsel denetim mekanizmalarının dayanan üretime ‘Sosyal Sertifikasyon’ denmektedir. Sosyal sertifikasyon ile üretim yapılabilir ancak bu ürünler ticari olarak genel organik ürün pazarına giremez ve organik ürün etiketi ile satılamaz.

 

Bir ürünün organik tarım yöntemleri ve girdileri ile üretilmesi onu organik yapmaz. Bunun için ürünün üretiminde denetim ve sertifikasyon süreci de uygulanmalıdır. Yine, bu ürünlerin depolama, işleme, ambalajlama, etiketleme süreçlerinde organik niteliğini kaybetmemesi için de mevzuata uygun hareket edilmeli ve her işlem için denetim ve belgelendirme süreci işletilerek ürünün organik niteliğini koruduğu güvence altına alınmalıdır.

Organik ürünün etiketinde bulunması gereken diğer bilgilerin yanında, ürünün organik olduğuna dair ibare bulunmalı, sertifika numarası ve sertifikayı veren Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nca yetkilendirilmiş Kontrol ve Sertifikasyon Kuruluşunun Logosu ile mevzuatta yer alan ‘Organik Ürün’ Logosu da yer almalıdır.

Organik ürün satın alıyorsanız ürünün sertifikasını (ya da fotokopisini) mutlaka görmelisiniz. Bu ürünün sertifika numarası etiketteki sertifika numarası ile karşılaştırılabilir.

Şehir Efsanelerinde Organik Ürün

Şifa niyetine organik ürün tüketelim mi?

Organik ürün kesinlikle sağlıklı bir üründür, ancak ilaç gibi görülmemelidir. Organik ürün, üründen beklenen yararı azami derece sağlayabilir ve sentetik kimyasal kalıntılardan kaynaklanan zararları önler. Ancak organik üründen bundan fazlası beklenmemelidir. Organik tarım çevreye duyarlı bir üretim tarzıdır. Ancak, yalnızca organik üretim yaparak doğayı koruyamayız. 

Organik = Ekolojik = Biyolojik ürün aynı anlamda kullanılabilir mi?

Farklı ülkelerde kullanılan “organik”(İng.), “ekolojik” (Fr.) ve “biyolojik”(Alm.) ürün ifadeleri yasal olarak organik ürünü ifade etmektedir. Bunun dışında hiçbir ifade organik ürün anlamında kullanılamaz. Ancak İyi Tarım Uygulamaları (İTU), Global GAP ya da Gezen Tavuk gibi ifadelerin organik üretimle ilgisi yoktur. Bu üretimler ruhsatlı her tür (sentetik, biyolojik, madensel, mekanik vb.) girdinin izin verilen miktarlarda ve belli kurallarla kullanılabildiği üretim kültürleridir. Kalıntıların ülkede izin verilen limitlere uygun olması beklenir.

Köy ürünü, doğal ürün, natürel gibi ifadeler organik yerine kullanılabilir mi?

 

Bütün tarımsal ürünler belgeli değildir. Zaten tarlada üretilen bir ürün doğal olamaz. Köylerde her tür üretim yapılmaktadır. Doğal veya natürel ifadeleri sınıflandırma veya işleme şekli itibarı ile kullanılır. Örneğin, zeytinyağında kullanılan “natürel” ifadesi 0,8 ila 2,0 arasında olan asitlik düzeyini gösterir. Ya da “natürel incir” ifadesi şekillendirilmeden, işlemeden paketlenen kuru incir için kullanılır.

 

Köy ürünü, doğal ürün, natürel gibi ifadeler organik yerine kullanılabilir mi?

 

Bütün tarımsal ürünler belgeli değildir. Zaten tarlada üretilen bir ürün doğal olamaz. Köylerde her tür üretim yapılmaktadır. Doğal veya natürel ifadeleri sınıflandırma veya işleme şekli itibarı ile kullanılır. Örneğin, zeytinyağında kullanılan “natürel” ifadesi 0,8 ila 2,0 arasında olan asitlik düzeyini gösterir. Ya da “natürel incir” ifadesi şekillendirilmeden, işlemeden paketlenen kuru incir için kullanılır.

 

Bir ürünün görüntüsü, kokusu, lezzeti organik olduğunu kanıtlar mı?

 

Ürünlerin görüntüsü, kokusu, lezzeti daha çok ürünün çeşidi ile ilişkilidir. Tabii ki ürünün üretim süreci ürünün kalite unsurlarını etkiler. Ancak bu abartılı bir etki değildir. Zaman zaman karşılaşılan çok yakın boyut ve görüntüdeki tarımsal ürünler temizlenme ve standardizasyon işlemlerine tabii tutulmuş ürünlerdir.  Standart dışı ürünler genel olarak gıda ürünlerine işlenmektedir. Organik üretim genelde daha dar alanlarda yapıldığından standardizasyon çoğunlukla mümkün olmamaktadır.

 

Yamru yumru, çarık çürük ürünler organik midir?

 

Sertifikası varsa organiktir. Ancak siz yine de kalite değerlerini kaybetmiş tüketemeyeceğiniz bir ürünü sırf organik diye satın almayın derim. Sonuçta para verdiğiniz ürünü severek tüketmelisiniz. Organik tarım doğru uygulamalarla, doğru biçimde yapılırsa birkaç yıl içerisinde ürünün çeşit özelliklerini en iyi biçimde göstermesini sağlayacak kaliteli ürün üretimi mümkün olmaktadır.  Yani organik ürünler de oldukça kaliteli olabilmektedir.

 

İçinden canlı böcek (larva, tırtıl) çıkan ürün organik midir?

 

Bir soru da benden kurtlu bir meyveyi sırf organik diye yemek ister misiniz? Ancak yine de belirtelim; bazı zararlılar yumurtalarını çiçek döneminde yapar. Larvaları dane oluşumundan sonra yumurtadan çıkar ve bundan sonra da atacağınız hiçbir ilaç dane içerisindeki larvayı etkilemeyecektir. Dolayısı ile bol kalıntılı bir ürünün içinden de canlı larva çıkabilecektir.

 

Ve yine belirtelim, sertifikası varsa ürün böcekli de olsa organiktir.

 

Bir ürünün organik olduğunu hangi analizlerle anlarız?

Organik ürünlere pestisit tarama analizleri ve GDO analizi yapılarak kalıntı ve GDO olmadığından emin olunabilir. Kalıntıların genelde depolama sırasında karışma veya bulaşma neticesinde oluştuğuna dair bulgular vardır. Zaman zaman üreticilerin hatalı uygulamaları veya geçmişteki alışkanlıklarından kaynaklanan (bilinçli) göz ardı uygulamaları için maruz kalacağı cezalar oldukça büyüktür. Ancak bu analizler ve yanına ekleyeceğiniz başka analizler organik üründe sorun olup olmadığını anlamak içindir. Bir ürünün organik olduğunun tek güvencesi sertifikadır.

Ürünün organik olabilmesi organik tarım yöntemlerinin dışında bir uygulama yapılmadığının güvence altına alınmasını gerektirir. Bu da denetim ve belgelendirme ile sağlanabilir. Örneğin kanatlı yetiştiriciliğinde hayvan refahı, toprak ve su kirliliğinin önlenmesi gibi konulardaki tedbirler alınmasa da kalıntısız, GDO’suz et ve yumurta üretilebilir. Ancak, analizler bilinen maddelerle ilgilidir ve genelde olmaması gereken maddelere yöneliktir. 

Organik üretimde verim çok düşük müdür?

Organik üretime başlandığında verim düşüşü genelde görülmektedir. Toprak canlılığının yeterli olmayışı, toprak yapısının bozulması, Üreticiden kaynaklanan yanlışlıklar bazen bu durumun uzun sürmesine de neden olabilir. Ancak ekim nöbeti, kompost, yeşil gübreleme, tuzaklama gibi uygulamaların zamanında ve doğru şekilde gerçekleştirilmesi ile üç ila beş yıl içerisinde üretim maliyetleri düşerken, elde edilen ürün miktarı konvansiyonel üretimle yarışır düzeye gelebilmektedir. 

Organik ürünün çok pahalı olması normal midir?

Aslında organik ürünün fiyatı konvansiyonel ürüne yakın olmalıdır. Organik ürün arzının yetersizliği, üreticilerin eksikliğinden kaynaklanan verim kaybı, çok küçük parsellerde üretimin neden olduğu yüksek maliyet, yeterli organik girdi bulunmaması gibi unsurlar genelde maliyeti yükseltmektedir.  Yapılan analizler konvansiyonel ürünle organik ürün arasındaki fiyat farkının organik ürün lehine % 20 civarında olmasının yeterli olacağını göstermektedir. Başlarda 2 katın üstünde olan oransal fiyat farkı organik üretim arttıkça ve organik ürün pazarı yaygınlaştıkça % 50 civarına gerilemiştir. Uzun vadede maliyetin daha da düşebileceği ve fiyat farkının ortalama % 20 düzeyine gerileyeceği öngörülmektedir.

 Sonuç mu desem...

Doğayı kendimize göre değiştirdiğimizi zannediyoruz. Yaşamı kontrol altına alabileceğimizi, tüm doğaya hükmedebileceğimizi, hayatın iplerini elimize alabileceğimizi düşünüyoruz. Değiştirdiğimiz doğanın parçası olduğumuzu, bozulan ekolojik dengenin bizim hayatımızı da hem dolaylı, hem de doğrudan etkilediğinin farkında bile değiliz.

Tükettiğimiz tarım ürünlerinde nelerin eksik olduğunu bilebilir miyiz? Mesela yıllarca yediğimiz yumurtalarda selenyumun eksik olduğunun farkında değildik. Şu anda piyasada selenyumlu yumurta var. Katkı maddeleri ile selenyum içeriği sağlanmış yumurta… Oysa organik yumurtada, aslında toprakta gezen, eşinen tavukların yumurtasında doğal olarak selenyum bulunuyor.

Tükettiğimiz ürünlerde eksikliğinin farkında olmadığımız başka maddeler var mı, bilmiyoruz. Bilmediğimiz, farkında olmadığımız pek çok tehlike ve tehditle birlikte yaşıyoruz. Bir zamanlar insanların tamamen sentetik gıdalarla beslenebileceği üzerine tezler vardı. Hatta insanın günlük ihtiyaçları hap haline getirilecekti. Ancak insan vücudunun farklı fonksiyonları ve ihtiyaçları vardır. Yani insan içinde var olabildiği dünyaya saygı göstermeyi öğrenmelidir.

Ürünün organik olabilmesi organik tarım yöntemlerinin dışında bir uygulama yapılmadığının güvence altına alınmasını gerektirir. Bu da denetim ve belgelendirme ile sağlanabilir. Örneğin kanatlı yetiştiriciliğinde hayvan refahı, toprak ve su kirliliğinin önlenmesi gibi konularda ki tedbirler alınmasa da kalıntısız, GDO’suz et ve yumurta üretilebilir. Ancak, analizler bilinen maddelerle ilgilidir ve genelde olmaması gereken maddelere yöneliktir. 

"Bu makale ilk olarak Apelasyon E-Dergi Ekim 2014 sayısında yayınlanmıştır."