B Tipi Misafirler

Mavi Yolculuğa çıkılacak limana gelişleri asla ve asla grup halinde olmaz. Ya teker teker farklı ulaşım araçlarıyla ya da en azından 2 farklı tarih aralığında parçalı gruplar halinde tekneye ulaşma geleneğini benimsemişlerdir. Gelişmiş demokratik geleneğimizle her bireyin eşit ağırlıkta söz hakkı ilkesi mutlak geçerlidir. Bunun için de her bireyin (çiftler arasında dahi) kumanya planlaması ve satınalımı konularında uzman olduğu peşinen varsayılır. Hal böyle olduğunda misafir ödemeli kumanyalar tekne aşçısı ve personeli açısından nedendir bilinmez bir kabus olur! 

 

Öyle ki; kumanya satınalımı konusunda son derece iddialı ve azimli bazı misafirlerimiz büyük şehirdeki özel kasaplarından dahi kırmızı etlerini beraberlerinde   getirmekte  ısrarcı olabilmektedirler.

 

Hanımların uzmanlık alanına şarküteri ve özellikle süt ürünleri girer. Kek , börek ve benzeri çay saati eşlikleri konusunda da iddialılardır. Şaşırtıcı olan ise en az tekne için satınalmış oldukları miktar valizlerindeki beslenme çantalarında da zaten mevcuttur.

 

En büyük sıkıntı tekneye ısrarla dondurma stoklamak istemelerinde yaşanır. Teknede jeneratörler sayesinde çalışan derin dondurucu ve saklama ortamlarının neden dondurma stoklanmasına uygun olmadığını anlatmak futbol kuralındaki ofsayt sorunsalını çağrıştırır. Erkek satınalmacıların açmazı ise alınacak ürünlerin miktarlarındadır. Her nedense içkiler hedefi bulur da yiyecekler konusunda durum vahimdir. Mesleki anılarım içerisinde İstanbullu bir grubun 1 kasa ithal uskumru alınmasındaki kararlılığı sonrası tur bitiminde kalanlar İstanbul’a geri götürülemediği için çareyi tekne personeli bulmuş; her biri 750 grama denk gelen uskumruları heba etmemek için tuza yatırmışlardı. Kış boyunca da İstanbullu grubu hayırlarla andılar tabii.