Türkiye’de Yaşanan Büyükbaş Hayvancılık Krizi

2007/08 sezonunda, küresel kuraklık sonucunda, önce pirinç krizi, sonrasında da hububat krizi yaşanmıştır. Bu kriz sonucunda hayvancılığın en büyük girdi kalemi olan yem fiyatları ve yem fiyatlarının yükselmesi sebebiyle süt fiyatları artmıştır. İç piyasada, süt tozu ithalatıyla piyasa dengelenmeye çalışılmış, ancak izlenen bu politika süt fiyatlarında büyük bir düşüşe yol açmıştır. Üretim maliyetinin altına sütünü satmak istemeyen üreticiler, kombina ve mezbahaların yüksek fiyat verdiği inekleri kesime vererek o dönem için daha karlı olan karkas ete çevirmiştir. Kırmızı et sektöründe yaşananlar, süt sektöründe yaşananların yansıması olmuş, süt fiyatlarında ani düşüşlerin yaşandığı 2008 yılı sonrasında 400 bin damızlık inek kesime gitmiş, 2011 yılına gelindiğinde ise neredeyse aynı miktarda canlı sığır ithal edilmiştir. Ülkemiz böylelikle, ileriki yıllardaki besi materyalini zayıflatmıştır. Bunun sonucunda da üretimin yetersizliği nedeniyle ihtiyaca cevap verebilmek için önce canlı hayvan ve sonrasında da karkas et ülkemizce ithal edilmiştir. Türkiye ithalatın serbestleştirildiği 2010 yılından günümüze toplam 2,6 milyon başa yakın hayvan (kasaplık sığır ve koyun) ithal etmiş ve bunun karşılığında 1,3 milyar ABD Doları ödemiştir.