Yeni Dünya, Malta Eriği Ya da Muşmula

Yazar : Gülhan KARA
Konu : Gastronomi

Üç ayrı isimle bilinen bu turuncu meyve, tam da bahar ile yaz meyveleri arasında kalan dönemde çilek ve can eriği ile beraber tezgahlarda yerini alarak meyve boşluğunu dolduruyor.

Üç ayrı isimle bilinen bu turuncu meyve, tam da bahar ile yaz meyveleri arasında kalan dönemde çilek ve can eriği ile beraber tezgahlarda yerini alarak meyve boşluğunu dolduruyor.

Yeni dünyanın ya da diğer adıyla Malta eriğinin ana vatanı Asya'nın güneyi, Kuzey Hindistan, Çin ve Japonya olarak biliniyor. Japonya'dan da Akdeniz'e gelmiş. Oradan da Akdeniz'e kıyısı olan her yerde yetiştirilmeye başlanmış.
 
Ülkemizde özellikle Ege ve Akdeniz bölgesinde yetişmekte olsa da ılıman iklime sahip her bölgede yetişebiliyor.
Sonbaharla birlikte şahane çiçeklerini açmaya başlayan, güzel  görünümlü ve yaz-kış her daim yeşil yapraklarıyla oldukça dekoratif bir yapıya sahip bu ağacın meyveleri mayıs ayında yeşilden sarıya dönerek olgunlaşmaya başlar, giderek turuncu bir renk alarak olgunlaşırlar ve haziran ayı sonuna kadar meyveleri toplanır.

Ekşi-tatlı bir lezzete sahiptir. Zamanında toplanırsa oldukça tatlı ve suludur. İçinden bolca iri ve yuvarlak, parlak kahverengi çekirdekleri çıkar. Bu çekirdeklerden toprağa atar veya saksıya gömerseniz bir yıl sonra minik bir yeni dünya fidanınız olur.

Benim bu meyve ile tanışmam 9-10 yaşlarımda oldu. Adana'da yaşadığımız yıllarda (evimiz bir portakal bahçesi içindeydi) bahçenin en güzel güneş alan yerinde bir tane yeni dünya ağacı vardı. Bu ismi ilk kez duymuş bu meyveyi ilk kez görmüştüm. Tutam tutam salkımlar halinde hafiften tüylü yemyeşil yaprakların arasından bana bakıyorlardı. Ağaç çok yüksek değildi ama boyum yetmediği için annem koparırdı. İlk tanışmada sevmiştim bu meyveyi. Önce rengini sonra da tadını. Isırınca içinden kayarak fırlayan çekirdekleri de epey eğlenceliydi.

Taze taze meyve olarak yemenin ne kadar faydalı olduğundan hiç haberim yoktu tabi. Eskiden zaten sorgulamazdık ki yiyip içtiklerimizi! Şundan yiyelim şuna iyi geliyor, bundan yiyelim buna faydası var gibi... Gerek de yokmuş zaten. Doğa, mevsiminde ihtiyacımız olanı sunuyor bize. Kurcalamaya gerek yok bence. Mevsimi takip edince zaten hem sağlıklı besleniyor hem de her şeyi zamanında ve tam tadında yiyoruz.

2-3 yaşına gelince meyve vermeye başlayan bu ağaç, 25-35 yıl kadar meyve verirmiş. Yaşlanınca da oduncu gövde kısmımdan müzik aletleri yapılırmış.

Gelelim meyvenin diğer hallerine...

Gaziantep'in "yeni dünya kebabı"nı duymuşsunuzdur. Bir parça kıyma kebap top yapılıp çekirdeği alınmış ve ikiye açılmış irice yeni dünya meyvesinin arasına yerleştirilip şişe dizilir ve mangalda pişer. Etin eriyen yağlarıyla buluşan meyvenin kokusu ve lezzeti lokum gibi olur. Gerçekten de nefistir. Bu hafta sonu evde mangal yapacaksanız deneyin derim. Kıymanız koyun kıyması olmalı tabi.

Bu meyvenin seneler evvel kendimce muhallebi tarzında sütlü bir tatlısını denemiş ve pişince ortaya çıkan rengiyle, lezzetiyle sonucun bu kadar mükemmel olmasına hiç şaşmamıştım. Süt, vanilya ve şekerle buluşunca kıvam da görüntü de çok etkileyici oluyor. Soğuk  servis edilen, hafif ve serin bir yaz tatlısı.

Eğer bahçenizde yeni dünya ağacı varsa komposto gibi kaynatıp kevgirden süzüp yeni dünya suyu yapabilir, meyvelerin çekirdeklerini çıkarıp pişmiş veya taze haliyle çeşitli tatlı, pasta, tartlarda kullanabilirsiniz.

Faydaları saymakla bitmeyen, ülkemize de uzak diyarlardan gelen bu meyve aynı zamanda bir şifa küpü. Faydaları saymakla bitmiyor, A vitamininden zengin, lif içeriyor. Bağırsak sisteminden akciğerlere, gözlerden safra kesesi sağlığına, rahatlatıcı etkisine kadar pek çok faydası var. Tam zamanıyken her gün 3-5 tane yeni dünya yiyelim.  Güzel bir tarifle veda edelim.. Afiyetle kalın.

Yeni Dünya Tatlısı
1 kg yenidünya
1 su bardağı su
1 su bardağı toz şeker
2 çorba kaşığı pirinç unu
1 su bardağı süt
Meyveleri yıkayıp saplarını ve çekirdeklerini ayıklayın. Bir tencereye alıp üzerine su ve şeker ilave ederek yumuşayana kadar pişirin. Tencereyi ocaktan alıp meyveleri ezerek püre haline getirin. Sütü bir kaseye alıp pirinç ununu ekleyin ve karıştırın.

Karışımı meyve püresine ilave edip tencereyi orta ateşe alın ve sürekli karıştırarak muhallebi kıvamına gelinceye kadar pişirin. Tatlıyı servis kaselerine veya kuplara paylaştırıp soğumaya bırakın. Buzdolabında bekletip soğuk olarak servis yapın.
 
Görseller:
Sabah Gazetesi