Ayvalık'ta Bir Aradayız

Yolunuz Kuzey Ege’ye doğru düşerse Şeytan Sofrası'nın da bulunduğu sevimli bir Ege kasabası olan Ayvalık’a uğramayı sakın unutmayın.

Yazar: Özgür Zümrüt
 
Yolunuz Kuzey Ege’ye doğru düşerse Şeytan Sofrası'nın da bulunduğu sevimli bir Ege kasabası olan Ayvalık’a uğramayı sakın unutmayın.
 
Ayvalıklı Yazar Ahmet Yorulmaz’ın “O tepeye gündoğumunda ya da batımında çıkıp manzara seyretmeyenin Ayvalık’ı görmüş olmayacağını” söylediği yerdir Şeytan sofrası. Şeytan Sofrası'na ulaşmak için Ayvalık merkezden Sarımsaklı yönüne doğru yaklaşık 15 dakikalık araç yoluculuğu sonrası nefis bir manzara ile sizleri bekliyor olacak.

Ayvalık mübadele yıllarının miraslarını günümüze kadar getiren keyifli bir Kuzey Ege kasabası. Lozan Antlaşması’ndan sonra yaklaşık 2 milyon insan evlerini, dedelerinin topraklarını, vatanlarını terk edip hayatlarında hiç görmedikleri topraklara göç etmek zorunda kaldılar. Yunanistan’da yaşayan yaklaşık 500 bin Türk Anadolu’ya ve Anadolu’da yaşan Rumlar Yunanistan’a göç etmişlerdir. Bu dönem her şeylerini geride bırakmanın dramatikliği ile geçen ve izleri hala devam eden hikâyelerle doludur. Bizler, Rumların Kıyı Ege’de bıraktıkları izleri gümünüzde fazlası ile yaşamaktayız. Bu izleri hayranlıkla izleyip fotoğraf karelerimize konu yapmaktayız. Kıyılarımızda şimdilerde gördüğümüz zevksiz beton yığınlarının yanında yüz yıllık miras evleri gördüğümüzde geride kalanların ne derece önemli miras olduğunu unutmamalıyız. Her birinde ayrı bir dramatik hikâyenin var olduğu o eski Rum evleri, şimdilerde “butik” bir hava katan dekoratif bir turizm ögesi olarak yaşanmakta. Ayvalık’ın içinde ve ara sokaklarında bu evlerden ve birbirinden güzel kapıları ile sizlerin ziyaretinizi bekliyor. Biz böyle bir tesiste kaldık.

Macaron Konağı 160 yıllık bir tarihi bina. Orijinaline uygun şekilde korunan tesiste taş duvarlar, ahşap tavanlar, sardunyalarla kaplı balkonlar ile kendinizi adeta farklı bir boyutta hissediyorsunuz. Macaron adının kökünde “marjoram”dan geldiğini öğrendik. Türkçe karşılığı kekik ailesinden mercanköşk. Rumca’da Macaron halini alıyor. Ayrıca Girit mübadilleri bu bitkiyi kahveye de koydukları için Macaron’un anlamına “Kahve Kokusu” da denilmiş.

Ayvalık’ın şimdiki nüfusun çoğunluğu Girit göçmenidir. Dolayısı ile Girit mutfağının eşsiz örnekleri Ayvalık’a ve Cunda sahilindeki restoranlara gelmiştir. Leziz yemek ve yöreye özgü taze mezeleri ile gelen misafirlerine eşsiz deneyimler sunmaktadır. Ayvalık’a geldiyseniz şeytanın sofrasını esas arayacağınız yerdesiniz.  Girit mutfağı için “öylesine muhteşemdir ki, insanlar yemek yemeye devam edebilmek için ölmeyi reddediyorlar” denir. İşte bu mirasın izlerinin olduğu Ayvalık ve Cunda'da yediğim deniz mahsullü mezeler inanın Türkiye’deki en iyileri arasındadır. 

Bu ay ziyaret ettiğimiz Ayvalık’ta iki işletmeden bahsetmek istiyorum sizlere. Bir tanesi bir Ayvalık klasiği Tik Mustafa’nın Yeri, diğeri en yeni işletmelerden Payeli Restoran. Eskiden yeniye bir yolculuk olacak bizimkisi.
 

Tik Mustafa’nın Yeri


İlk durağımız Tik Mustafa’nın Yeri. Mekâna girdiğinize meze dolabının önünde geçireceğiniz zaman ile masada geçireceğiniz zaman hemen hemen birbirine yakındır diyebiliriz. Meze dolabında karşısına geçip üşenmeden tek tek kaç meze var diye saymaya başladım. 112 tane meze çeşidi saydım ki sıcakları işin içine hiç eklemedim. Aklınızda siz hayal edin. Tüm mezeler taze ve günlük hazırlanıyor.

Ayvalık denildiğinde ilk akla gelenlerden birisi “Rakı Balık Ayvalık” ise bunun için en doğru adreslerden birisi kesinlikle Tik Mustafa’nın Yeri’dir. 

Meze dolabından seçtiklerimizin masamıza gelmesi ve Ayvalık’ta olma sebeplerimizden göbek cinsi rakımız ile masamızda iki duble sohbetimiz başlıyor.

Tik Mustafa’nın Yeri Ayvalık Tenekeciler Sokağı'nda. Rezervasyonsuz sezonda yer bulma olasılığınız çok zayıf. Dolayısı ile seyahat öncesinde muhakkak rezervasyon yaptırmalısınız.  40 yıla yakındır hizmet veren işletmenin salaşlığının yanında lezzeti ile bizleri yine büyüledi diyebilirim.
 

Payeli Restaurant

 
Ayvalık’ın en yeni mekânı diyebilirim buraya. Cunda’ya giderken Eski Tariş Yağ fabrika binasının restore edilmesi ile açılan işletme aslında inşaat sektöründe uzun zamandır hizmet veren şirketin yeme içme sektöründeki ilk markası. 

Eski yağ fabrikası, tarihi ambiyansının yanında modern dokunuşlarla çok şık bir mekân haline gelmiş. Yine deniz kenarında hatta iskele ile denizin üstünde yemek keyfini yaşıyorsunuz. Deniz mahsullerinin ön planda olduğu menüsü ile lezzetli bir Ayvalık alternatifi durumunda. İçinde bulunduğumuz pandemi koşullarında hijyenin ön planda olduğu Payeli Restaurant’tan biz çok keyif aldık. Yine masamızda iki duble sohbet vardı 'Göbek' cinsinden. Gün batımı, denizden ufak ufak yüzünüze vuran meltem, keyifli sohbet ile nefis bir anı kaldı hatıralarımızda.

Sıcak ot tabağı ve ızgara yerli kalamar hatıralarımızda kalacaktır diyebilirim. Keyifli ambiyansı, lezzeti ve hizmeti ile tavsiyemizdir.
Lezzetli sofraları, tarihi sokakları ve doğal güzellikleri ile görünmesi gereken bir Ege kasabası olan Ayvalık’ta bir aradaydık…
 
Afiyetle gezin…
 

Görseller:

Yazara aittir, izinsiz kullanılamaz.