Karadut

Yazar : Cem Toker, Dr.

Moraceae familyasına ait olan karadut (Morus nigra) meyvesi genellikle kuzey yarım kürede ılıman ve subtropik iklimlerde yetişmekte, diğer dut çeşitlerine göre daha iri tanelere sahip olup meyvenin rengi pembeden koyu mora kadar değişebilmektedir.

Yazar: Dr. Cem Toker
 
Moraceae familyasına ait olan karadut (Morus nigra) meyvesi genellikle kuzey yarım kürede ılıman ve subtropik iklimlerde yetişmektedir. Meyve, tınlı, kumlu-tınlı ve pH 6,5-7 arasındaki topraklarda yetişebilmektedir. Diğer dut çeşitlerine göre daha iri tanelere sahip olan meyvenin rengi pembeden koyu mora kadar değişebilmektedir. Türkiye İstatistik Kurumu 2021 yılı verilerine göre Türkiye’de 69.475 ton dut üretilmiştir. Üretimin büyük bölümü, Malatya (8.457 ton), Erzincan (6.240 ton), Adıyaman (5.745 ton), Elazığ (5.554 ton), Erzurum (4.823 ton), Ankara (4.112 ton) ve Samsun (2.124 ton) illerinde gerçekleşmiştir. Karadut taze veya dondurulmuş olarak tüketilmekte olup gıda endüstrisinde meyve suyu, dondurma, reçel, marmelat ve meyveli yoğurt üretiminde, ayrıca bunun yanı sıra ağaç yaprakları, gövdesi ve kökü ilaç ve kozmetik endüstrisinde kullanılmaktadır (ANONYMOUS, 2022; VENKATESH ve CHAUHAN, 2008).
 
Meyvenin kendine özgü tatlımsı ekşi eşsiz aroması, etil alkol ve linoleik asitin bir esteri olan etil linoleat bileşenine bağlıdır (CALIN-SÁNCHEZ ve ark., 2013). Karadut, A, B1, B2, B3, B6, B9, E, C ve K vitaminlerini, potasyum, kalsiyum, sodyum, fosfor, magnezyum, demir, çinko ve mangan minerallerini içermektedir (KOSTIC ve ark., 2013b). 
 
 
Karadut, zengin mineral, vitamin ve fitokimyasal içeriğine bağlı olarak diyabet, artrit, hipertansiyon, anemi, boğaz enfeksiyonu, ateş ve ağız içi doku lezyonlarını önleyici etki göstermektedir (IQBAL ve ark., 2010; KOSTIC ve ark., 2013a). 
 
Karadut diğer dut çeşitlerine (beyaz ve kırmızı) göre daha yüksek konsantrasyonda fenolik bileşen (1422 mg/g) ve flavonoid (276 mg/g) konsantrasyonuna sahiptir (KOSTIC ve ark., 2013b). Meyve yüksek konsantrasyonda potasyum minerali içermektedir. Meyvede en yüksek konsantrasyona sahip antosiyanin, siyanidin-3-glikozid olup kamferol-3-O-rutinozid, kuarsetin-3-O-glikozid, kuarsetin-3-O-rutinozid, siyanidin-3-soforozid, pelargonidin-3-glikozid ve pelargonidin-3-rutinozid bulunmaktadır. Meyvede major flavan-3-ol bileşeni (+)-kateşin’dir. Gallik, kafeik,  p-kumarik, m-kumarik, o-kumarik, vanilik ve ferulik asitler meyvenin fenolik asitlerini oluşturmaktadır. Meyve major  olarak rutin ve kuersetin flavonollerine sahiptir (DARIES-MARTIN ve ark., 2003). Karadut içeriğinde major organik asit sitrik asit olup bunun yanı sıra malik asit ve askorbik asit bulunmaktadır. Karadut meyvesinin antioksidan kapasitesi (oksijen radikal absorbans kapasitesi (ORAC) 13.95-16.01 µmol/g arasında değişmektedir. Diğer meyvelere göre O2, O2H2 ve OH radikallerine karşı en yüksek inhibisyon etkisine sahiptir. 
Günümüzde diyabet hastalığı gerek genetik gerekse beslenme alışkanlıklarına bağlı olarak Dünya genelinde yaklaşık 189.000.000 kişide görülmektedir. Bu oranın Dünya Sağlık Örgütü’ne göre 2025 yılında iki katına çıkacağı tahmin edilmektedir. Günlük diyet içerisinde alınan fitokimyasal kompozisyonu zengin fonksiyonel gıdalara yer vermek hastalığı biraz daha kontrol almaya katkı sağlamaktadır. Karadut meyvesinde bulunan deoksinojirimisin bileşiği emilen karbonhidratların sindirimini geciktiren biyolojik fonksiyonu ile besin tüketimi sonrasında plazma glikoz konsantrasyonunu düşük miktarda artırarak aynı zamanda insülin salınımını yükseltmeyerek glisemik kontrolü sağlamaya yardımcı olmakta ve böylelikle diyabeti önlemektedir. Deoksinojirimisin bileşiği kan basıncını kontrol altına alma (özellikle hipertansiyonu önleme), sindirim sistemini temizleme ve AIDS virüsünün konakçı hücreye bağlanmasını inhibe ederek anti-HIV etki göstermektedir (KOSTIC ve ark., 2013b). 
 
Geçmişte karadut, taze, marmelat ve meyve suyu olarak ağız içi yaraların, bademcik iltahabının ve çocuklarda görülen Candida türü mikroorganizmalarının sebep olduğu Moniliazis hastalığının (pamukçuk) tedavisinde kullanılmıştır. Karadut flavanol bileşenlerine (papyriflavonal A, kuraridin, sophoraflavanone D ve Sophora-iso-flavanone A) bağlı olarak antifungal ve antimikrobiyal aktivite göstermektedir. Candida türü mikroorganizmalardan özellikle Candida.albicans mikroorganizmasına karşı antifungal aktivite göstermektedir. Meyvede bulunan 2-aril-benzofuran metisilin bileşeni stafilokok türü mikroorganizmalara karşı antimikrobiyal etki göstermektedir. Meyve içeriğindeki morin flavanoid bir bileşen olup makrofajlar üzerinde antiinflamatuvar etkiye sahiptir. Meyvedeki siklosporin (CsA) bileşeni organ transplantasyonu (organ nakli) sonrasında bağışıklık sistemini baskılayıcı etki göstererek organın vücut tarafından kabulünü desteklemektedir (FANG  ve ark., 2005; FUKAI ve ark., 2005).    
 
Karadut meyvesindeki siyanidin-3-glikozid yüksek antioksidan aktiviteye bağlı olarak LDL oksidasyonunu ve endotel hücrelerden salgılanan NO (nitrik oksit) üretimini baskılayarak insan vücudunda inflamasyon oluşumunu önlemektedir. Karadut yapısındaki antosiyaninlere bağlı olarak akciğer kanseri hücrelerinin invazyon (dokular arası yayılma) ve migrasyonunu inhibe etmektedir (CHEN ve ark., 2005). Matriks metallo proteinazlar (MMPs), yaklaşık 28 enzimden oluşan, fizyolojik ve patolojik doku yıkımında önemli rol oynayan ekstrasellüler proteazlardır. Bu enzimler, metastaz ve invazyon, anjiyogenez, apoptozun engellenmesi, antitümör savunma mekanizmalarının engellenmesi yoluyla kanser oluşum sürecinde aktif rol oynarlar. Karadut meyvesinin düzenli tüketimi kolorektal kanser progresyonu, invazyonu ve metastazında etkili olan MMP-2 ve MMP-9 matriks metallo proteinazları inhibe etmektedir (TRAMER ve ark., 2012).
 
Ülkemizde yabani olarak yetişen veya kültüre alınarak üretilen karadut meyvesi zengin fenolik bileşen, antosiyanin, vitamin ve mineral (özellikle potasyum) içeriğine bağlı olarak antioksidan, antidiyabetik, antiinflamatuvar ve antimikrobiyal özellikleri nedeniyle günlük diyet içerisinde tüketilmesi gereken bir meyvedir.
 
Kaynaklar:
  1. ANONYMOUS. 2022. Türkiye İstatistik Kurumu. https://biruni.tuik.gov.tr/medas/?kn=92&locale=tr 
  2. CALIN-SÁNCHEZ, A., MARTINEZ-NICOLÁS, J.J,, MUNERA-PICAZO, S., CARBONELL-BARRACHINA, A.A., LEGUA, P. and HERNÁNDEZ, F., 2013. Bioactive compounds and sensory quality of black and white mulberries grown in Spain. Plant Foods Hum Nutr., 68(4):370-377.
  3. CHEN, P.N., CHU, S.C., CHIOU, H.L., KUO, W.H., CHIANG, C.L. and HSIEH, Y.S., 2005. Mulberry anthocyanins, cyanidin 3-rutinoside and cyanidin 3-glucoside, exhibited an inhibitory effect on the migration and invasion of a human lung cancer cell line. Cancer Lett 235: 248-259, 2005.
  4. DARIES-MARTIN, J., LOBO-RODRIGO, G., HERNANDEZ-CORDERO, J., DIAZ-DIAZ, E. and DIAZROMERO, C., 2003. Alcholic Beverages Obtained from Black Mulberry, Food Technology and Biotechnology, 41: 173-176.
  5. FANG, S.H., HOU, Y.C, and CHAO, P.D., 2005. Pharmocokinetic and Pharmacodynamic Interactions of Morin and Cyclosporin. Toxical Appl Pharmacol, 15: 65-70.
  6. FUKAI, T., KAITOU, K. and TERADA, S., 2005. Antimicrobial activity of 2-Arylbenzofurans from Morus species against methicillin-resistance Staphylococcus aureus. Fitoterapia. 76:708-711. 
  7. IQBAL, M., MIR, K. and MUNIR, M., 2010. Physico-chemical characteristics of different mulberry cultivars grown under agro-climatic conditions of Miran Shah, North Waziristan (Khyber Pakhtunkhwa), Pakistan. J. Agric. Res., 48: 209-217.
  8. KOSTIC, D.A., DIMITRIJEVIC, D.S., MITIC, S.S., MITIC, M.N., STOJANOVIC, G.S. and ZIVANOVIC, A., 2013a. Phenolic content and antioxidant activities of fruit extracts of Morus nigra L. (Moraceae) from Southeast Serbia. Trop. J. Pharm. Res., 12 (1): 105-110.
  9. KOSTIC, D.A., DIMITRIJEVIC, D.S., MITIC, S.S., MITIC, M.N., STOJANOVIC, G.S. and ZIVANOVIC, A., 2013b. A survey on macro- and micro-elements, phenolic compounds, biological activity and use of Morus spp. (Moraceae). Fruits, 68: 333-347.
  10. RAMESH, H.L., SIVARAM, V. and YOGANANDA MURTHY, V.N., 2014. Antioxidant and medicinal properties of mulberry (Morus sp.): A Review.  World Journal of Pharmaceutical Research. Vol 3(6): 320-343)
  11. TRAMER, F., MOZE, S., ADEMOSUN, A.O., PASSAMONTİ, S. and CVOROVIC, J., 2012. Dietary Anthocyanins: Impact on Colorectal Cancer and Mechanisms of Action. Colorectal Cancer - From Prevention to Patient Care. pp. 123-156.
  12. VENKATESH, K. P. and CHAUHAN, S., 2008. Mulberry: Life enhancer. J. Med. Plants Res., 2: 271-278.
Görseller:
  1. Tarek Siala, Wikipedia