Soluk Mavi Nokta’nın Felaket Hikayesi

Soluk Mavi Nokta, yaklaşık 6 milyar kilometre gibi rekor bir uzaklıktan, 14 Şubat 1990 tarihinde Voyager I aracından kaydedilmiş fotoğraftır. Fotoğrafta, Dünya uzayın yalnızlığında kameraya yansıyan güneş ışığı bantları arasında küçük bir nokta olarak görünür.

Yazar: Çağlar Kuzlukluoğlu
 
“Soluk Mavi Nokta, yaklaşık 6 milyar kilometre gibi rekor bir uzaklıktan, 14 Şubat 1990 tarihinde Voyager I aracından kaydedilmiş fotoğraftır. Fotoğrafta, Dünya'nın görünen boyutu bir pikselden daha düşüktür ve gezegenimiz, uzayın yalnızlığında kameraya yansıyan güneş ışığı bantları arasında küçük bir nokta olarak görünür.
 
Carl Sagan'ın özel isteği ile NASA, misyonunu tamamlamış olan ve Güneş Sistemi'nden ayrılmak üzere olan Voyager I ile, son defa kamerasını döndürmesi ve Dünya'nın görüntüsünü kaydetmesi için son kez iletişime geçti. "Soluk Mavi Nokta" ifadesi, fotoğrafın önemi üzerine düşüncelerini dile getiren Carl Sagan tarafından, başlığını koyduğu -1994 Soluk Mavi Nokta- eseri ile icat edildi.”
2019 yılının sonlarından günümüze uzanan “virüs” ve “pandemi” sıkıntısı, “insanlığın ulaştığı zirve(!) gelişim noktası addedilen 1990’ların ortaları” ile “milenyum” ardından başlayarak dünyayı kasıp kavuran ekonomik ve finansal sorunlar, insanlık tarihine denk savaşlar; çatışmalar; yoksulluk; eşitsizlik ve dahası derken aslında hep kendini anımsatan ancak unutulma zorunluluğu(!) bulunan yer yüzü ve gök yüzü olayları bugünün “gündelik” sıradanlığı oldu.
 
IPCC biz, yani insan temelli iklim krizi konulu raporunu yayınladı. Raporu 60’dan fazla ülkeden 234 bilim insanı hazırladı.
 
Yeşil Gazete’de yer alan yazısında Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Murat Türkeş, asıl değerlendirme raporunun 12. Bölümü’nün hakem editörlerinden biri ve ayrıca birçok bölüme hakemlik yaptığını belirtiyor. Türkeş, “Rapor, insan kaynaklı karbondioksit ve diğer sera gazı salınımlarının arttığını, küresel-bölgesel sıcaklıkların çok hızlı yükselmekte olduğunu, 1.5°C ve 2°C düzeyindeki küresel ısınmanın doğal ve insan sistemlerine olan etkilerini anlatıyor. Bu kapsamda Paris Antlaşması’nın 1.5°C ve 2°C küresel ısınma hedeflerinin gerçekleştirilebilmesi için iklim değişikliği mücadelesinin ivedilikle kuvvetlendirilmesi gerektiğini açıklıyor.” özetini aktarıyor. 
 
Ekonomist Burcu Ünüvar şu uyarılarda bulunuyor:
 
Dağlar denize dik/paralel, tamam, biz seçemedik ama kentlerin ormanla mesafesi, yapılaşma ruhsatları, düşük karbon dönüşümü bizim elimizde. Rapor (ve raporu aktaran bizler) korku değil, sorumluluk aşılamalıyız.
 
İklim krizi farkındalığını özümsemeden PR için kullanan elbette çoktur, azalmaz. Ancak bunun farkına varmaz isek biz de bu değirmene su taşımış oluruz.
Piyasa, hareket etmek için her gün yeni bir hikayeye ihtiyaç duyar! Bu hikaye şimdi, iklim krizi! Aman dikkat! Yok öyle iklim değişikliğinin yükünü diş fırçalarken musluğu geç kapatan vatandaşa kesmek! Yok öyle, iklim krizi ile mücadele ediyoruz diye yeni kâr kapısı açmak!

Değerli biblolarınızı saklar gibi sakladığınız para politikasından, maliye politikasına her türlü aracı düşük karbonlu kalkınma için nasıl kullanabiliriz düşünme zamanı. Mevzunun popülerliği işi aceleye getirmesin.”
 
Kısaca; Carl Sagan’ın “…üzerinde hayat barındırdığını bildiğimiz tek gezegen. En azından yakın gelecekte, gidebileceğimiz başka yer yok. Ziyaret edebiliriz, ama henüz yerleşemeyiz. Beğenin veya beğenmeyin, şu anda sığınabileceğimiz tek yer.” diye betimlediği dünya, yine O’nun ifadeleri ile sevdiğiniz ve tanıdığınız, adını duyduğunuz, yaşayan ve ölmüş olan herkesi üzerinde bulundurmaya devam ediyor. Tüm neşemizin ve kederimizin toplamı, binlerce birbirini yalanlayan din, ideoloji ve iktisat öğretisi; insanlık tarihi boyunca yaşayan her avcı ve toplayıcı, her kahraman ve korkak, her medeniyet kurucusu ve yıkıcısı, her kral ve çiftçi, her aşık çift, her anne ve baba, umut dolu çocuk, mucit, kâşif, ahlak hocası, yoz siyasetçi, her süper star, her “yüce önder”, her aziz ve günahkâr onun üzerinde – bir günışığı huzmesinin üzerinde asılı duran o toz zerresinde.
 
Soluk mavi nokta hatırlatıyor: “Şu noktaya tekrar bakın. Orası evimiz. O biziz.”
 
Çabuk olmak zorundayız ama önceliğimiz hırs ve bizi bu aşamaya taşıyan gelişmişlik(!) anlayışımız olmamalı. Sorun, gündelik ve sıradan hale hem bizim hem de bizim irademiz dışındaki etmenler nedeniyle gelmiş olsa da hepimizin felaket hikayesi !
 
Korkar ve sorumluluk almazsak da yok oluş hikayemiz olacak. 
 
Görseller:
  1. Wikipedia, Pale Blue Dot