Tarımsal Üretimi Planlamak

Yazar : M. Ufuk PEKER
Konu : Tarım

Tarımsal üretim canlı materyalle yapılan, doğal şartlara açık, uzun vadeli bir üretim kültürüdür. Mutlaka üretim planlı olmalıdır.

Yazar: M. Ufuk Peker
 
Kaos teorileri içerisinde herhalde en çok bilineni ‘Kelebek Etkisi’dir Matematikçi ve Meteorolog Edward N. Lorenz meteoroloji simülasyonlarında çok küçük değişikliklerin ortaya çıkan sonuca etkilerinin büyük olduğunu fark eder. Ve bugün filmlere de konu olan (BRESS., GRUBER, 2004) şu sözüyle dikkatleri üzerine çeker; "Amazon Ormanları'nda bir kelebeğin kanat çırpması, ABD'de fırtına kopmasına neden olabilir. Farklı bir örnekle bu, bir kelebeğin kanat çırpması, dünyanın yarısını dolaşabilecek bir kasırganın oluşmasına neden olabilir.” (LORENZ, 1996).

Tarımsal üretim canlı materyalle yapılan, doğal şartlara açık, uzun vadeli bir üretim kültürüdür. Tarımsal ürünlerin elde edilmesi sürecine hasat adı verilir. Bazen bir yılın üretim sezonunda yapılan masraf ve emeğin karşılığı hasatta alınacaktır. Hasat sonucu elde edilecek ürünün de pazar koşullarına dayanıklı; tercih edilen, uygun fiyatlı ürünler olması istenir. Yani tarımsal üretim sürecinin kaotik bir yanı vardır. Mutlaka üretim planlı olmalıdır.

Üretimin başarısı için elde edilen ürün miktarı ve kalitesinin yanında pazarlama koşullarını da dikkate almak gerekir. İklim koşullarındaki değişmeler; uzun yıllar iklim istatistikleri, felakete dönüşebilecek iklim olaylarının gerçekleşme olasılıkları dikkate alınmalıdır. Üretim kayıplarına neden olabilecek durumlar için (hastalık, zararlı, iklimsel olaylar, toprakta oluşabilecek sorular, taban suyu, vb.)  kimyasal kirlenmeyi, bulaşmayı önlemek; ürün dayanıklılığını arttırmak, ürünün albenili olması; pazarın ürüne talebinin artacağı dönem de ürünün hasada hazır hale gelmesi gibi pek çok ayrıntının dikkate alınması gerekir. 
 

Planlamada Dikkat Edilecek Hususlar


Tarımsal üretim materyalleri canlı varlıklar olduğundan; doğa şartlarındaki değişimlerden yoğun olarak etkilenirler. Su ve besin maddelerine ihtiyaç duyarlar. Isı, ışık, rüzgâr gibi etkenler canlı üretim materyalinin gelişimine ve ürünlerine etki eder. Diğer canlıların faaliyetlerinden etkilenirler. Besin maddelerini biriktirme ve yakma açısından solunum faaliyetleri önemlidir. 

Yetiştirilen bitki ve hayvanların gelişimi ile ilgili tüm süreçler aynı zamanda ürünlerin üretim sürecidir ve verimlilikle yakından ilgilidir. Tüm bu etkenler içerisindeki olumsuzluklar verimi, elde edilen ürün miktarını ve ürünün kalitesini de etkilemektedir. Ürünün fiyatının belirlenmesinde kalite unsurlarının ön planda olacağı dikkate alınmalıdır. 

Tarımsal üretimde ürün kayıplarının çeşitli şekillerde ortaya çıkması mümkündür. Bunların başında hastalık ve zararlılardan kaynaklanan kayıplar yer almaktadır. Toprak işleme, sulama, gübreleme gibi kültürel işlemlerde yapılan yanlışlar da ürün kayıplarının nedenleri arasında sayılabilir. Bazen iklim koşullarındaki (sıcaklık, yağış, rüzgâr) aşırı veya zamansız değişimler de ürün kayıplarına neden olmaktadır. Küresel iklim değişikliğinin ve su kaynaklarını  bilinçsiz kullanımı sonucu ortaya çıkan sorunların da bu bağlamda ele alınması gerekir.

Hasat işlemleri, kurutma ve depolama, nakliye, işleme ve ambalajlama işlemlerinde de ürün kayıpları önemli bir sorun oluşturmaktadır. Tüm bu etkenlerle mücadele için yöntemler geliştirilmişse de bazı mücadele yöntemlerinin kendisi kalite unsurları açıdan üretim sorunlarına yol açmaktadır.

Tarımsal üretimde her işlem de kendinden sona ki işlemler için bir hazırlık olarak görülmelidir. Her işlemin ürün kayıplarını azaltmak, masrafları en aza indirmek, ürün miktarını ve kalitesini arttırmak açısından hesaplanması gerekir. Üretim süreci planlanırken kısa vadeli düşünülmesi oldukça sakıncalıdır. Uzun vadede üretim sürecin tıkanmasına ve sorunların büyümesine neden olmaktadır.

Ekim ve dikimin hasadı kolaylaştıracak biçimde organize edilmesi gerekir. Ama aynı zamanda hem birim alanda kalite ve miktar açısından yeterli bitkinin bulunması da istenir. Tek yıllık bitkilerin pek çoğunda bir bitkiden mümkün olduğunca az ürün elde edilmesi kaliteyi arttırmaktadır. Bunu sağlamak amacıyla bu tür bitkilerde sıra üzeri daraltılmaktadır. 

Bitkilerin havalanması, ısı ve ışıktan yeterince yararlanması da dayanıklılık açısından önemlidir. Bu da sıra arası mesafenin arttırılması ile çözülür. Geniş sıra arası diğer kültürel işlemler gibi hasadı da kolaylaştırmaktadır. Eğer makineli hasat yapılacaksa sıra üzeri mesafe ve ürünün ekim şeklinin belirlenmesinde makinenin özellikleri de dikkate alınmalıdır.

Yine uygulanacak hasat tekniği ile çeşit özellikleri, ekim şekli ve uygulanılacak kültürel yöntemler arasında da uyum olmalıdır. Örneğin makine ila hasat edilecek bir bitki tesviyesi yapılmamış bir arazide, makineli hasada uygun olmayan bir çeşitle yapılamaz. Azotlu gübrelerin aşırı kullanımı nedeniyle güçlü gelişmiş bitkilerin hasadı işçilik masrafını arttırabilir. (Aksoy & ark. 2020)
Toprak hazırlığında toprağın yapısını bozacak, toprak canlılığını yok edecek derin ve devirerek sürüm işlemlerinden mümkün olduğunca kaçınılması gerekir. Zira toprağın sıkılaşması sonucu kökleri yeterince havalanmayan bitkiler iyi bir gelişme gösteremez. Bu da ürünün kolay dökülmesine ve olgunlaşmanın yeknesak olarak gerçekleşmemesine neden olur. Derin sürüm ve gereksiz işlemler başta enerji maliyeti olmak üzere üretim maliyetini de arttırmaktadır.

Üretim aşamasında toprakta yeterince organik madde ve canlı organizma bulunmuyorsa bitkiler bitki besin maddelerinden dengeli bir şekilde yararlanamayacaktır. Bir bitki de tür ve çeşit özelliklerine bağlı olarak değişse de besin maddelerinin alımındaki dengesizlikler pek çok probleme neden olmaktadır. Ürünün kolay dökülmesi, erken ve küçük boyda hasada gelmesi, kalite düşüklüğü, dayanıklılığının azalması gibi pazarlama açısından olumsuz etkileri olabilir.

Bitki besleme konusunda dikkat edilmesi gereken ana unsur toprağın organik maddece zengin olması ve toprak canlılığını korumasıdır. Gübre ve toprak zenginleştiricilerin kullanılmadan toprak tahlili yaptırılması gereksiz gübrelemenin önüne geçecektir. Örneğin azot fazlalığı bitkinin vejatatif gelişmesini hızlandıracağından bitki aşırı gelişme gösterirken verime yatması zorlaşır…

Topraktaki besin maddelerini zenginleştirmek ve toprak canlılığını arttırmak için ahır gübresi, yeşil gübreleme, kompost gibi ürünler kullanılabilir. Toprakta besin maddelerinin yıkanmaması ve tutunması için, organik maddelerin yüksek iyon tutma özelliği gübreleme verimliliğini arttıracaktır. En azından işletmede budama, temizlik gibi kültürel işlemler sonucu ortaya çıkan organik artıkların parçalanarak toprağa karıştırılması bile oldukça yarar  sağlar.

Üretim planlaması açısından münavebe (ekim nöbeti) de ele alınması gereken konular arasında… Aynı ürünün arka arkaya ekilmesi üretimde sorunlara yol açmaktadır. Bunları bitkinin topraktan yararlanma şekli, tükettiği bitki besin maddeleri, kök sistemi itibarı ile toprağa etkileri, hastalık ve zararlı etmenlerin yaygınlaşması şeklinde sıralayabiliriz. (Duman & Algan, 2012) 
Kısıtlı sulama olanaklarını doğru değerlendirerek, planlı üretim yapmak  daha az suyla daha kârlı üretim anlamına gelecektir. Örneğin biraz önce önerdiğimiz münavebe sulama ile ilgili kısıtlamalarda değerlendirildiğinde işletmede su verimliliğini önemli ölçüde arttırmamızı sağlayabilir. Su hasadı yöntemleri de hem su üretim maliyetini düşürmek hem de sel gibi, erozyon gibi olumsuzluklardan daha az etkilenmek açısından yarar sağlayacaktır. (Çakmak&ark., 2008)

Hasat yöntemi tüm üretim süreci ile uyumlu olmak durumundadır. Ancak aynı zamanda ürün kayıplarını önlemelidir. Hasat ve taşıma amacıyla kullanılan alet ekipman temiz, ürünün kirlenmesine yol açmamalı ve ürünün özelliklerine uygun olmalıdır. 

Depolama yapılacaksa ürünün özellikleri dikkate alınmalıdır; nem düşürme, kurutma, havalandırma, soğutma gibi işlemler önemlidir. Eğer birden fazla ürün depolanacaksa depolanma koşulları açısından uyumlu olmayan ürünler bir arada depolanamaz. Örneğin soğan ile çok az sebze meyve aynı ortamda tutulabilir. Hangi ürünün hangi koşullarda ve hangi ürünlerle birlikte depolanacağına ilişkin bilinsel yayınlar takip edilmelidir.
 

Pazarlama Açısından Planlama


Ülkemizde üreticiler pazarlama konusunda oldukça sıkıntılıdır. Tarım ürünleri canlı materyaldir ve bozulma riski fazladır. Üretici şartlarında yeterli depolama koşulları sağlanamamaktadır. Üretimde başarılı olsalar dahi, ürün satmak isteyen pek çok üretici karşısında az sayıda aracı tüccar alıcı olarak piyasada fiyatı belirlemektedir. Uzun üretim süreci sonrasında borçlanan üretici, kısa sürede ürününü satıp borçlarını ödemek durunda kalmaktadır.

Üretim planlaması bu sorunların tümüne çözüm olamasa da masrafların düşmesini sağlayabilir. Kaliteli ürün fiyatı bir miktar yükseltebilir. Üretim zamanlaması ile pazarın ihtiyaç duyduğu dönemlerde yetiştirilen ürünler daha uygun fiyat oluşumu sağlayabilir.

Pazarlama da başarının anahtarı aslında üretimin en başından hasada kadar ki üretim sürecinin uygulanacak hasat yöntemi, depolama, kurutma, temizleme, sınıflandırma vb işlemlerin tümünün pazarın ihtiyacı göz önüne alınarak gerçekleştirilmesidir. Üretilecek ürün, ürünün çeşidi pazarlama açısından uygun olmalıdır. 

Üretim planı yapılırken piyasada ürün bulunmayan erken dönemlerde ve geç dönemlerde piyasada ürün olmasının sağlanması hesaplanabilir. Ya da bir ürünün erkenci, normal ve geççi çeşitleri bir arada ekilerek çeşitli dönemlerde ürün elde edilmesi ve pazarda süreklilik sağlanması düşünülebilir. Süs bitkileri üretiminde Öğretmenler günü için kasım patı, Kadınlar Günü için karanfil, Anneler Günü için gül gibi bitkiler üretim planlaması ile üretilebilmektedir. Hayvansal üretimde de benzer şekilde Yılbaşı için hindi, Kurban Bayramı için koyun ve sığır üretimi planlanmaktadır.

Ürettiğimiz ürün depolama ve nakliye açısından çok uygun değilse bu ürünün yakın pazarlarda tüketilmesi mümkün olmalıdır. Ancak bu olasılık kesin değilse veya yoksa bu ürünü işletme içerisinde işleyerek değerlendirmek, dayanıklılığını arttırmak ya da daha dayanıklı ve katma değerli bir ürün elde etmede kullanmak mümkün olmalıdır. Eğer bu olanaklar yeterli olmayacaksa aynı ürünün pazarlama işlemleri açısından dayanıklı ve pazarda tercih edilen çeşitlerini üretmek daha akılcı olur. 


Sorun Olarak Plansız Üretim


Kaos teorileri her şeyi kontrol edebileceğini, matematiksel hale getirebileceğini düşünen insan egosuna karşı bilimsel bir meydan okumadır. Ama aynı zamanda bu kaotik koşullarda insanın farklı senaryolara da hazır olması gerektiğinin ifadesi olarak görülmelidir. 

Tarımsal kaynaklar sınırlı ve önemli kaynaklardır. Aslında tarımsal üretim makro ölçekte de ciddi bir planlanmaya ihtiyaç duyar. Belli bir plan çerçevesinde desteklenerek yönlendirilmelidir. Tarımda destekleme ve hibe hem tarımın sürdürülmesi ve hem de üreticinin yönlendirilmesi açısından dikkatle planlanması gereken birer politika aracıdır. 

Makro tarımın mevcut piyasa sisteminde planlaması öncelikle üretici örgütlerinin güçlü ve yaygın olabilmesi ile ilişkilidir Merkezi mekanizmalara etkide bulunabilecek yerel yapıların olgunlaşması önemlidir. Ve ülke genelindeki tarımsal verileri istatistikî bir mantıkla yorumlayıp bunu tarım politikalarını oluşturmak için kullanacak bir mekanizmanın da ortaya çıkması gerekir. 

Ülkemizde bunun için gerekli altyapı ve makro ölçekte tarım politikalarımız var. Ancak ürün bazında ve üretime yönelik işlemeyen politikaların tarımsal üretimi yönlendirmesi zor görünüyor.  Örneğin hayvansal üretime verilen desteklerdeki artış, et ithalatını giderek arttırmak zorunda kaldığımız gerçeğini değiştirmiyor.

Makro ölçekte tarım politikaları açısından planlama sorunu hem bu yazının ve hem de yazarının boyunu aşar. En azından mikro ölçekte plansız tarımsal üretimin bir sorun olarak ortaya konmasında yarar olduğunu düşünüyorum. 

Tahmin ederim ki bu derginin okurlarından çok azı için plansız üretim doğrudan bir sorun. Ancak dolaylı olarak üretim, fiyat, alım gücü gibi farklı açılardan bakınca aslında hepimizi en azından tüketici olarak yakından ilgilendiriyor. Ülkemizde her yıl tarımda sürdürülebilirlik, kırsal kalkınma, gıda güvenliği gibi farklı kaygılarla yüzlerce proje hazırlanıyor. Bu projelerde tarımsal faaliyetlerin yürütülmesindeki plansız üretimin sorun ağacında bir yerinin olması gerekir diye düşünüyorum.
 
Kaynaklar:
  1. AKSOY, Uygun & ark. Türkiye’de Organik Bitkisel Üretim. Türkiye Ziraat Mühendisliği IX. Teknik Kongresi Bildiriler Kitabı-1, 191. ZMO, Ankara, 2020
  2. AKMAN, Z. & BALABANLI, C. Birlikte Ekim (İntercropping) Sistemlerinde Bitki Hastalıkları, Böcek ve Yabancı Ot Kontrolü, Cilt 7, Sayı 25, Sayfa 19-21, 1997; https://bit.ly/3d0nxN5
  3. BRESS, E., GRUBER J.M. The Butterfly Effect. ABD, 2004
  4. ÇAKMAK, Belgin; YILDIRIM, Murat; AKÜZÜM, Turhan. Türkiye’de Tarımsal Sulama Yönetimi, Sorunlar ve Çözüm Önerileri. TMMOB 2. Su Politikaları Kongresi, Sonuç Raporu; Sf 215-224, Antalya, 2008.
  5. DUMAN, İ. & ALGAN, N., Organik tarımda ekim nöbeti uygulaması. Organik Tarım.2. Baskı, 2012, Ankara
  6. KIZILOĞLU, F. T. Toprak Organizmalarının Azot Formları Arasındaki Dönüşümlere ve Çevreye Etkileri. Cilt 8, Sayı 30, Sayfa 27-30, 1999
  7. KUŞTUTAN, F. & MERKEN Ö., (2015) Yeşil Gübreleme. Apelasyon e-dergi, Sayı 15-8, İzmir, 2015; Apelasyon E-Dergi
  8. SERİN, Y. Çankırı’da Mera Kanununa Göre Mera Kiralayıp Islah Yapmanın Ekonomik Hayvancılık Yapmaya Katkısı., Tarım Bilimleri Araştırma Dergisi Cilt: 5, Sayı: 1, Sayfa:09-23, 2012
  9. TURUNÇ, Ö. Uluslararası Güvenlik Düzlemine Yönetim Bilimi Penceresinden Farklı Bir Bakış: Stratejik Kaos Yönetimi Yaklaşımı. Güvenlik Stratejileri Dergisi, (08), 45-72., 2008; https://bit.ly/31b8QnS
Görseller:
Arşiv