SONUÇ

Birçok ortamda yapılan uygulamaları ayrıntılı inceleyip neden-sonuç ilişkisini organik tarımın temel ilkeleri açısından irdelemeden ‘organik tarımda verim düşer’ veya ‘organik tarımda girdiler yetersiz veya dışa bağımlı’ gibi yorumlara sıkça rastlanmaktadır. Halen geçerli yönetmeliklerin uygulanarak uygunluk durumunda sertifika alınması sürdürülebilir organik tarım için yeterli değildir. Organik tarım, konvansiyonel üretimde kullanılan girdilerin organik olanlarla yer değiştirilmesi şeklinde algılanmamalıdır. Birçok çalışma veya rapor, agroekoloji yaklaşımını tarımda sürdürülebilirlik açısından ideal olarak görürken bu yaklaşımın benimsenmesinde eğitimin önemini vurgulamaktadır. Organik tarım ekolojik döngülerin tesisi ve tercihan işletme içi girdilerle planlı bir üretimi öngören ekosistem yönetim sistemidir. Ancak organik tarımda üretim-tüketim sürecinde tüm paydaşlar arasında eğitim ve sürekli bilgi akışı sağlandığında organik tarımla sağlanan sürdürülebilirlik daha da artacaktır. Çevresel ve sosyo-ekonomik sürdürülebilirlik açısından bakıldığında da bilgiye dayalı olarak yerel koşullara uygun modellerin geliştirilmesi gereklidir. Bu modellerde kentsel tarım kapsamında aile işletmeciliği özellikle tüketim merkezlerine yakın bölgelerde yaygınlaştırıldığında kırsal ve kent çevresinin korunması, kısa zincirlerle tüketiciye ulaşma, kırsalda gelir artışı, işgücü yaratma gibi birçok fayda sağlayacaktır. Üretici-tüketici arasında kurulacak kısa ve şeffaf pazarlama kanalları, ekonomik avantajların yanı sıra taşınmaya bağlı emisyonları azaltarak küresel açıdan da yarar sağlayacaktır. Geniş ölçekli organik üretim alanlarında ise katma değerin olabildiğince ülke içinde yaratılmasına çalışılması hedef olarak ortaya konmalıdır. 

Hep birlikte eleştirilmemiz gereken konu ise organik tarımın sadece yüksek gelir elde etme veya ihracat aracı olarak görülmesi veya tanıtılmasıdır. Birçok gelişmiş ülkede organik üreticilerin Dünyayı ve yaşadığımız çevreyi toplum adına koruma görevi üstlenmeleri nedeni ile desteklendiği belirtilmektedir. Bu bilinçle organik ürün tüketiminin arttırılması, sürdürülebilir bir tarımsal ekosistem yönetim modeli ile Dünyaya katkı sağlayacaktır.