Kısıtlı Sulama

Yazar : M. Ufuk PEKER
Konu : Tarım

Ülkemizde bulunan su kaynaklarının yetersiz olduğu malum... Aynı zamanda tarımda bilinçsiz ve aşırı su kullanımının yanında, artan nüfus ve endüstriyel üretim için kullanılan sular var olan su kaynaklarının da hızla tükenmesini getiriyor.

Ülkemizde bulunan su kaynaklarının yetersiz olduğu malum... Aynı zamanda tarımda bilinçsiz ve aşırı su kullanımının yanında, artan nüfus ve endüstriyel üretim için kullanılan sular var olan su kaynaklarının da hızla tükenmesini getiriyor.

Ülkemizde kullanıla toplam suyun yüzde yetmişi (%70) tarımsal sulama amacıyla kullanılmakta. Oysa sulanabilecek arazilerin büyük bölümü sulanamıyor. Elbette bunun tek nedeni bilinçsiz sulama değil. Suyun depolanması ve tarlalara iletilmesi sırasında da büyük kayıplar söz konusu.

Ancak salma sulama yönteminin hala tercih edilebiliyor olması, sulamanın gereğinden fazla kez yapılması, bilinçsiz ve kontrolsüz yapılan sulamalar hem yarardan çok zarar getirmekte hem de sulama randımanın düşük kalmasına neden olmaktadır.  Topraktaki fazla suyun tahliyesi amacıyla kullanılan drenaj sisteminin maliyeti ve ortaya çıkan atık suyun uzaklaştırılması amacıyla yapılan kanalların maliyeti de cabası.

Tükenen su kaynaklarının yerine getirilememesi, su kaynaklarında birikenden daha fazla suyun tüketilmesi zaman içinde üreticilere yeterli suyun verişememesi sonucunu doğuruyor. Bu durumda sulama programlaması yapılırken daha az suyla tarımsal üretimin yapılması için bazı tedbirler alınması zorunlu hale geliyor.

Kullanabileceğimiz su miktarını, arazilerimizin özelliklerini bilerek kısıtlı sudan optimum şekilde yararlanabiliriz. Kısıtlı sulama koşullarında işletmenin olanaklarını en doğru şekilde değerlendirerek sudan optimum yarar sağlayacak şekilde yapılan sulama programına kısıtlı sulama adı verilir.

Yapılan bilimsel çalışmalar sulama suyunun kısıtlanması durumunda yetiştirilen ürünlerde su eksikliğine bağlı olarak ortaya çıkan verim kaybının, kısılan suyun % oranına göre oldukça düşük olduğunu ortaya koymaktadır.
Su kısıtı ile ilgili alına bilecek tedbirler şu şekilde sıralanabilir;
Alanın bir kısmında kuru tarım, bir kısmında optimum sulama yapmak. Belirlenen ürünler özellikle münavebe şeklinde, yıllar içerisinde arazilerin farklı bölümlerinde yetiştirilerek yapılan programlama başarı şansını da yükseltecektir.
Alanın tümünde sulu tarım yapmak ancak suyu kısmak (kısıntılı sulama yapmak). Bu durumda ortaya çıkacak verim kaybı göze alınır. Daha az su isteyen bitkilerle su isteği yüksek bitkiler münavebeli ve eş zamanlı yetiştirilerek işletmedeki sulama programının başarısı arttırılmaya çalışılır.
Alanın bir kısmına yeterli su bir kısmına kısıtlı su vermek. Büyük miktarlarda ürün yetiştirilen durumlarda hasatla ilgili koşullarda göz önüne alınarak bu tür uygulamalar yapılabilir. Ancak küçük arazilerde pek uygun değildir. Sadece bahçe sebzeciliği üretiminde önerilebilir.
Optimum bitki desenini saptamak. Bitki deseni oluşturulurken; arazi koşulları, kullanılabilir su durumu, işletmedeki iş gücü ve pazarın ihtiyaçları göz önüne alınarak, mümkün olduğunca en az su tüketen bitki türleri ve bu türlerin susuzluğa karşı en az etkilenen çeşitlerinin belirlenmesi mümkündür. Böylece minimum su kullanımı ve minimum verim kaybı sağlanabilir. Burada sulamanın programlı yapılması büyük önem taşır.
Sulama sistemlerinden optimum yaralanma. Damla sulama başta olmak üzere sisleme springleri, bublers sulama gibi gelişmiş sulama yöntemleri mümkün olduğunca kullanılmalıdır.
Topraktaki suyun muhafazası. Toprağın su tutma kapasitesini arttırmak için yeşil gübreleme, ahır gübresi ve kompost kullanımı ile organik madde miktarını arttırılması; toprağın malç malzemeleri ile örtülmesi (organik atıklar, parçalanmış budama artıkları, talaş, plastik malç örtüleri vb.) kullanımı ile de toprakta suyun muhafazası gerçekleştirilebilmektedir. Sürümün arazi eğimine dik yapılması da yüzey akışını önleyeceğinden suyun toprağa infilitrasyonı (işlemesi) açısından önemldir.
Minimum toprak işleme. Toprak işlemede toprağı derin işleyen ve devirerek işleyen aletler topraktaki suyun muhafazasını zorlaştırmaktadır. Toprağı devirerek işleyen aletler toprağın su tutma kapasitesi yüksek olan 20 cm’lik bölümünü toprağın 30-35 cm’lik derinliklerine indirdiğinden toprağın su tutma kapasitesi bu tip toprak işlemeden olumsuz etkilenir. Ayrıca bu tip toprak işleme tekrarlandıkça toprağın yapısı bozulur ve kil miktarı oransal olarak artmaya başlar. Kil topraktaki kohezyonu yükselterek, topraktaki kullanılabilir su miktarını azaltır. Topraktaki porozite azalmasa da suyun tutulma kuvveti artacağından bitkilerin yararlanabileceği su azalmaktadır. Ayrıca hava oranı da düşmektedir. Derinlerdeki nemli bölgeden torak yüzeyine doğru kapilaritenin artması toprak yüzeyinden evaporasyon (Buharlaşma) yoluyla su kaybını arttıran başka bir faktördür. Öte yandan sulama sonrasında kaymak tabakasının kırılması da önemlidir. Gübreleme, tohum ekimi gibi çeşitli kültürel işlemler için de toprak işleme önemlidir. Toprağın yırtarak işleyen veya kalıplaşmış toprağın parçalanmasını sağlayan yüzlek sürüm yapan tırmık, kazayağı, diskarow, rötovatör, kültivatör gibi aletler ve bu aletlerle oluşturulan kombinasyonlar hem su muhafazası ve hem de toprağın korunması açısından daha çok yararlanılması gereken aletlerdir. Eğimli arazide eğim yönüne dik olarak yapılan toprak işleme suyun muhafazası açısından olduğu kadar erozyonla mücadele açısından da yararlıdır.
Yağış sularından ve taban suyundan yararlanma. Günümüzde su hasadı denilen yöntemlerle yağışların bitki kök çevresinde biriktirilmesi için çeşitli önlemler alınmaktadır. Son yıllarda geliştirilen kapilarite cazibesi esasıyla çalışan boru tipi aletlerle taban suyundan yararlanma da suyun kısıtlı olduğu yerlerde üreticilere önemli avantajlar sağlamaktadır. Su hasadı ile ilgili yöntemlerden biri, eğimli arazilerde belli aralıklarla eğime dik kanallar açıp, bu kanalların içini suyun içinde birikmesini sağlayacak ve buharlaşmasını önleyecek malzemeyle doldurup, üzerini çakıl kum gibi geçirgen maddelerle kapatmaktır. Bu çukurların üzeri toprak seviyesinin üstünde tutularak suyun önünde bir set oluşturulur. Yüzey akışı önlenir. Bu önlemler erozyonu da engeller. Biriken su yağışsız dönemde, kapilar boşluklardan bitkilerin köklerine ulaşır.
Sonuç olarak;

Suyumuz kısıtlı. Hızlı nüfus artışının yanında küresel ısınma ve kuraklık ta su sıkıntısını büyütüyor. Tarım sektörünün yanında, enerji, sanayi, madencilik, turizm sektörleri ile kentsel amaçlı su kullanımı da hızla artıyor. Su kullanımı konusunda hem tarımsal üreticilerin kendi aralarında ve hem de diğer sektörlerle rekabetinin büyümesi kaçınılmaz.

Tarım sektörü içerisindeki rekabet diğer sektörlerle rekabet şansını ortadan kaldırabilir. Birbirini çekemeyen, suyun kendi tarlasına gelmesi için, diğer üreticilere su gitmesini önleyecek şekilde su dağıtım şebeklerine zarar veren üreticilerin birlik olması zor görünüyor. Daha kurumsal bir zihniyete sahip olan diğer sektörlerin su savaşlarında tarıma düşen suyun kısılması konusunda güç birliği yapabilecek potansiyele sahip. Yani su savaşlarının mağlubu şimdiden belli…

Ya tedbirinizi bugünden alacaksınız ya da yarın geç kaldığınız için hayıflanacaksınız…
 
Görseller:
Arşiv.